Hozier - Work Song
***
Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve ne bir köşede sakince oturmak ne de derin derin nefesler almak iyi geliyordu Jisung'a.
Sadece yüzündeki dehşet ifadesini kontrol etmeye çalışarak kapıyı çaldığında gözlerini sıkıca kapatarak gülümsemeye çalıştı.
Minho'nun hayatını kaydırışının üzerinden sadece birkaç saat geçmişti ve Jisung evde duramıyordu. Boğulup kalacağını sanmaya başladığı anda kendini dışarı atmış ve olanları anlatabileceği birini bulmaya çalışmıştı.
Kapı açılıp beyaz önlüklü bir kadınla karşılaştığında başıyla hafifçe selam verdi ve birleştrdiği ellerini sıktı.
"Bay Hwang evde mi acaba?"
Kadın gülümseyerek evde olduğunu söylediğinde Jisung rahat bir nefes almış ve hızlı adımlarla içeri girerek peşinden gelen kadını beklemeden içeri ilerlemeye başlamıştı.
Artık bildiği evin salonuna girip şans eseri Hyunjin'i kucağındaki bebeğiyle oynarken bulduğunda sanki artık kendini salabilirmiş gibi hissederek kesik bir nefes verdi ve çoktan dolu olan gözlerini sıkmayarak yaşların akmasını sağladı.
"Jisung tatlım-"
Hyunjin önce onu gördüğü için sevinse de çocuğun ağladığını fark edince endişeli bir şekilde ayağa kalkıp yanına ilerlemişti.
"Hyung..."
Hyunjin paniklemiş bir şekilde ona yaklaşıp bebeğini yanlarındaki kadına verdikten sonra Jisung'u kollarından tutarak kendine çevirdi.
"Ne oldu sana böyle güzelim?"
Hyunjin çenesinden tutup başını kaldırmasını sağlarken elleri bir iz ararmış gibi yüzünde geziniyordu.
"Felix hyung evde mi?"
Jisung elleriyle gözlerini silerken etrafa bakındı. Hyunjin çatılı kaşlarıyla başını iki yana sallarken Jisung'un bu halinin nedenini az çok tahmin edebiliyordu.
"S-sana bir şey anlatmam gerekiyor. Daha fazla dayanamayacağım."
Hyunjin onun kollarını okşayıp kıyafetlerinin nemli olduğunu hissedince sabahki yağmura yakalanmış olduğunu anladı.
Küçük olanı hemen kolları arasına çekerek oturabileceği bir yere götürürken ona sakin olması ve onu dinleyeceği hakkında bir şeyler söylüyordu.
Jisung oturup karşısına yerleşen Hyunjin'in titreyen ellerini tutmasına izin verirken başını kaldıramıyordu.
Minho'nun ona öylece söylediği şeyi Hyunjin'e nasıl anlatacağını düşünüyordu. Kafayı yemiş gibiydi, hiçbir şey zihninde yerli yerine oturmuyordu.
"Minho hyung-"
Sözü yarım kalırken Hyunjin tahminin doğru olduğunu anlayarak dilini ısırdı ve devam etmesi için Jisung'un ellerini okşadı.
"Minho hyung bana bir şey söyledi. B-ben ne yapacağımı şaşırdım."
Hyunjin onun ne kadar korkmuş olduğunu görebiliyordu. Zaten buraya gelmek onun için çok zor olmalıydı, konuşurken de onu engellemek istemiyordu. Bu yüzden sessiz kaldı.
"Hyung..."
Jisung sanki biri duyabilirmiş gibi ona yaklaşıp kulağına eğildiğinde Hyunjin duyacağı şeyi zaten biliyordu.
"Bana mühürlü olduğunu söyledi."
Hyunjin derin bir nefes alarak Jisung'un ağlamaktan kızarmış suratını yakaladığında gözlerindeki şefkat ve o müthiş omegalığı Jisung'u sarıp sarmalamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tu vas me détruire // minsung
Fanfic"Beni mahvedeceksin. Bunu tahmin etmeliydim. İlk günden beri, ilk geceden beri." [Daniel Lavoie - Tu Vas Me Détruire] On sekizinde bir omega ve ona aşık olmanın kendisini mahvedeceğini bilmesine rağmen bu ateşte yürüyen alfa Minho. a/b/o (Jisung ve...