Yine alarmımdan 15 dakika önce uyandım. Yataktan kalktığım gibi duş almaya gittim, duştan çıktıktan sonra saçımı alt kuyruğu yaptım, hafif bir makyaj yapıp, üzerime küçük siyah bir tişört ve kot pantolon, siyah bir palto ve siyah nike ayakkabıları giydim çünkü bunlarla dolaşmak gerçekten rahattı.
Bir elma yedim ve üstüne ilaç içtim ve evden çıktım.Yaklaşık yarım saat içinde ve mesaimin 10 dakikasından önce ofise ulaştım.Beni gülümseyerek karşılayan resepsiyon görevlisini selamladım. Yürüyen merdivenlere gittim ve şaşırtıcı bir şekilde, asansörlerdeki kalabalıktan kaçınmak için yürüyen merdivenlerden geçen çok sayıda insan vardı.
Ama en azından son üst kata gitmiyorlar.*heh*
Beş dakika içinde en üst kata ulaştım ve resepsiyon görevlisinin masasına gittim.
Bana baktı ve kocaman gülümsedi ve ayağa kalktı."Günaydın beren." dedi.
"Günaydın hımm" diyerek sözümü kesti.
"Beril" dedi ve elini sıkmam için uzattı.
"Merhaba beril." Dedim gülümseyerek.
Keşke daha önceden kızın adını sorsaydım biraz kıza ayıp olmuş gibi hissediyorum.
Gireceğim kapıya doğru baktım. "İçeride mi?" Diye sordum.
"Aslında bilmiyorum. Bugün geç kaldım. Siz gelmeden hemen önce buraya ulaştım." Utangaç bir şekilde gülümseyerek söyledi.
"Tamam." Yanıtladım.
"Ama oraya gidin, kapıyı bir kez çalın ve eğer cevap verirse iyi olur, cevap vermezse içeri girin ve onu orada bekleyin." Dedi.
Başımı salladım ve kapıya doğru ilerledim.
İçerden hiçbir şey duyamıyordum. Belki orada değildi.
Kapıyı bir kez, bir kez daha çaldım ama yanıt alamadım.
Bu yüzden kapıyı açtım ve içeri girdim.
Şokla nefesimi tuttum ve ağzımı kapattım. Onun burada ne işi var? Yani bu, aman Tanrım.
Bu olamaz. O benim patronum mu?
Şimdi eğer kafanız karıştıysa, Gül'ün düğünündeki adam dan bahsediyorum bana sarkıntılık eden adamdan.
Aman Allah'ım bu Alparslan ÖZDEMİR bi.
Orada oturmuş kulaklıklarını takmış biriyle konuşuyordu. Muhtemelen bu yüzden kapıyı çaldığımı duymadı ve sanırım bu duvarlar ses geçirmez.
Ne yapmalıyım?
Arkamı dönüp uzaklaşmalı mıyım? Bunu yapmak için çok geç değil.
"Tamam teşekkür ederim Faruk bey, ekibim yakında sizinle iletişime geçecek." Dediğini duydum.
Belki de artık çok geç.
Yine de ayrılmak için arkamı döndüm.
"Kimsin sen?" Dediği Duydum.
Siktir fark eti sıçtın kızım sen
"Seninle konuşuyorum kızım. Kimsin sen? Benim odamda ne işin var senin?" O sordu.
Bu yüzden aklıma gelen tek mantıklı şeyi yaptım.
Onunla yüzleşmek için arkamı döndüm.
Gözleri büyüdü ve orijinal tavrına geri dönmeden önce bir saniyeliğine çenesi düştü.
Bir insan ifadeleri nasıl bu kadar çabuk değiştirebilir?
Bilmem ama biraz daha bana böyle bakmaya! devam ederse arkama bakmadan kaçacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı
Romance"Oraya gidemezsin! dedim sana konu burada kapandı" Bileğimi daha sıkı tutarken bağırdı. Bileğimi kurtarmaya çalıştım ama işe yaramadı. "Senin dediklerini yapmak zorunda değilim!" Bağırdım. "Lütfen , Allah aşkına, beni dinle! Bu senin için güvenli de...