Lanet

63 4 0
                                    

Artık bilmeceyi çözmek için acele ediyorduk ve bugün Ali nin cenaze töreni vardı törene ben de katıldım sonuçta en yakin arkadaşım ve en büyük destekçim ölmüştü o kadar  insan içinde ilk kez ağladım Alinin annesi Meral hanım ağladığımı görünce yanıma geldi "Mert bu senin suçun değil lütfen ağlama" bunları söylerken kendisi bile ağlıyordu "Meral teyze nasıl ağlamayım en yakın arkadaşım ve en büyük destekçim o -o  artık benimle değil " , "öyle söyleme yavrum o hep yanimizda " dedi ve elimi tutup kalbime götürdü "o hep burda " zoraki gülümsedim ve bir birimize sarılıp ağladık o sırada  Ali nin çerçeveli fotoğrafını gördüm ve "buldum buldum " diye bağırmaya başladım Meral teyze  "yavrum bugün çok yoruldun sanırım hayal görüyorsun o öldü onu göremezsin p sadece bir fotoğraf " , anlamaması için  başımla onayladım ve cenazeden ayrıldım hızla okula gittim Ece ve Veli yi bulup onlara cevabı söylemeliydim sadece bir günüm kalmıştı sonunda onları buldum "cevabı buldum hemen kütüphaneye gidip cevabı yazalım " Veli "cevap ne ", "çerçeve Ali sağolsun ölüyken bile yardımı dokunuyor" duygulandım ama ağlamamaliydim Veli " valla ha " hızla kütüphaneye gittik çantamı açtım ama kitap yoktu panikle çantayı boşalttım "nerde nerde?" Veli " ne oldu " Ece "sakın kitabı kaybettim deme senin yüzünden şu genç yaşımda ölemem" ,"sanırım evde unuttum hemn gitmeliyiz eve yoksa kitabi ailemden buri okuyabilir anladin mı " hızla okuldan çıktık ve eve doğru koşmaya başladık eve geldik kapıyı sertçe çaldık " geldim geldim " annemin sesiydi kapıyı açtı "oğlum ne bu telaş siz niye okulda değilsiniz" "şey kitabımı unutmuşum da " "tamam sen kitabını uttun da oglum siz niye buradasınız" Ece "Selin abla Mert' i yalniz bırakmayalım dedik biliyorsun Ali öldüğünden beri çok dalgın yolda bir şey olmasın diye ona eşlik ettik " bu Ece gerçekten çok kurnazdı annemi inandırmayı nasıl olduysa başardı şok içindeydim annem öyle her şeye kolay kolay inanan biri değildi "iyi düşünmüşsün kızım sağolun size de zahmet oldu içeri gelin " , " ne zahmeti Pınar abla arkadaşlık görevimiz" dedi ve içeri girdi valla bu Ece deki yetenekle Oscar ödülünü alırdı Veli de şoktaydı  Ece nin böyle yetenekleri olduğunu bilmiyorduk onlar koltuga oturunca ben de yukarı çıktım kitabı aradım fakat odamda yoktu iyice panikledim etrafıma bakındım ama yoktu korkuyla "Veli ,Ece yukarı gelin" koşarak yukarı çıktılar Veli "kitabı buldun mu " korkudan konuşamıyordum Ece "sakin kaybettim deme " yüzüm kitabı kaybettiğimi belli ediyordu Veli "kitabı sana emanet eden de suç senin yüzünden öleceğiz " , Ece "bi daha bakalım belki görememişsindir" hep birlikte odayı alt üst ettik fakat yoktu Ece aglamya başladı "hepsi senin suçun " Veli Ece nin yanına gitti ve ona sarıldı bana ters bir bakış attı gözlerindeki nefreti görebiliyordum o sırada aklıma Ali nin mezarındayken kitabı çıkarttığım aklıma geldi " be -belki Ali nin mezarındadır" Veli "Mert aynen dünyadayken okuyamadım sonra okurum diyerek yanına aldı dimi " , " hayır hayır o gömülürken kitap elimden mezara düştü ama üzüntüden o an bir yaprak sanmıştım ama hayır şu anda hatırlıyorum düşen şey o kitaptı" , Ece "sen şimdi kitabın yerin kilometrelerce altinda olduğunu mu söylüyorsun " , " şey teknik olarak.." Veli "tekniğine başlatma inek o kitabı ordan almalıyız ama nasıl " , "kazsak " bu konuşan Ece idi Veli "kazcaz ama " bana döndü ve parmağıyla beni gostererek "suçu üstlenecek kişi sensin beni anladın mı " başımla onayladım o haklıydı suçlu bendim e
Anneme " anne odamı gelince toplarım okula geç kalmayım" dedim ve çıktım Veli ile Ece okula giderken ben de kazma kürek alıp tek başıma mezarlığa gittim yarım saat mezarı kaldıktan sonra kitabı buldum siren sesleri gelmeye başlamıştı muhtemelen polisti kitabı hızla çantama attım polisler artık yanımdaydı " hey sen ne yapıyorsun orda " dedi ve kolumu kelepçeleyip polis arabasına bindirdiler karakola giderken adam yetkilileri aradı ve mezarı kapatmalarını söyledi karakola gelmiştik beni sorguya aldılar akıllıca davrandim ve " arkadaşımı özledim onu -onu son bir kez görmek istedim" bu küçük yalanı uydurdum biraz da timsah göz yaşı döktüm onları inandirmistim bir anda içeri Pınar abla girdi muhtemelen ben sorgudayken onu ve annemi çağırmışlardı çünkü Pınar ablanın ardından annem de içeri girdi Pınar abla "Mert niye kazdın o mezarı yavrum ha " , ağlayarak "ben sadece onu son bir kez görmek istemiştim o kadar ama ..." , Pınar abla bana sarıldı ve   "yavrum seni anlıyorum kendinden bir parça kaybetmek nasıldır biliyorum ama bu yanlış "  annem şoktaydi ve  hiç bir şey demeden beni dinliyordu Polis "Pınar hanım şikayetçi misiniz" , "hayır polis bey teşekkür ederim" ,polis bizi  çıkardı ve "tekrar başınız sağolsun iyi günler " , "teşekkür ederiz kolay gelsin polis bey " polis gülümsedi ve gitti annem sonunda kendine geldi "Mert bana okula gideceğini söylemiştin bu iş de nerden çıktı ece gidince senle görüşeceğiz" Pınar abla "Selinciğim çocuğun üstüne gitme kendinde bir parça kaybetmek nasıldır bilirim ..." dedi ve bize anısını  anlatmaya başladı

"ben daha çok küçükken Ayşe adında bir kız kardeşim vardı bir gün biz dışarıda oyun oynarken Ayşe tuhaf bir kitap bulup yanımıza geldi ama ben korku kitapları okumayı sevmezdim ve kitap gerçekten de korkutucu duruyordu kardeşim kitabı okumaya başladı fakat bir.sure sonra artık okumak istemediğini söyledi kitabı rafa kaldırdı ve bir kaç gün sonra öldü, herhangi bir hastalığı yoktu bu yüzden ölmesi beni şoka uğramıştı aileme soruyor fakat bir cevap alamıyordum ben de kardeşimin okuduğu korku kitabına göz atmaya karar verdim belki aradığım cevaplar oradaydı raftan kitabı aldım ve kardeşimin yatağına oturdum ve kitabı okumaya başladım kitabın ilk sayfasında bu kitabı okumaya başladın ama bitiremezsen ölürsün yazıyordu iste o an kardeşimin kitabin laneti yüzünden öldüğünü anladım o kitabı okumasını engelleyebilseydim o şuan benimle olurdu suçluluk duygusuyla kardeşimin mezarına gidip onu son bir kez görmek ve özür dilemek istedim ve mezarı kazmaya başladım tam tabutu açacaktım ki polisler geldi ve zaten gerisi bundan pek farklı değil" bahsettiği kitap bizim kitabımız olabilir miydi bunları düşünürken

Annem "bir kardeşinin olduğunu bilmiyordum" dedi Pınar abla "bunu herkesten sakladım oğlumdan bile" yine gözleri dolmuştu eğer oğlunun da o kitap yüzünden öldüğünü bilse ne yapardı acaba "pınar abla kitabı bitirdin mi" Pınar abla başıyla onayladı "bitirdim bitiremesine ama kitabi yok etmenin bir yolunu öğrendim o zaman lanet okumaya başlayan herkesten kalkardı ama kitabı kaybettim " , "ne zaman kaybettiniz " , "1 hafta kadar önce " artık emindim o kitap bu kitaptı "şey anne okula geç kaldım beni bırakır mısın" "hayır Mertcim bugün biraz dinlen melisin yarin gidersin okula " "anne iyiyim gerçekten lütfen bugün matematik var " , "itiraz istemiyorum doğru eve " söylenecek söz kalmamıştı ne yapabilirdim ki sonuçta denemiştim cevabı kendi başıma yazacaktım eve varınca hızla odama çıktım ve sayfa da boş bir yer bulup cevabı yazdım bir kaç saniye sonra yine hava karardı ve o yaratığı gördüm boğuk bir sesle "doğru cevap yarin saat 5 te kitabın başında olun yoksa sonuçlarına katlanırsınız " her yer yine eski halini aldı bu olanları Pınar ablaya anlatmalıydım akşam Ece ve Veli gelince onlara her şeyi anlattım ve birlikte kitabı da yanımıza alıp Pınar abla 'nın yanına gittik kapıyı çaldım açan Pınar ablanın eşi Orhan abiydi "hoş geldiniz çocuklar içeri gelin " içeri girdik "Orhan abi Pınar abla evde mi" "komşuya gitti bir azdan gelir meyve suyu istermisiniz" Orhan abi gerçekten  çok misafirperverdi "olur Orhan abi başın sağolsun" , "sağol Mert seninde başın sağolsun " ,"sağol Orhan abi sağol " Orhan abi ayağa ve bir süre sonra elindeki  meyve suları ile geri döndü o sırada kapı çaldı gelen Pınar abla idi hızla kalkıp kapıyı açtım ,Pınar abla "hoş geldiniz Mert ne oldu canım bir sorun mu var" "evet Pınar abla hem de çok büyük bir sorun ama " Pınar abla ne dediğimi anladı ve göz ucuyla eşine gitmesini söyledi Orhan abi Pınar ablanın işaretini anlamış olacak ki "çocuklar ben biraz yorgunum biraz dinlensem iyi olacak size iyi akşamlar " dedi ve odasına çıktı.Pınar abla bize döndü ve "sorun ne " dedi birbirimize baktık ve Sonunda kitabı çantamdan çıkarttım Pınar abla şok olmuştu "siz bunu nerden buldunuz " "okula giderken yerde gördüm ve yanıma aldim" , "lütfen söyleyin okumadınız dimi " "şey birazcık okumuş olabiliriz belki" konuşan Ece idi "Ali Ali demi okudu" utançla başımızı eğdik "inanamıyorum hemen kitabı yok etmeliyiz " dedi ve demesiyle kitap kendiliğinden açılmaya başladı ve bir şato resminin olduğu sayfada durdu.bir anda vakum etkisiyle bizi içeri çekmeye başladı kitap çok güçlüydü ilk olarak Ece yi içine aldı ama durmaya niyeti yoktu sırayla beni ve Veli yide içine çekti ve sonra kapandı.

Karanlıktaki ŞatoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin