BÖLÜM 6

454 21 17
                                    

Yeri geldi ağladık, yeri geldi kahkahalar attık. Kardeşimle birbirimizi çok özlemiştik. Gecenin ilerleyen saatlerinde ben mutfağa yediğimiz abur cubur çöplerini bırakmaya gittiğimde Gökçe kanepeye kedi gibi kıvrılmış uyumaya başlamıştı. Onu hiç uyandırmadan ben odama gidip uyudum. Artık yalnız değildim. Yanımda kardeşim vardı.

Sabah güzel omlet kokularıyla uyandım. Yataktan mutlulukla kalkıp mutfağa koştum. Gökçe çoktan uyanmış, kahvaltıyı bile hazırlamıştı.

-Gökçe sen ne zaman uyandın da hazırladın bütün bunları?

-Ablacım, evde iş yapmadan ders çalışabildiğim tek an annem ve babamın uyudukları an. O yüzden erken kalkmaya alıştım artık.

-Ah benim canım...

-Ama çok kötü bir şey oldu.

-Ne oldu? Babam mı aradı?

-Hayır. Gitarımı yanıma alamadım. Babam kömürlüğe kilitlemişti. Anahtarını bulamadım.

-Hadi ya, olsun güzelim. Alırız merak etme. Sen yeter ki kazan şu sınavı. Gerçi sınava girmene bile gerek yok. Sadece yetenek sınavına girsen de kazanırsın sen.

-Olsun abla ben işimi garantiye alıyorum. Hadi otur çayını katıyorum.

Güzelce kahvaltımızı yaptık, ben hazırlanmaya geçtim. Saçlarımı ve makyajımı yapıp üzerimi değiştirdikten sonra çıkarken Gökçe'yi evden çıkmaması konusunda tembihledim. Apartmandan aşağıya indim. Tam arabama binecekken birisini gördüm ve çok şaşırdım. Çelebi'yi.

-Aa, Çelebi? Senin burada ne işin var?

-Seni merak ettim, dün gece sesin biraz kötü geliyordu.

-Geceden beri burada değilsin herhalde değil mi?

-Ha, yok. Yeni geldim. (Aslında geceden beri buradayım.)

-Tamam o zaman, zaten öyle bir şey yapsaydın kendimi çok kötü hissederdim.

Çelebi bana doğru yaklaştı. Her zamankinden farklı bakışlarla...

-Sence ben senin kötü hissetmeni sağlar mıyım?

Şaşırmıştım. Hafifçe sırıtmayı engelleyemedim. Ben gülümserken yanımızdan son sürat bir araba geçti. Bu hızlı araba irkilmeme neden oldu. Ben heyecanla kaçarken Çelebi kendini bana çoktan siper etmişti. Hızlı araba yanımızdan geçerken Çelebi'nin sağ ön canıma bir taş fırlattılar. Cam paramparça olurken araba aynı hızında durmadan devam etti. Korkudan tuttuğum nefesimi araba gidince bırakıverdim. Çelebi çok sinirli gözüküyordu ama bana sarılmayı da ihmal etmiyordu. Yavaşça ondan ayrıldım.

-Çelebi ne oluyor ya? Kim bunlar tanıyor musun? Sanki kasıtlı bir şeydi? Ama maganda işte bunlar. Dünya bu gibi insanlar yüzünden bu halde. Hemen polisi arayıp şikayet edelim.

Ben konuşurken Çelebi'nin adamları alt sokaktan bizim yanımıza doğru koşuyorlardı.

-Aman abi iyi misiniz? Yenge iyisindir inşallah?

YENGE Mİ?

Kaşlarımı kaldırarak Çelebi'ye baktım. O da mahcup bir şekilde bana bakıyordu.

-Necati! Siz neredesiniz? Adamlar taş yerine silah çıkartsaydı ne yapacaktık?

-Abi çok özür dileriz. Ama bak ne buldu bizim çocuklar. Taşı bir kağıda sarmışlar. Kağıtta da bu ihaleden çekilmezsen bir dahakine mermimi yersin yazıyor. Kesin Köz'ün işi bu.

Ben şuan ne yaşandığını anlayamamış şekilde olan biteni şaşkın şaşkın izliyordum. Çelebi ise adamlarına sinirlenip duruyordu.

-Bağır Necati biraz daha. Alt mahalle duymamıştır belki.

AŞK MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin