Şebnem Ferah-Mayın Tarlası
Mavi Gri-Altüst Olmuşum♡♡♡♡♡
İnsanları yorgun kılan
hayat değil,
taşıdığı maskelerdir.~SHAKESPEARE
🤍
Komutanla biten tartışma sonucunda helikoptere binmiştik.
Asır her ne kadar asker olduğumu söylese de timin komutanı ifade vermem gerektiğini söyledi.
Bu sürede yine ve yine olabildiğince sakin kaldım.
Sesimi dahi çıkarmadım.
Ama içimdeki fırtına ben sustukça daha da büyümekten başka birşey yapmıyordu."Komtanım görev tam olarak neydi?"diye sordu Asır.
"Üzgünüm Çaylak,sana bu konu hakkında bilgi veremem.Ama büyük bir planın bozulduğunu söyleyebilirim."dedim.
"Komtanım Çaylak demeseniz mi acaba?"diyerek olduğu yerde kıvrandı.
Tek kaşımı kaldırarak konuştum.
"Anlamadım Çaylak birşey mi dedin?"
"Şey dedim..."diye mırıldandı.
"Ne dedin Çaylak?"dedim.
Aklına dâhiyane bir fikir gelmiş gibi yerinde dikleşti.
"Şey dedim komtanım.Siz şimdi yorulmuşsunuzdur.
Baya da bir yolumuz var dinlenin dedim."diyerek beni yanıtladı.
Bu haline gülümsedim.
Önüme dönerek gözlerimi kapattım.
Gerçekten de yorucu bir süreçti."Beni neden bıraktın?"diye bir ses duydum,sanki bir odaya zincirlenmiştim.Başımı olabildiğince odada gezdirdim.
Köşede kundaklanmış bir bebek vardı. O ağlıyordu sanki her bir göz yaşından bir cümle çıkıyordu.
"Beni neden bıraktın?"
Daha çok ağladı çığlıklar atmaya başladı.
Çığlıklarından da cümleler çıkıyordu."Beni neden bıraktın?"
"Daha çok küçük değil miyim ben?"
Omzumda bir el hissettim daha sonrasında da bazı sesler duydum.
"Komtanım uyanın,uyanın komtanım.
İyi misiniz?"diyordu bu ses.
Yerimden sıçrayarak kalktım.Herkesin gözleri benim üzerimdeydi.
Neden nefes nefes uyandığım merak ediyor olmalılardı.
"Bir şeyim yok çaylak."dedim.
Üzgün gözlerle bakmaya başladı.
"Hâlâ mı abla?"diye sordu.
Abla dediyse gerçekten üzülmüştü bu halime.
O da özlemişti."Hâlâ Çaylak."dedim buruk bir tebessümle.
Tugaya gelmiştik.Helikopter inmek için iniş izni aldı ve alçalmaya başladı.
Aşağıda bizi bekleyen askerleri gördüm.
Ve birini daha gördüm,Halil Yarbay.
Onun burada ne işi vardı ki.
Ama beni mutlu etti onu görmek.
Bir görevde onun başka bir timi ile çalışmıştım.
İşinin eri bir insandı.
2 ay boyunca birlikteydik.
Hikmet Yarbayım beni kızı gibi görür ve severdi.
Halil Yarbay ise Hikmet Yarbay ile arkadaştı,onun herkese babacan yanını göstermediğini bilirdi.
Bu yüzden oda beni kızı gibi görmüştü.Helikopter indi.
İsmi lazım olmayan katıksız öküz beni ensemden tutarak indirdi.
Halil yarbayın yanında durunca herkes hazır ola geçti buna bende dahildim.
Selamlaşmanın ardına rahat olmamızı söyledi.
Ben,Halil Yarbay ve bu Tim dışındaki herkes gitmişti.
Halil Yarbayın ifadesi yumuşadı.
"Gel kızım gel." diye beni yanına çağırınca,hızlı adımlarla gittim bana açılan kolların arasına girdim.
Kısa sarılmamızın ardında omuzlarımda tutup beni kendinden uzaklaştırdı.
Yanında tutmaya da devam etti.
"Senin ne işin var burda kızım?"diye sordu.
"Komtanım görevdeydim."deyince üstüme başıma baktı kısa bir an.
"Bu hal ne o halde?"
"Komtanım aylarımızı alan bir görev vardı.Feridun."dedim,o da gerisini burada anlatmaya iznim olmadığını anladı.
Beni tutup getiren askere döndü,kaşları çatıldı.
"Sen ne diye ensesinden tutmuş getiriyorsun.Karşında bir terörist yok senin."dedi.
"Komtanım,bize gelen ihbar ile gittiğimizde üzerinde bomba olan bu kadındı.Bizde onu getirdik."dedi.
Asır duramamış olacak ki lafa karıştı.
"Ben demiştim ama komtanım.Arin komtanım o,bizden diye ama siz tutturdunuz bomba vardı üzerinde diye."
Yanındaki kız koluna sertçe vurunca sustu.
"Ben her ne olursa olsun.Onu getirmek zorundayım,sen bunu bilmiyor musun Asır.Komtanını ben dahi tanıyor olsam,getirmek zorunda olduğumuzu bilmiyor musun?"diye sertçe cevapladı onu.
"Pars ve Arin ikinizi de odama bekliyorum,hemen."dedi ve tugaya doğru yürümeye başladı.
Adamada hak vermiyor değildim,haklıydı ne olursa olsun beni alması gerekiyordu.
Çünkü kimliğim yoktu.
Ama bu öküz gibi davranmasına hak verdiğim anlamına da gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Aşk
General FictionSen bakmasını bilirsen, o Güneş her daim doğar. Ve sen yine bakmasını bilirsen, bu kalp seni bulur.