'Bir bakışta gördüm sıcaklığını,
bir dokunuşta duydum saflığını,
çocukça bir rengin olduğunu,
bir nefesle çektim dostluğunu.'Pilli Bebek - Hilal'in Şarkısı
***
Çevrelerinde oturan insanların konuşma sesleri, sahiplerinin ayaklarının dibinde dolaşan köpekler ve mermer zeminde çıkan topuk sesleri ortamı biraz da olsa çekilebilir kılsa da Minho en son ne zaman bu kadar gergin hissettiğini hatırlamıyordu.
Muhtemelen alfa olduğunu anladıkları gün babasının onu yanına çağırıp çok ciddi bir konuşma yaptığı o akşam şimdiki gibi yutkunmakta bile zorlanıyordu.
Karşısında oturmuş, lacivert elbisesi ve kırmızı ojeli tırnaklarıyla çay fincanını evirip çeviren Bayan Han yüzündeki nazik gülümsemenin aksine gözlerinden çıkan oklarla onu vurur gibiydi.
Minho onun karşısında kendi çıplak hissetmeye başlamıştı.
"Açıkça belirttiğimi düşünüyorum Minho. Kocamın hiçbir şeyden haberi olmayacak."
Artık Bay Lee değil Minho'ydu. Bu kadar saygı bile Minho'yu şaşırtıyordu açıkçası.
"Bunu seni düşündüğümden değil, Jisung'un iyiliği için söylüyorum."
Minho derin bir nefes alarak kadını başıyla onaylarken onlar bu gergin konuşmayı yaptığı sırada ikisinin de en kıymetlisi olan Jisung koca yatağında Çitlembik'i yastık yapmış uyuyordu.
"Mühürlü olman ondan uzak kalmanı zorlaştırıyor olabilir ama kesinlikle en küçük hatayı kabul edemem. Jisung diğerleri gibi değil, aklının bir karış havada olduğunu biliyorsun. Sadece bir hevesse eğer bu, oğlumun başını yakamam."
Yakıcı sözleri sadece çocuğunu korumaya çalışan bir anneye aitti. Minho kendisinin Jisung için sadece bir heves olma ihtimaline göğüs daraltırken konuştuğu anda karşı taraftan darbe alacakmış gibi hissettiğinden bakışlarını yere dikti.
"Hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam edeceksiniz. En azından bu işin ne kadar ciddi olduğunu anlayana kadar."
Minho'yu baştan aşağı kısık gözlerle süzerken karşısındaki koca alfayı bir böcek gibi eziyordu bakışları.
"Hoş, bugüne kadar kimsenin ruhu duymadı. Değil mi?"
Minho yediği kaçıncı iğne olduğunu bilmese de ters bir karşılık vermemesi gerektiğini bilecek kadar olgun bir adamdı.
"Bu gece Jeongin için sizde olacağız. Jisung'un etrafında fazla dolaşmamaya ve başkalarına karşı olan davranışlarına dikkat etmeyi unutma lütfen."
Başkaları derken yaptığı vurgu Minho'nun dikkatinden kaçarken onun ilgilendiği tek konu Jisung'un da akşam gelecek olmasıydı.
Kaşları çatılı bir şekilde başını kaldırarak Bayan Han'a bakarken kadın hala dünyanın en sakin insanı gibi duruyordu.
"Lütfen onu getirme..."
Sesi bir fısıltı gibi çıkarken Bayan Han'ın kaşları şaşkınlıkla havalandı.
Bu gece Jeongin için teyzesi tarafından bir davet düzenlenecekti. Omegalar, daha doğrusu toplumun kaymak tabakasındaki seçkin omegalar için düzenlenen bu davet daha çok bir kabul töreni gibiydi. Minho Jisung'unkine katıldığını çok iyi hatırlıyordu.
Açık konuşmak gerekirse bu resmen omegaların artık evlenebileceklerini gösterip adayları tanımak için yapılıyordu. Her yere bizim bir incimiz var diye bağırırdı omega ebeveynleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tu vas me détruire // minsung
Fanfic"Beni mahvedeceksin. Bunu tahmin etmeliydim. İlk günden beri, ilk geceden beri." [Daniel Lavoie - Tu Vas Me Détruire] On sekizinde bir omega ve ona aşık olmanın kendisini mahvedeceğini bilmesine rağmen bu ateşte yürüyen alfa Minho. a/b/o (Jisung ve...