4. Bölüm
Karışık
Revy'den
Gece 00;43'tü sabah okul olmasına rağmen uyuyamamıştım...
Aklımda ki yüzünden. Aklımda ki çok güzeldi. İpeksi saçları, bem beyaz teni, incecik beli, narin elleri ve katran karası gözleri... O gözleri sadece beni görürken aydınlanması... Ah, düşünürken sulandım resmen!
Odamın kapısı tıklandı. "Gir?" Prf julia yani üvey annem içeri girdi. "Tatlım yeni tarif deniyordum. Sanada getiriyim dedim, yanında sütte var hem, uykunuda getirir. Ayrıca birşey mi oldu uyuyamıyorsun?" Başımı evet anlamında sallayıp yatakta doğruldum. Prf Julia hazırladığı kurabiyeleri komidinin üstüne koyup yanıma oturdu.
"Anlat bakalım ne oldu fıstığım?" Nasıl derim bilmiyorum... Aynı cinsimden birini sevdiğimi nasıl derim anneme? "Anne ben kendi cinsim birinden hoşlanıyoru-"
"Ne?!"
Vereceği tepkiye, Off bravo REVY!
"Anne bak kızm-"
"Hayır hayır ne kızması sadece, bazen insanlar yanlış hatalar yapabilir. Bunların sonuçlarıda kötü bitebilir..."
"Anne ben eminim."
"Eğer eminsen sorun yok... Fakat o kız kim?"
İsmini söyleyecekken gülümsedim istemsizce yanaklarım kızarıyordu. "Sorah." Annem Prf julia gözlerini kocaman açmış şekilde bana bakıyordu. Sanırım sorah dememi beğenmemişti, yüzü yavaş yavaş düşüyor ve sanki kasları çatlıyor gibiydi. Ama beni üzmemek için sesini çıkarmadan yutkundu. Ne yani sorah mükemmelse ben napayım? Sorah etkisi olsa gerek.
"Ne oldu?" Tok çıkan sesimi ayarlayamadım. "Hiç.. sadece bir sürü daha kız va-"
"Ben sorahı seviyorum. O beni kendine çekiyor diğer kızları ise yer çekimi çeksin. O benim minik yıldızım. Gülümsediğin de parlak gözleri. Ağlarken katran karası gözleri aynı kara delik gibi hapsediyor içine herşeyi. Turuncuya yakın saçları, güneşte daha da açılıyor. Beni sonbahara götürüyor. Bem beyaz teni sahil kumlarını hatırlatıyor. Buz gibi elleri kışı hatırlatıyor bana. Gülüşü ilk baharım zaten."
"Aşıksın sen. Anladım fıstığım." İkimizde güldük. Sorahtan bassederken kendimden geçmiştim. Öpüşürken inlemesinin opera dinlemek gibi mükemmel olduğunu ağzımdan kaçırmadım için şanslıyım.
Annemin yaptığı kurabiyeleri de yedikten sonra başımı yastığa geri koydum. Çok güzel bir geceydi. Yarın içinde çok heyecanlıydım, yarın sorahıma çıkma teklifi edecektim, ve öyle basit şekilde olanlardan değildi. Sürprizimi tekrar gözden geçirip derin uykuya gözümü yumdum...
Sorah'tan
Ağzım ve ellerim bağlıydı. Gözlerim açıktı fakat her yer zifiri karanlıktı. En son ne oldu? Yavaşça hatırlamaya başlamıştım.
"Görüşürüz revyim." Gülümseyerek eve geçtim. Beni kendi motoru ile eve bırakmıştı. Ona sarılarak gitmek düşündüğüm herşeyden daha güzeldi. Keşke hep ama hep yapabilsek. Eve girmeden önce son kez etrafa bakındım. Ardından girdikten bir kaç saat sonra çarşıya çıktım. Hava biraz kararmıştı. Hızlıca ara sokaklardan geçiyor ve geç olmadan eve varmaya çalışıyordum...
Sadece çalıştım.
Yolda gidiyordum. Elimde poşetler, huzursuz hissetmeye başladığımda arkamdan bir çatırtı geldi. Arkamı dönmem ile başımdan göğüsüme kadar gelen çuvalla afalladım. Ne oluyor...
"Günaydın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do You Want Cake?
Gizem / GerilimDoğum gününde ona yapılan özel pastayı yemek istemişti, ama şans eseri içi zehir dolu pastayı yemedi ve ona bu kumpası düzenleyen kişiyi başarısız etti. Ama o katil kim ise tek bir pasta ile yetinmeyecekti. Katil hemen bulunmazsa büyük işler başına...