13. Bölüm "Ağlamak"

166 11 0
                                    

Sınavdan çıkıp güneşin altında yürürken şimdiden sıcaklık basmıştı. Hırkamı koluma asmış beyaz tişörtümü çekiştirirken Öykü yanımda konuşuyordu.

"Meriç yine sordu, seni."

"Öykü, eğer o herif bir kez daha senin yanına gelirse, cesedini çöplükte bulurlar."

"Yavrum, bunu ona direkt söyleyemem ki."

"Ama ben yaparım."

Koluma sarılıp yanağını yasladı. "Biliyorum ama elden gelen bir şey yok."

Sıkıntıyla soluyup yürümeye devam ederken Öykü'yü yurduna bırakıp kendi yurduma gitmek için arkamı döndüm. Tam o sırada caddenin öteki tarafında duran Oğuz'u gördüm. Hayret, son birkaç gündür iyi saklanıyordu, oysa.

Birkaç saniye daha ona bakıp elimle 'Gel.' Tarzı bir işaret yaptım. Bunu gördüğü gibi önce tereddütle baktı ancak sonrasında yanıma gelmişti.

Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki birden tutup karnına sert bir diz attım. İnleyerek eğilirken yüzüne de birkaç yumruk atıp geriye savurarak yere düşmesini sağladım.

"Söyle o abine; seni, gözümün gittiği bir yerde görürsem ölünü ulaştırırım."

Yüzü acıyla buruşmuşken sert bir tekme daha geçirdim gövdesine. "Tamam mı lan?"

Başını salladığında, derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim. Birkaç baş buraya dönmüştü ama umursamamıştım. Elimdeki telefonu çevirirken birden oda arkadaşlarımdan Hakan yanıma gelip kolunu omuzuma attı. "O kimdi lan?"

"Sapık gibi takip ediyordu, en sonunda dayanamadım dövdüm."

Hakan, birkaç saniye geriye bakıp Oğuz'u izledi ancak hemen önüne döndü. "İyi yapmışsın, sapıklar dadandılar sana."

Sıkıntıyla nefesimi bıraktığımda diğer eli ile saçlarımı karıştırmıştı. "Dert etme be oğlum. Çeşit çeşit insan var burada? Bir sen batmazsın gözlerine, merak etme."

"Canım ondan sıkılmıyor ki. Homofobikleri hallederim sıkıntı yok da diğerleri çok uğraştırıyor."

Gözleri yüzümde dolandı bir süre ardından da gülerek başını iki yana salladı. "Sen sıfatını görüyor musun hiç? Yeminle gördüğüm en güzel erkeksin. Tamam, harekete geçmeleri doğru değil de bazen hak vermemek elde değil."

Gerginlikten bütün kaslarım taş kesildi sandım. Duyduğum cümleler karnıma kramp sokup midemi bulandırırken başımı iki yana sallayıp düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım.

İğrenç iğrenç iğrenç!

"Seninle aynı odada kalmam, bundan sonra."

Gülerek saçlarımı karıştırdığında ben de ufak bir tebessümde bulunmuştum. Kolu hâlâ omuzumdayken bahçedeki birkaç kişinin bakışları bize dönüyordu ama ikimiz de umursamamaya karar vermiştik.

Beraber yurda girdiğimiz sırada Yılmaz da bize yetişmişti. "Nasıl geçti lan?"

"Güzeldi, sen ne yaptın?"

Zaaf -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin