~Beren' nin bakış açısı~
Gözlerim şaşkınlıktan büyümüştü. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu, şaşkınlığımı atlatır atlatmaz koşar adımlarla yürüyüp direk sarıldım. Kollarını bana dolayıp sıkı bir şekilde sarıldı.
Gökhan Erdem, Gül'ün abisi. Gül'den yedi yaş büyük ve hayatımda tanıdığım en iyi adam. En iyi abi ödüllü olsa ilk ona verilir valla. Tamam biraz abarttım. Bu arada beni kız kardeşinden ayırmaz.
Hatırladım da küçükken az kavga etmiyorduk gül'le Gökhan abi için. Gül'le ne alıyorsa bana da aynısını alıyordu. Gül de bunu görüp kıskançlık! yapıp benimle kavga! Ediyordu.
En fazla 20dk küs kalıyorduk. Sonra özür dileyip barışıyorduk.Gökhan abi Eğitimi için Amerika'ya gitmişti ve artık başarılı bir doktor olmuştu. Gül bana abisinin çok meşgul olduğu'nu ve izin alamadığı için onun düğüne katılmayacağını söylemişti. Onu burada beklemiyordum.
Ondan uzaklaştım ve bana gülümseyerek baktı. "Nasılsın fıstık? uzun zaman oldu görüşmeyeli" dedi.
"Biraz öyle oldu valla." Güldüm. " iyiyim ben de. Ama şu haline bak. Nasıl da değişmişsin" gülümseyerek onu işaret ettim. Güle döndüm ve yalancı bir sinirle başımı ve parmağımı salladım.
"Ne? Ben hiçbir şey yapmadım bende senin gibi sonradan öğrendim sürpriz yapmak istemiş sevgili abim." Dedi. Ve eliyle abisine göstererek ve teslim olurcasına ellerini kaldırdı.
"Seni bağışlıyorum doktor bey çünkü yarın kardeşinin düğünü var." dedim gülerek.
"Teşekkürler prensesim beni bağışladığınız için bu arada çok güzel görünüyorsun." dedi gülerek.
"Teşekkürler doktor bey." dedim gülerek.
"Taner nasıl ne yapıyor gelmedi bi o?" Diye sordu. Gül ve ben donup kaldık. Durumum hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Gül'e baktım ve bana baktığını gördüm.
"Hımm... o iyi. Bir haftalığına arkadaşlarıyla beraber tatile gittiler" dedim ve dudağımı ısırdım.
"Ah! Az kaldı unutuyordum bir iş buldu mu? Yani bulmuş olmalı çünkü faturaları ve üniversite masraflarını da ödemek zorunda. Zavallı adam!" dedi. İç çekerek.
Farkında olmadan elimdeki çantayı sıktım,ve dudağımı stresten yemeye başladım. tam Dudağımı aralayıp bir yalan söyleyeceğim zaman. gül araya girdi. "Tabii ki de yapıyor ve daha fazla vakit kaybetmeden partimi başlatmak istiyorum o yüzden lütfen şimdi defol git Gökhan!" dedi. ve beni elimden tutarak bara doğru sürükledi.
Gökhan abi yalancı bir sinirle gözlerini kısmış bize uzaktan başını sallayarak giderken. ağzını açıp bağırarak "Fazla eğlenmeyin!". Dediğini duyduk ve gül'le birbirimize bakıp aynı anda kahkaha attık.
~Birkaç saat sonra~
"Bu küçük kek beni saraya götürmek için bir arabaya dönüşecek? Ve ben prensime kavuşacağım ve mutlu son". yerde otururken ve vanilyalı keki tutarken mırıldandı
"Gül! Çok fazla içki içtin, hani gidiyoruz yarın büyük gün!" Anahtar kelime denenerek gül'lün kollarından tutup kaldırmaya çalıştım. Birden bire beni nasıl çektiği di nasıl düştüğümü bile anlamadım kendimi onunla birlikte yerde buldum.
Ve sonra manyak gibi gülmeye başladı.
İnsanlar içki içtikten sonra neden bu kadar ağır ve öküz gücüne sahip olurlar ki?.
*Bilmiyorum. Hiç içmedim.*
Evet! Aynı şekilde.
*Aslında ikimiz de aynıyız biliyorsun dibi.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı
Romance"Oraya gidemezsin! dedim sana konu burada kapandı" Bileğimi daha sıkı tutarken bağırdı. Bileğimi kurtarmaya çalıştım ama işe yaramadı. "Senin dediklerini yapmak zorunda değilim!" Bağırdım. "Lütfen , Allah aşkına, beni dinle! Bu senin için güvenli de...