arguement | bxb

1.4

Sakinleşmeye çalışıyordum. Karışmaya hakkım olmadığı halde kafama takıyordum. Cansu'yu öptüğünde sevgili bile değildik.

Ama elimde olmadan sinirleniyordum işte. Asıl kızdığım şey onu öpmesi değil, alışığım zaten kız arkadaşlarının olmasına. Asıl kızdığım şey, bana olan hislerini onun üzerinde denemesiydi.

Her ne kadar eski sevgilisi olsa da, Cenk'e ve bana şantaj yapsa da, o da bir bireydi. Onun da kendi duyguları vardı.

O gün nasıl oldu, o mu Cenk'i öptü, Cenk mi onu öptü bilmiyordum. Tek bildiğim, doğru karar verip Cenk'i evden göndermemdi.

Eğer evde kalsaydı belki de dönülmez bir yola girerdik. Yeni yeni mutlu olmaya çalıştığımız zamanlar bok yoluna gidebilirdi.

Doğru kararı verdiğimi düşünüyordum. Ama yeteri kadar beklemiştim. Telefonuma uzanıp, Cenk'e mesaj attım.

Anıl: Cenk buraya gel.

Cenk: Hemen geliyorum Anıl'ım.

Anıl: Gelince çaldırırsın.

Bunu neden demiştim bilmiyorum ama ellerim benden habersiz hareket etmişti. Kızgın kalamıyordum.

Cenk'i dinlemem gerekiyordu. Eğer ufak olaylarda dağılacak olursak, daha büyük sıkıntılarda neler olurdu kim bilir.

Ama sorun şu ki; şu an yaşadığımız olay, pek ufak sayılmazdı. Ben yine düşüncelere dalarken telefonum çaldı.

Gidip kapıyı açtım ve Cenk'i içeriye aldım. Cenk içeriye geçtiğinde dönüp bana baktı.

"Nasılsın Anıl'ım?"

"İyiyim Cenk. Daha iyiyim. Sağlıklı düşünebiliyorum artık."

"Anlatmamı ister misin? Her şeyi döküleyim sana."

"O yüzden çağırdım zaten. Her şeyi konuşuyoruz. Hadi geç içeriye."

"Tamam, geçelim sevgilim."

Ben Cenk'i çoktan affetmiştim. Ela gözlerinin, gözlerime değmesi bile yetmişti bana. Anıl'ım demesi bile yetmişti bana.

"Anlat Cenk."

"Öncelikle seni çok seviyorum. Bunu bilmeni istiyorum. Ki eminim sen de beni seviyorsun Anıl'ım. Gözlerin çoktan affetti beni. Sadece açıklama duymak istiyorsun. Ki en doğal hakkın. Şimdi her şeyi sansürlemeden, değiştirmeden, olduğu gibi anlatacağım sana Anıl'ım."

"Ayrıca başta kırılsam da, beni evden yollaman en iyi seçenekti. Kim bilir evde kalsaydım nasıl kavgalar edebilirdik. Senin zekana bile hayranım. Canım sevgilim benim."

Bu kelimeleri bile içimi sıcacık ediyordu.

"Cenk başlayacak mısın?"

"Tamam be gülüm. İki dakika sevmeye gelmiyorsun yemin ederim. Neyse. Zaten söylemiştim sana. Hislerimiz hakkında konuşacaktık. Ona sordum; beni ilk gördüğünde nasıl hissettiğini, ne zaman hoşlandığını falan. Ama o sorularımı cevaplarken ben tamamen seni düşünüyordum. Sonra birden öpmek geldi aklıma. Ama öyle canım çektiğinde falan değil. Seni düşünürken aklıma barda öpüştüğümüz an geldi. Eğer seni bir dürtüyle öptüysem, Cansu'nun öpücüğü bana seninki gibi hissettirmezdi."

"Yine de seninki gibi hissettirmedi. Ama güzel değildi o his. Midem bulanmıştı, sana ihanet etmişim gibi hissetmiştim. Hemen kalkıp gittim zaten. Ondan sonra ne kadar arayıp mesaj atsa da bakmadım. Sen cevap verince kudurmuş işte."

"Özür dilerim Anıl'ım. Seni böyle bir duruma soktuğum, kafanı allak bullak ettiğim için. Ama emin ol ki seni çok seviyorum. Ne Cansu paçozu ne başka biri sana olan sevgimi azaltamaz."

Çoktan affetmiştim. Üstüne bu açıklama içimi daha da ısıtmıştı. Cenk'i omuzlarından tutup dudaklarına yapıştım. Ona güveniyordum.

Sanki son kez öpüşürmüş gibi asılıyordum dudaklarını. Bu sefer saf duygularla değil; hırçın, agresif ve sert hareketlerle öpüyordum Cenk'i.

Cenk her ne kadar şaşırsa da, bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Daha fazla dayanamayıp Cenk'i koltuğa ittirdim.

Cenk koltuğa düşünce kucağına çıkıp öpmeye devam ettim. Hareketlerim o kadar sertti ki Cenk anlamıştı ona olan sinirimi böyle çıkardığımı.

Ama daha tahmin edemeyeceği şekillerde çıkaracaktım sinirimi bugün. Aklında ben varken başkalarını öpmek ne demekmiş gösterecektim.

---

Merhabalarr. Bölüm çok geç geldi kusuruma bakmayın. Ehliyet kursuydu, kütüphaneydi derken günüm çok yoğun geçiyor vakit bulamıyorum.

Yorumlarda dediğim gibi smut yazmayacağım ama bu bölüm sonrası neler olduğunu anlamışsınızdır.

Sizleri seviyorum, yorumlarınızı yazmayı unutmayın. Görüşürüzzz. <3