15

195 24 24
                                    

Bir kaç hafta mı? Veya bir kaç ay mı geçmişti? Genç kadın artık zaman kavramını yitirmişti kafasında, ama bir şekilde karnının büyümesinden anlıyordu. 2 veya 3 ay gibi bir süre geçmişti, Yüce papanın onu buraya getirmesinden 2 ay geçmişti. Genç kadının karnı yavaşça şişiyordu. Elini tekrar karnına koyup sıvazladı. "Naruto... Beni bulur değil mi?" Kendi kendine mırıldandı kadın. Kapı tıktıklandığında o yöne döndü, içeri Yüce papa Robert girmişti. Genç adamın yüzünde mutlu bir tebessüm vardı.

"Azizem..." Yavaşça eğilip doğruldu.

"Papa-"

"Lütfen bana Robert diyin azizem." Genç kadın hafifçe yutkundu ve başını salladı. "Robert... Buradan ne zaman çıkmama izin vereceksin?" Genç adam başını yana eğdi, "her şeyi hatırladığınızda buradan çıkacaksınız azizem." Derince nefes aldı genç kadın, sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu. "Bunu nasıl yapabilirim? Daha neyi hatırlamam gerektiğini bile bilmiyorum!" Hafifçe çıkıştı kadın.

Genç adam hafifçe başını salladı. "Pekala," Hızlı adımlarla genç kadına doğru ilerledi adam. Kadın korkuyla geri adımladı ama adam yanında bitmişti bile. Hızla kadının alnına dokundu ve bir şeyler fısıldadı. Genç kadının vücudu donakalmıştı, geri çekilmek istiyordu kadın. Ama bütün kasları kaskatı olmuştu.

Yavaşça gözleri kapanıyordu, hafifçe sendelediğinde genç adam onun belinden kavradı ve kendine yasladı.

"Şimdi anıların ile seni baş başa bırakıyorum azizem..."

.
.
.

Genç kadın gözlerini yavaşça aralamıştı, ona bakan iki mavi göz ile şaşkınca donakaldı. "Naruto..." Genç adam 32 diş ile gülümsedi. "Bu kadar uykucu olduğuna inanamıyorum Sakura?" Genç Kız gözlerini ovuşturarak yattığı yerden doğruldu. "Neredeyim... Ben?" Etraf çok güzeldi, renk renk çiçekler, çeşit çeşit ağaçlar, değişik hayvanlar ile çevriliydi. Genç kızın gözleri ormanın güzelliği ile kamaşmıştı.

"Nerede mi? Sakura, o savaş manyağı ile takıldıkça bu hale geldin. Herhalde bir süre sonra kendini bile tanıyamayacaksın?" Genç kız anlam veremeyerek karşısında ki çocuğa baktı. Naruto'ya benziyordu, ama onun yaşlarında değildi. Kendisi de kendi yaşında gibi hissetmiyordu.

"Ah savaş manyağı dedik yanımızda bitti bile." Genç oğlanın baktığı yöne doğru çevirdi kafasını genç kız. Gördüğü manzara ile şaşkınlıkla gözlerini araladı. "Ben siz iki aşığı yalnız bırakayım, Sakura beni sonra nerede bulacağını biliyorsun!" Diyerek genç oğlan ayağa kalktı.

Genç oğlan gelen çocuğun yanında gülümseyerek geçip gitti. Kız yavaşça çocuğun ismini mırıldandı. "Sasuke..." Genç hafifçe gülümseyip kızın yanına oturdu ve kıza yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdu.

Genç oğlan kaşları çatılı bir şekilde kıza baktı, "Sakura... Neden ölü görmüş gibi bakıyorsun bana?" Genç kız afallayarak oturduğu yerden kalktı. "Hayır... Ben iyiyim... Sadece yorgun hissediyorum, üzgünüm." Genç oğlanın hafifçe yüzü asıldı. "Özür dileme Gelincik." Hafifçe gülümsedim. "Sasuke beni seviyor musun?" Genç oğlan anlayamamış gibi gözlerini kıstı. "Sakura, nereden çıktı bu soru?" Sakura hafifçe gülümsedi, yaklaşıp gencin dudağına öpücük kondurdu.

Oğlan şaşkınca etrafa bakındı, "Sakura! Ya birisi görürse? Tanrı bizi kavuşturmamak için elinden geleni yapacaktır." Sakura burukça gülümsedi. "Elimden geleni ardıma koymadan seveceğim seni sevgilim." Bunu genç kız mı söylüyordu, yoksa o anısında ki kız mı?

"O yüzden benden vazgeçme Sasuke..."

.
.
.

Genç adam hızla yataktan doğruldu, nefes nefese ve terler içerisinde uyanmıştı. Hızla yanına baktı, ama kimse yoktu. Dirseğini dizine dayadı ve terden anlına yapışmış saçlarını geriye attı. Derin soluklar ile nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Bütün geceleri böyle geçiyordu adamın. Hep bir kabus ile uyanıyordu eşiyle paylaştığı yatağından.

Bu sefer onu beyazlar içerisinde görmüştü, ilk defa kanlar içinde değilde çiçekler içinde görmüştü onu, 3 ay olmuştu.

Karısını kaybedeli 3 ay. O 2 ay boyunca her gün aramıştı onu, her yerde. Sonrasında ise onun cesediye karşılaşmıştı. Ona işkence çektirerek öldürmüşlerdi... Yüzü yaralardan belli belirsizdi, ama ailesi onun olduğunu tespit etmişlerdi. Genç adam sadece biraz karısına bakabilme şansı bulmuştu. Ama onun olmadığına o kadar çok inanmıştı ki! Herkese bağırarak onun olmadığını sayıklamıştı.

O gün Uchiha Sasuke'nin yakarışları her yerde yankılanmıştı. Canından canı kopmuştu. Ölüm onları kavuşamadan ayırmıştı. Rüyalarında onun cesediyle karşılaşıyordu. Onun cansız bedenini kucaklıyordu, çürümüş cesedi bile bahar çiçeği gibi buram buram kokuyordu, zümrüt yeşili gözleri artık solgun bir taş gibi görünüyordu. Beyaz ışıl ışıl cildi solmuştu, al al olan yanakları çökmüştü. Güneşten parlak olan saçları kan ile toprak içindeydi.

Gözyaşları ile sadece sarılabiliyordu, uyanması için yakarıyordu ama bir cevap gelmiyordu. İlk defa onu canlı görmüştü rüyasında, kanlı canlı karşısındaydı. Parlak gözleri tekrar canlılığa kavuşmuştu. Artık yanına yaklaşmadan alıyordu bahar kokusunu.

"Sakura..." Elini kalbine koydu. "Yaşıyorsun..." Dudakları titreyerek yana kıvrıldı.

.
.
.

Naruto genç kızın yanına koşarak geldi ve hafifçe eğildi, "Merhaba insanların ilki ve sonu." Bunu dediğinde genç kız hafifçe gülümsedi. "Vay be! Demek yaratılacak insanların öncüsü seçildin ha Sakura!" Genç kız gururla başını salladı. "Evet, sonunda yeryüzüne inebileceğim!" Genç oğlan yavaşça somurttu. "Acaba ben ne zaman görevlendirileceğim... O kömür kafalı bile görevlendirildi!" Hafifçe gülümsedi genç kız.

"Merak etme, sende bir gün seçilirsin." Demesine kalmadan Naruto'nun bileğinde bir şey parlamaya başladı. "Naruto! Bu... İnsanların Atası damgası!" Heyecanla birbirlerine sarıldılar. İnsanların atası diğer bir deyişle ilk insan olmaya hak kazanmıştı genç. "Sakura..." Çocuk yavaşça genç kızın önünde eğildi. "Senin ve tanrının yolunda  gideceğim..." Genç kız hafifçe gülümsedi ve kalkması için işaret yaptı.

"Teşekkürler Naruto..."

✍️

Ehe...

New Life•SasuSakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin