"Kaybolsam beni bulur musun Yüzbaşı..?"
"Bulurum.."
"Çok uzağa gitsem bile mi? Mesela başka ülkeye?"
"Değil başka ülkeye başka bir kıtaya hatta Okyanusun dibine bile gitsen bulurum!"
Genç kadın hayretle kaşlarını büzdü, ellerini karşısındaki dev cüs...
|Yıldıza basıp, satır arası yorum yapmayı unutmayalım🥺🫶🏻✨|
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Göz hoşuna gideni sever; akıl kendisini anlayını sever; ama ruh, kendine benzeyenden başkasını sevemez.
♧Şems-i Tebrizi♧
AKIL VE KALP ✨ ♧
-2 Gün önce-
"Çapkınmışım, güzelmişim, böyle söylerler. 'Hem cilveli, pek sevimli hercai,' derler. Canından bezermiş beni bir kez sevenler. HAHAYT!" Asu yatağının üstünde zıplayıp saçlarını sağ sola savuruyordu, hem Çakır'dan intikam alışını hem de yakalanmayışını kutluyordu. Nişanlısı ile arası bozuk olmasına rağmen hiçbir şey keyfini bozamazdı.
Giray ise dizlerinin üzerine çökmüş dizini dövüyordu, akmayan göz yaşları ile ağlamaya çalışıyor dudaklarını büzüyordu, "Ay dostlar ablam ocağımıza incir ağacı dikti, o adam o arabayı görünce bizi kazığa oturtmaz mı?" bir kez daha dizine vurdu, "ocağım söndü nasıl beladır?" ablasını gösterdi,
"KARARSIN BAHTIM YIKILSIN TAHTIN, YALVARDIM YAKARDIM YOL BULAMADIM, AH BULAMASAYDIM AYANDIR HALİM!" İç çekip bir kez daha dizine vurdu, "OCAĞIM SÖNDÜ, HÜ! KOMANDOLAR BASACAK EVİMİZİ HÜ-" Asu Giray'ın bu ağlak haline dayanamamış olacak ki yatağındaki koca yastığı fırlattı, yastığın şiddetiyle Giray yere doğru yapıştı.
"Geri zekalı! Sanki Çakır abisi de ağıt yakıyor. Mete'nin arabasını çarptığında bu kadar korkmadın kuş beyinli!" diye çemkirdi, Giray yerden kalkmadan yastığı suratına bastırdı, "çünkü kuzeniz, çünkü Mete abim isterse bir tane daha alır, çünkü Mete abim bize kıyamıyor hüğğ!" yine o boru gibi sesiyle ağlamaya başladı.
Evet Mete her zaman daha sakin ve kontrollü biriydi, pek sakin sayılmasa da araba gibi şeylere değer vermezdi ama Çakır için arabası kalbi demekti ve bunun için herkesin kalbini sökebilirdi, arabasının kokusu değişmesin diye parfüm bile sıkmıyordu onun yerine ormanlık bir yerde gün aşırı havalandırıyordu. Giray kafasında muhteşem yüzyıl idam sahnesini çoktan canlandırmış ağlıyor, kimse bu üçlüyü Çakır'ın gazabından koruyamazdı. Eğer acil operasyon emri çıkmasaydı arabayı görürdü ama 2 gün boyunca göremeyecekti.
Asu tüm asaleti ile yatağından aşağıya indi ve bir kere daha saçlarını savurdu, "Ben koskoca Altınsoyları yaptığı çizimler ve projelerle kalkındırmış zengin bir sultanım ayol! Bir askercikten mi korkacağım? "
Giray ellerini çenesinin altına koyup ablasının Hürrem Sultan tavırlarına baktı. Ne sanıyordu? Çakır'ın Süleyman olup ona kıyamayacağın mı? Alay eder gibi güldü, "Birincisi askercik dediğin adam 7 mossad ajanını tek başına yakalamış manyak bir SAT komandosu, ikincisi bu ailenin para zincir Babaannemin üstünden dönüyor kapiş!" göz kırptı.
