21; careful who you're talking to

1.7K 200 375
                                    

Fontaines D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fontaines D.C. - I Love You

***

Jisung sırtını soğuk taş duvara dayayarak kendini koca beyaz kürküne daha çok sararken yüzünün yarısı tüylerin arasında kaybolmuştu bile.

Jeongin'in hazırlanıp aşağı inmesini bekliyordu ama Jeongin sanki bilerek yapıyormuş gibi yarım saattir inmemekte ısrar ediyordu.

Jisung oflayarak telefonunu çıkarıp yeniden onu mesaj bombardımanına tutarken neredeyse gitmekten vazgeçecekti.

Bugün yılbaşıydı ve kutlamaları gerekiyordu. Jisung şehir merkezine erkenden inerek gece yarısına kadar gezmek istiyordu. Daha önce hiç şehre tek başına inmemişti. Her zaman çok tehlikeli ve pis bir yer olduğu söylenip durduğu için tam olarak neyle karşılaşacağını bilmiyor olsa da yine de merak ediyordu.

Jeongin'le birlikte kimseye haber vermeden eğlenmeye gideceklerdi bu gece. Dışarı çıkmaları zaten sorun değildi, sorun inci tanesi gibi korunup kollanan bebelerin tek başlarına şehir merkezine inecek olmasıydı.

Yaşadıkları yer oldukça izoleydi hatta insanların çoğu onların kabileye benzediğini söylerdi. Jisung haklarındaki düşünceleri bazen internette görse de pek anlamıyordu. İçine doğduğu ortam ona en normali gibi geldiğinden dışarıdan neden garip göründüklerini hep çözemiyordu.

Ama bu gece canı yeni şeyler istiyordu. Bu yüzden dünden razı olan Jeongin'i de ikna ederek kaçmaya karar vermişti.

Kimseye haber vermeden Seul'un merkezine gidecekler ve ona göre 'gerçek' bir şekilde eğleneceklerdi.

Tabii biraz korkuyordu da.

Sadece arabanın penceresinden gündüz gözüyle gördüğü şehrin geceleri oldukça tehlikeli olduğunu duymuştu. Özellikle annesi onu uyarmak için hep oradaki insanların korkunçluğundan bahsedip dururdu.

Sadece Jeongin'le ikisi olacakları için geriliyordu iyice. Belki de Changbin'le Chan'ı da ikna edip yanlarına almalılardı çünkü soğukta Jeongin'i beklemeye devam ettikçe aklına annesinin anlattığı şeyler geliyordu.

Özellikle omegaların başına gelen kötü şeyler...

Jisung ilk defa bugün boyunluğunu kendi isteğiyle takmıştı. Bu kumaş parçasının hiçbir koruması yoktu ama yine de kendini güvende hissettiriyordu.

Bekledikçe düşünüyor, düşündükçe gitmekten vazgeçiyordu. Sonunda dayanamayarak Jeongin'i aradığında botlarını birbirine çarparak bağırdı.

"Gelir misin artık? Üşümeye başladım."

Jeongin'in hala bir şeylerle uğraştığını duyabiliyordu.

"İçeri girsene aptal."

Jisung'un deli olduğuyla ilgili bir şeyler mırıldandığı duyuluyordu. Jisung gözlerini devirerek arkasındaki koca eve bakarken ofladı.

tu vas me détruire // minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin