1.0

260 20 7
                                    

"Anıl'ım buraya gelsene! Yeter ama koşuşturduğun."

"Oğlum boşuna mı geldik? Madem hiç bir şeye binmeyeceğiz, neden geldik buraya?"

"Ama Anıl'ım, oğlum falan olmuyor artık. Biz sevgiliyiz ya hani."

"Lan sus. Alışmaya çalışıyorum. Hem ne o öyle aşkım, balım mı diyeyim? Iy, mıç mıç."

"Hiç mi yok lan içinde? Az bir romantiklik olsun, sevgi sözcükleri olsun. Yaktın başımı Anıl'ım. Ne yapacağız biz senle böyle?"

"Cenk'im, kuzum, gülüm, bak. İçimde var olmasına, ama şurada daha kaç gün oldu. Hala daha alışamıyorum. Daha üç hafta öncesinde aga diyordum oğlum ben sana. Benden hemen böyle sevgi sözcükleri bekleme. İt gibi aşığım sana ama çıkmıyor dilimden. Anla beni be oğlum."

"Ayrılalım o zaman Anıl."

"Lan onu mu diyorum ben! Cenk, Cenk'im, bak bana. Öpeyim mi lan seni şu kadar insan içinde? Yapışırım bak dudaklarına!"

Cenk'le tam bir haftadır sevgiliydik. Hayallerim gerçek olmuştu ama alışamıyordum. Hislerimi nasıl baskıladıysam artık, Cenk hala daha agam gibi geliyordu.

Çok kez öpüşmüştük bu bir hafta içinde. Aşık olduğumun da farkındaydım ama dediğim gibi çıkmıyordu dilimden. Bir türlü söyleyemiyordum.

Kimseye de açılmamıştık daha. Sadece Tuğba biliyordu sevgili olduğumuzu. Kendimi suç işliyormuş gibi hissediyordum.

Herkes bilsin, herkes duysun, ailelerimize bile söylemek istiyordum. Ama Cenk beni her seferinde durduruyordu.

Belki de bu yüzden ona karşı romantik olamıyordum. Sanki benimle istemeyerek, zorla sevgili olmuş gibi geliyordu.

Her ne kadar bilsem de onun da beni sevdiğini, beynime söz geçiremiyordum. Kalbim her ne kadar Cenk'e romantiklik saçmak istese de beynim üstün geliyordu.

"Cenk, beni seviyor musun?"

"Seviyorum tabii Anıl'ım. O nasıl soru?"

"Cenk öyle değil. Beni gerçekten seviyor musun?"

"Hee, ben senin derdini çözdüm. Sen, benim seni sevmediğimi düşündüğün için böylesin. Ama emin ol Anıl, ben seni en az senin beni sevdiğin kadar seviyorum. Sevgilim olarak seviyorum. Ömrümü seninle geçirmek istiyorum. O dudakların hep benimkilerin üstünde olsun istiyorum."

"O zaman neden ailelerimize söylemiyoruz? Neden arkadaşlarımıza söylemiyoruz?"

"Anıl'ım, ben senin için söylemiyorum. Sen demedin mi bana; aileme ne derim, evlilik çağım geldi geçiyor, asla kabul etmezler diye?"

"Cenk, ben sana öyle bir şey demedim?"

"Ne? Ha! Şey, kuşlardan duymuşum ya, şimdi hatırladım."

"Ulan Tuğba. Biliyordum anlatacağını, ama bu kadarını da beklemiyordum."

"Anıl, ailen ne derse desin, nasıl karşılarlarsa karşılasınlar, ben hep seninle buradayım. Ne yapmak istersen sana destek çıkarım. Yeter ki bana soğuk davranma."

"Cenk, çok teşekkür ederim. Cidden çok teşekkür ederim. Boşuna seni sevmemişim. O zaman ne yapalım hmm, hadi kalk bizimkilerin yanına gidelim. Önlerinde öpüşelim, şok olsunlar. Nasıl fikir?"

"Hadi lan. Kalk lan Anıl'ım. Yapmayan en büyük şerefsiz."

"Kalk kalk kalk. Gidiyoruz."

Cenk her zamanki gibi daha ben anlatmadan kafamda geçenleri anlamıştı. Zekasına ayrı gülüşüne ayrı aşık olmuştum. Ee boru mu bu? Koskoca Cenk Kayahan.

Önce hepsine teker teker mesaj attım.

Anıl: Emir müsait misin aga?

Emir: Müsaitim agası hayırdır?

Anıl: Hayır kardeşim hayır. Bizim mahalledeki mekanda biraz kafa mı dağıtsak?

Emir: Süper olur vallahi. Ziyarete geldiğinizden beri yüzünüzü görmedim. Ben hazırlanıp geçiyorum hemen.

Anıl: Tamamdır kardeşim sağol.

Böyle böyle bütün ekibe yazmıştım. Bazılarının işi olsa da çoğu kabul etmişti.

"Hadi biz de hazırlanalım Cenl'imm."

"Lavuğa bak, sıkıntısını çözdük, aşk meleği patladı başımıza."

"Cenk götüne tekmeyi yersin bak!"

"Şaka sevgilim, şaka. Hani tiyatroda yapıyoruz ya, öyleli şaka."

"Sevgilin yesin seni Cenk Bey. Ya da yemesin, ceza versin sana biraz ha? İki hafta öpücük yok."

"Abartma istersen Anıl'ım. Ben senin dudaklarında hayat bulmuşum. Onlarsız ölür giderim."

"Tamam la, şaka. Tiyatroda yapıyoruz ya, öyleli şaka."

Cenk yanaklarımı sıkıştırıp;

"Sen benim lafımı alıp bana mı satıyorsun he? Yesin mi Cenk seni? Isırsın mı seni?"

"Tamam bak şimdi geç kalacağız!"

Cenk'le ufak tefek şakalaşmalar ve temaslarla, zor da olsa hazırlanmayı başardık. Cenk tişört üstüne ince bir gömlek ve kot pantolon giymişti.

Ben de 'pezevenk' gömleği olarak adlandırdığımız renkli gömlek altına baggy bir pantolon giymiştim. Benim evimde Cenk'in, onun evinde de benim kıyafetlerim vardı.

Sevgilimle beraber mekana doğru yola çıktık.

"Sen böyle güzel güzel giyinirsen, seni çok kıskanırım ama bak."

"Senin o ağzını öperim bak. Sen de böyle güzel güzel konuşma."

"Yapmadığın şey sanki Anıl'ım."

---

Sonraki bölüm arkadaşlarına açılacaklarrr. Kimler nasıl tepki verecek bakalım. Aklımda bir kaos fikri var ama çok mu klişe olur bilemiyorum.

Sizleri seviyorum görüşürüzzz. <3

arguement | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin