1.5

224 19 0
                                    

"Yavaş çak dedim hayvan!"

"Sen yavaş mı çaktın lan öküz!?"

"Ben camdan atlasam, sen de mi atlayacan lan mal?!"

"Anıl'ım ne bileyim öyle olacağını? Sen daha sert diyince öyle oldu."

"Ulan topu yavaş atıyorsun diye dedik! Kafama dikiş atıldı lan! Hala üste çıkıyorsun!"

"Ama benim de acıdı kafam. Sen de çok sert vurdun topa."

"Kıyamam lan sana. Gel buraya."

Cenk ile halısahaya gelmiştik. Çağırdığımız kimse gelmeyince sıra sıra paslaşıyorduk. Cenk o kadar yumuşak vuruyordu ki topa, top bana gelmeden duruyordu.

Daha sert diyip topu çakınca kafasına geldi. O da gerçekten daha sert atıp kafamı yarmıştı. Hastaneye gelip dikiş attırmıştık.

Şimdi de evime geçiyorduk.

"Sevgilim, benim evime taşınsana tekrar."

"Nereden esti şimdi Anıl'ım?"

"Her sabah seninle uyanmak istiyorum. Alışkanlık yaptın pezevenk."

"Öküz yarim benim. Bakalım, gelirim belki. Şu Cansu'yu bir çıkartabilsek hayatımızdan. Yaptıklarından sonra bile evime gelecek yüzü buluyor ya! Ne yapayım ben buna!?"

"Hiç sorma ya! Bak aklıma geldi, sinirim bozuldu yine. Biz seninle adam akıllı düzüşemeyecek miyiz? Yok Cansu kapıya dikilir, yok Emir aşk acısı çeker, kapıya dikilir. Ulan salın bizi be!"

"Neyse Anıl'ım boşver. Daha ne günlerimiz olur geçer. Önce plan yapalım. Şu Cansu'dan kurtulmalıyız."

"Arabasının frenlerini keselim!"

"Yok ebesinin nalı ama!"

"Of tamam be! Başına bi adam dikelim. Ama öyle dikmek değil. Bununla uğraşsın dursun, aşık falan olsun Cansu'ya. Nasıl?"

"Bak bu süper işte Anıl'ım. Bende instagram hesabının şifresi var. Dm'lerinden bulalım birini."

"Öncelikle sende şifresinin ne işi var? İkinci olarak da; ya adam sapık çıkar da kızı taciz ederse?"

"Yok lan buluruz bir tanıdık. O kadar da ileri gitmeyiz."

"Yani, gitmeyelim bir zahmet."

Planımız hazırdı. Tanıdık bir elemanı Cansu'ya aşık edecektik. Cansu da onunla uğraşmaktan bizi boşverecekti.

"Boşver şimdi planı falan. Yaptık bitti. Ben sevgilimle özel vakitler geçirmek istiyorum."

"Ulan azgın teke. Bir yerinde dur. Daha geçen basıldık zaten! Alıştın sen de iyice."

"Ne var? Yetmiyor, doyamıyorum sana. Çok seviyorum seni, ne yapayım?"

"Öyle deme, çakarım öpücüğü götüne, görürsün bak."

"Çak be Anıl'ım, yeter ki sen çak."

"Of yeter, kapat konuyu. Ailene ne zaman söyleyeceğiz? Gelin bakmayı bıraksınlar artık."

"Söyleriz Anıl'ım, acelesi mi var?"

"Evet var Cenk. Annen sana kız resimleri atıp duruyor. Yeter ama ha! Kaynanam diye sinirlenemiyorum da."

"Ben senin o kaynanam diyen ağzını yerim. Gel yiyeyim hatta ulan."

"Oğlum yeter diyorum! Ya bıraksana! İmdat! Irzıma geçiyorlar!!"

Cenk'le kısa bir süre oynaştık. Onun da dediği gibi, ben de doyamıyordum. Öptükçe öpesim geliyor, sarıldıkça sarılasım geliyordu.

İlk Cenk'in ailesine söyleyecektik. Onlar daha aceleciydi evlilik konusunda. Benimkiler de tahmin edebiliyordur Cenk'den hoşlandığımı.

Kaç yıllık hayatımda bir kere bile sevgilim olmamıştı. Cenk'le olan her anılarımızı anneme anlatmıştım.

Yani çoktan biliyordur diye düşünüyordum. Ama yine de suçluluk duygusu içimden çıkmıyordu. Onlara torun veremeyecek olmak beni üzüyordu.

Ama benim Cenk'im vardı. Çocuk olmasa da olurdu. İkimiz birbirimize yeterdik. Minik bir dairede iki kediyle mutlu mesut yaşar giderdik.

Tabii Cenk'in ailesi sıkıntı çıkarmaz, bizi kendi halimizde bırakırlarsa...

---

Merhabalarrrr. Bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın. Ama ilham gelmiyor. Yazamıyorum nedense.

Haftasonu iki bölüm daha atmaya çalışırım. Yakında da final olur zaten.

Sizleri çok seviyorum, kendinize iyi bakın. <3

arguement | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin