Yıldızlar henüz belirmeye başlarken, Güneş ufuk çizgisinden yeni yeni kaybolmuştu. Tam o sıralarda Derinsu şehrinin "Yıldız Tozu" adı verilen kahin topluluğuna yeni katılmış olan Eilus'a, ki kendisi sonradan Eilus Yıldızdokuyan olarak anılmıştır, baş rahibe Ilione Derinsu tarafından "Kem", "Yazdak" ve "Blauc" yıldızlarını izleme görevi verilmişti. Eilus henüz on yedi yaşında bir gençti ve iki yıldır kendisine verilen "yıldız okuma" eğitimleri sonrasında ilk kez görev almıştı, Sarı düz saçlarının gözünün önüne geçmemesi amacıyla arkadan at kuyruğu şeklinde bağlamış olan Eilus, çok nadir olarak görülen gri göz rengine sahipti ve her kabuledilmiş "Yıldız Tozu" kahininin giydiği elbiselerden ilki olan 2 yıldızlı cübbenin altına, çıktığı yüksek yerin getireceği soğuktan korunmak amacıyla bulabildiği en kalın kıyafetleri giymişti. Yıldızyürek adı verilen ve kahinlerin hem eğitim aldığı hem de gözlem yaptıkları binanın kulelerinden birisi ona tahsis edilmişti. Odada önceden hazırlanmış ve onun işine yarayacak kitaplar büyükçe kahverengi bir masanın üstüne serilmişti. Her kitabın içeriği birbirinden farklıydı ve burada görevlendirilen kişinin gerekli bağlantıyı kendisinin kurması gerekmekteydi. Özel olarak rahibe Ilione tarafından tasarlanan ve adına "İzlem" denilen eşya da kulenin balkonunun ortasında hazır bir şekilde bekliyordu. Balkona çıkmak için gereken bu kapı beyaza boyanmıştı ve kapının yanına konulmuş cam paneller sayesinde dışarısı izlenebiliyordu.
Bir süre masanın üstünde duran kalın kitapları inceleyen Eilus gökyüzüne baktı ve ona verilen görevin zaman aralığına az kaldığını anlayarak balkon kapısından dışarı çıktı. Güneşin ışığı hala Derinsu şehrinin tam karşısında duran kocaman, uçsuz bucaksız okyanusu biraz aydınlatıyor ve insanın içini mutluluk dolduran bir manzaraya ev sahipliği yapıyordu. Eilus iki elini de beline koydu ve her nefes alış verişinde ağzından çıkan duman ile kafasını sağa sola çevirerek okyanusu inceledi. "Dinmez Okyanus... Ne kadar güzel ve korkutucusun, acaba neler çektin içine ve yuttun onları şu ana kadar." Hem okyanusla konuşuyor hem de İzlem'i ayarlıyordu. Ilione'ye bu yaptığı "İzlem" denilen icadın ne olduğunu sorduğunda aldığı cevap yüzünden kullanmayı çok istiyordu, bu alet kadının söylediğine göre yıldızları daha iyi incelememizi sağlamak adına onlardan gelen ışığı kırıyor ve bize yıldızları istediğimiz derecede büyük görme imkanı sunuyordu. "Önce yıldızlara doğru aleti çevir, sonrasında," bir bölmeyi işaret etti "buraya sana verilecek olan tozu dök ve kapat. Bu sayede yıldızların arasındaki bağı daha yakından görebilir ve yorumlama imkanına sahip olursun. Ayrıca bölmenin hemen diğer tarafında bulunan küçük çarktan göreceğin alanın boyutunu da değiştirebilirsin." demişti baş rahibe. Eilus da tıpkı ona söylenen gibi yaptı ve İzlem'i tam da üç yıldızın arasına koyarak hem yıldızları hem de aralarındaki bağı görecek şekilde yaklaştırdı. Derinsu odunundan yapılmış olan kahverengi tabureyi altına çekerek İzlem'in tam karşısına oturdu, yanında getirdiği defterden boş bir sayfa açtı ve eline bir kalem aldı. İzlem'in dışı demirden yapılmış gibi gözüküyordu ama Eilus malzemeler konusunda çok bilgili olmadığından emin değildi. Üstünde sarı ve beyaz renklerde yıldız işlemeleri vardı ve her bir yıldızın üstüne de yıldızın ismi yazılmıştı. Aletin içinden baktığında hemen ona öğretilen şeyleri aklından geçirdi, öncelikle üç yıldızın gösterdiği şekli defterine çiz ve aradaki açıyı İzlem yardımıyla hesapla. Eilus açı bulma konusunda sıkıntı yaşamış ve eğitimini bir sene uzatmıştı, hala çok iyi olduğu söylenemezdi ama ilk görevinde çuvallamak istemiyordu. Sonrasındaki aradaki bağları yorumla ve dikkatlice defterine çiz. Dikkatli bir ölçüm yapmak için uzun süre vücudu yamuk bir şekilde bekledi, sırtının ağrısı her geçen saniye işleri zorlaştırsa da sonunda başarılı bir şekilde ölçüm yaptığını düşünüyordu... Gözlerini İzlem'den uzaklaştırıp defterine baktığında çizdiği şey yüzünden korku içinde ayağa kalktı... Sarı yaprakları olan defter üzerinde duran üçgende Blauc ve Kem arasındaki açı geniş açıydı... Vücudundaki tüm tellerin teker teker ürperdiğini hissetti ancak ölçüm hatası olabileceği aklına geldi. Tekrar oturdu ve üçgeni bir daha çizdi, çizdiğinde bir hata gözükmüyordu ama bin kez hata olmasını diledi. "Yüce Zulan sen bizi koru... Yüce Zulan sen biz aciz kullarına acı..." Zulan bu halkın inandığı Yıldızlar tanrısıydı ve Adell ile beraber yerleri ve gökleri birlikte kontrol ettiklerine inanılıyordu. "Ey Adell gazabını bizden esirge..." Bir süre sakinleşmek için derin derin nefesler çekti ve yaptığı yorumlamaları aynı sayfanın alt kısmına yazmaya başladı.
Ilione kendisine gelen bazı mektupları okuyor ve onlara cevap veriyordu. Bazısı kahin talep ediyor, bazısı kendi yaptığı icatları satın almak istiyor bazısı da onu kralın kız kardeşi olarak sarayda yaşamaya davet ediyordu. Abisi ile herhangi bir derdi yoktu ancak yıldızlar onun hayatının ışığıydı. Yıldızlara bakmak ve onların birbiriyle olan ilişkilerini incelemek kendisine verilmiş bir lütuftu. Bir kahin olmasının yanı sıra Zulan rahibesi olmak onun için kraliyetten gelecek her üne ya da her bir altın parçasından daha değerliydi. "Topçiçek" adını verdiği ve havada asılı durabilen ışık toplarını okuduğu mektuplar bittikten sonra eline alıp cebine attı ve yazdığı mektupları tek tek katlayıp siyah odundan yapılmış sarı beyaz çizgileri olan masasının üstüne koydu. Odasının bir tarafındaki kocaman ayna Ilione'nin kendi görüntüsünü yansıtıyordu. Kızıl saçları, Derinsu ailesinin genetik özelliklerinden birisidir, neredeyse çenesine gelecek kadar uzamış ve yüzünün büyük bir kısmını kaplayacak hale gelmişti. Elleriyle saçlarını yana attığında yeşil gözlerinin altında oluşan şişlikler onu mutlu etti. Bu Zulan için iyi işler yaptığının göstergesiydi Ilione'ye göre. Masasından kalkıp askıya astığı on yıldızlı beyaz cübbesini giydi, tavanı yıldızlı gökyüzü şeklinde boyanan Yıldızyürek binasının en geniş odasından çıktı ve "Yıldızyürek Görev Teslim" tabelası asılı olan odaya girdi. Odada bir sürü genç, yaşlı, her yıldız düzeyinden kahin kendisi tarafından atanan görevlerin raporlarını vermek için bekliyordu. Odanın her tarafında farklı yıldızların çizimleri, onlar arasındaki açılar ve bu açıların önemleri ile ilgili yazılar bulunuyordu. Odaya girdiğinde açıları izleyen herkes önce kapıyı açanın kim olduğuna baktı sonra hemen rapor sunmak için sıraya girdiler. Ilione herkese teker teker "Yıldız ışığı üstüne parlasın kardeşim." dedikten sonra yerine geçip oturdu, selam verirken görmediği tek kişi Eilus olmuştu. İlk gelen kişiye "Eilus nerede gördün mü?" dedi, karşısındaki yaşlı dört yıldızlı "Hayır rahibem görmedim, ancak raporum burada." diyerek elinde tuttuğu dosyayı çıkarttı. Derinsu çiftliklerinden birisini iyileştirmek için görevlendirilmişti ve başarıyla tamamlamıştı. Dosyayı imzalayarak rahibe verdi, "İyi iş başarmışsınız. Ödülünüz için gideceğiniz yeri biliyorsunuz." Rahip kelleşmeye başlayan beyaz saçlı siyah gözlü birisiydi ve fazla sıkı giyinmişti, Ilione 'bu kadar kalın giyinsem herhalde bayılırım sıcaktan' gibi düşünürken bir sonraki rahibe gelerek dosyasını masanın üstüne koydu. "Eilus'u gördün mü?" sorusuna yine yanıt alamadı. Eilus son zamanlarda gördüğü en parlak öğrencilerden birisiydi. Normalde ilk görevlerini kahinler on dokuz yaşlarına geldiğinde alırlar, Eilus iki yıl erken alması sebebiyle neredeyse tüm Yıldızyürek tarafından bilinen bir isim haline gelmişti. Karşısındaki güzel esmer tenli siyah kıvırcık saçlı kadının bıraktığı dosyayı aldı ve incelemeye başladı. Derinsu loncasında çıkan kavgada arabuluculuk için gitmişti, iki taraf da olayın sonunda birbirinden özür dilemişti. "Bu kavga ülkemiz için çok önemliydi, tebri.." Tam o sırada Eilus kapıyı çarparak girdi. Gözleri dolmuştu ve koştuğu belli oluyordu, nefes nefese bağırarak "Lütfen yer verin, açılın! Çok önemli, bir an önce Ilione'ye bunu göstermeliyim." diyerek sırada bekleyen herkesi geçti...
Devam edecek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler Güncesi
FantasyBir resim üzerinden kendi yorumlarımı katarak oluşturduğum kısa hikayeler serisi. Her bölüm ayrı bir resim. Anlatılan hikayelerin sonu, başlıktaki resme bağlanmaktadır. Her bölüm birbirinden bağımsız olduğu için (aksi durum belirtilmiştir) istediğin...