37. Bölüm "Hasta"

48 6 0
                                    

3 Ay Sonra

"Hayır, istemiyorum."

Sesim huysuz çıktığı için derin bir nefes aldığım sırada Ares güldü. Telefonundan yüzünü göremiyordum ama eminim çok yakışıklı duruyordu.

"Ama sen çok seversin. Limonlusu bile var."

Dudaklarımı yaladım, istemsizce. Limonlu puding...

Of ya!

"Ben-" Dedim, kısa süreli sessizlik için ancak devamı yoktu ve öylece kalakalmıştım.

"Yani-" Dedim, bu kez telaşla ama Ares sözümü kesip kısık sesli bir gülüşe konuşmuştu. "Getiriyorum, bebeğim. Sorun değil. İstediğin başka bir şey var mı?"

Ayaklarımın tabanlarını birbirine yapıştırıp bileklerimin üzerine bıraktığım telefona baktım, göz ucuyla.

"Hayır, istemiyorum." Dedim, yine huysuz bir sesle. Beni çok sinir etmişti, bugün.

"Peki, bebeğim. Birazdan evde olurum. Seni seviyorum."

Oysa onun sesi son derece keyifliydi. Tabii olurdu! Evde adeta mahsur kalan bendim!

Dudaklarım bükülürken yine de yanıtsız kalmaması amacıyla -kesinlikle bu yüzden- mırıldandım. "Ben de seni seviyorum."

Telefon kapandığında komidine atıp başımı yastığa yasladım. Sabah çok azıcık öksürmüştüm ve Ares evden hatta yataktan çıkmama izin vermemişti.

Dün akşam sürekli üzerimden yorganı atmıştım ve yine kendi açtığım camı kapatmayı unuttuğum için grip olmuş gibiydim.

Ares tabii ki de turp gibiydi ve olanlar benim başıma patlamıştı. Beni evden çıkarmayacağını kavradığımda onun da kalmasını istemiştim ama maalesef çok çok çok(!) önemli bir toplantısı olduğunu söyleyip gitmişti. Hemen döneceğini de söylemişti ve yalan olmasın iki buçuk saattir dışarıda olmasına rağmen birazdan evde olacağını söylüyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırıp akan burnumu sildim. Minicik bir gripti be!

Kuvvetli iki öksürük boğazım kesilmiş gibi bir ağrı yaratırken yutkunup buruşmuş yüzümle komidinden aldığım bardaktan birkaç yudum su içtim. Bu da boğazımı acıtmıştı ama umursamadım.

Sesli bir nefes verip başımı yumuşak yastıkların arasına gömdüğüm sırada hâlâ açık olan cam yüzünden titretmiştim. Ares kapatıp gitmişti ama ben çok bunalmıştım.

Dudaklarım bükülürken kendimi yorganın altına atıp sadece nefes almalık bir yer bırakmıştım.

Gözlerim, hastalık yüzünden mi bilmem kapanıp duruyordu. Yorganın altında iyice mayışırken ister istemez kendimi uykuya bırakmıştım.

Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama adımın seslenildiğini duyduğum gibi ağrıyan başımı tutarak doğruldum.

Sızlanarak başımı okşadığım sırada kapı da açılmıştı. "Savaş."

Gözlerim Ares'e gitti ama o kaşlarını çatarak bakıyordu. "Sen camı mı açtın?"

Hızla gidip kapattığında derin bir nefes aldım. "Ares," Dedim kırık bir sesle. Anında bana döndüğünde yutkunmaya çalıştım ama boğazım ağrımıştı.

"Başım ağrıyor."

İki elimle başıma masaj yapmaya çalışırken Ares hızla yanıma gelmişti. İki elimin üzerine öpücükler bırakıp beni yataktan kaldırdı. "Böyle olmayacak, hastaneye gidelim."

Zaaf -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin