40. Bölüm "Güven"

45 6 0
                                    

"Yorgunum!"

Başımı sertçe Ares'in göğsüne vurduğumda gülmüştü. Saçlarımı okşayıp aralarına sert bir öpücük bıraktıktan sonra masadaki işlere geri döndü.

"Bebeğim, bitirmemiz lazım."

Küçük çocuklar gibi sızlanıp kucağında oturmama rağmen hareket edip durdum. Ares en sonunda dayanamamış olacak ki belimden tuttuğu gibi masaya oturttu. Ona yukarıdan bakarken işaret parmağını tehdit eder gibi salladı.

"Sabit dur, eve geç gideceğiz."

Bunu gülerek söylediği için ciddiye almadım.

Başını karnıma gömerek sarıldığımda Ares de belimi tutup sıkmıştı. İkimiz de gülerken onu sağ sola salladım. "Yorgunum!" Dedim, uzatarak. "Eve gidelim."

"İşlerin bitmedi ki."

Zorlanarak konuşmuştu. Sesi de boğuk geldiği için yavaşça ayrıldım ondan. Bir elimi geriye yaslayıp ona baktım. Dirseklerini iki yanımda masaya yaslamış yüzünü de avuçlarına bırakmış beni izliyordu.

"Yarın yaparız."

Yarım saat kadar önce gelmiş, işlerimi kendisi halledeceğini söyleyip yerime geçmişti. Ben hemen gitmek istesem de yarım saattir çalışmaya devam ediyordu.

"Yarın tatil." Dedi, ukala bir tavırla. Güldüm, haline. Uzanıp tekrar yüzünü karnıma gömerek sıkı sıkı sarıldım. Ares birkaç saniye çırpınıp ardından belimi sıktı. Huylansam da geri çekilmedim.

"Eve gidelim."

"İşimiz var."

Boğuk sesi için güldüğümde bir anda kollarımı aralayıp kendine çekmiş, kucağına oturtmuştu. "Bebeğim, uslu durmazsan ceza alacaksın."

Güldüm, haline. "Ceza mı? Fantezilerin mi var?"

O da güldü ama bir anda çenemden tuttuğu için taş kesilmiştim. Gözlerim yüzünde dolaşırken gülümsedi. Dudakları ufak ufak yüzümü öperken uzandım ama öpmedi. Kaşlarım çatılırken yüzümü öpmeye devam ediyordu.

Öpüşmek istiyorum!

Ellerimi yanaklarına yapıştırıp dudaklarına uzanacaktım ki geri çekildi. Kaşlarım daha çok çatıldı. "Ne yapıyorsun?"

"Fantezi."

Başka bir şey demeden işe döndüğünde sıkıntıyla ofladım. Yerimde daha çok tepindim ama artık beni kâle almadığı için başımı omuzuna yaslayarak gözlerimi yumdum, ikna edemiyordum.

Aslında biraz da benim suçumdu. O gelene kadar işlerimi ertelemiştim ve geldiği gibi de gitmek istemiştim. Maalesef Ares işlerin bitmesi konusunda fazla kuralcıydı. Ben yapmak istemeyince de son durum bu haldi.

Telefonumu çıkarıp arkadan bizi çektim, Ares'in sadece ensesi gözüktüğü için bu sefer önüme dönüp sırtımı yasladım. Ares kısa bir an bana baktı ama gözleri yine masaya gitmişti. Birkaç fotoğraf daha çekip incelerken Ares'in odaklanmış halinin ne kadar çekici olduğunu fark etmiştim. Gerçekten etkileyici duruyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktığımda kağıtları toparlıyordu. Hepsini bölüştürüp dosyalara yerleştirdiği sırada gözlerim ondan ayrılmamıştı.

"Bitti mi?" Dedim, hevesle.

Ares, birkaç saniye daha devam edip ardından başını salladı. "Gidelim."

Hemen kucağından kalkıp kapıya ilerledim. Dönüp Ares'i beklerken o henüz koltuktan kalkıyordu. Kaşlarım çatıldı. "Acele etsene, Ares!"

Şaşkın şaşkın baktı bana. "Neden eve gitmeyi bu kadar çok istiyorsun?"

Zaaf -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin