"Kaybolsam beni bulur musun Yüzbaşı..?"
"Bulurum.."
"Çok uzağa gitsem bile mi? Mesela başka ülkeye?"
"Değil başka ülkeye başka bir kıtaya hatta Okyanusun dibine bile gitsen bulurum!"
Genç kadın hayretle kaşlarını büzdü, ellerini karşısındaki dev cüs...
Merhaba aşklarım, artık daha seri bölüm atacağım hepimiz için iyi olur, bilmiyorum günün birinde milyonlar olabilir miyiz ama olsun size bölüm yazdıkça atıyorum ama artık 2 hafta da bir bölümler gelecek en fazla 3 hafta o da yoğunluğum ve kpss süreci ile ilgili. Birde malumunuz Kartal İhtilali var neyse daha fazla uzatmak istemiyorum bu aralar zor bir şeyler yaşadığım bir dönem, ayrıca dün üniveristeden mezun oldum 🥹 Instagramdan güzel dilekleriniz için şimdiden teşekkür ederim ama zor zamanlar geçiyorum ve bu zor zamanlarda size bölüm yazarken sizin güzel satır arası yorumlarınız beni çok mutlu eder. Şİmdiden iyi ki varsınız, beni yorumlara boğarsanız çok mutlu olurum 🥹 500 Yorum, 300 vote sınırı 🎀 Vote olmazsa yine atarım ama yorum olsun arkadaşlar bölümü 4 bin kişi görüyor yani 🥹 Geçen bölümü unutanlar için kısa bir özet, Türkiye'ye döndük, Burçe ve Özgür'ün üvey kardeş olduğunu anladık. Yalçın Dady ve Dilruba aşkı okuduk. Özgür ve Burcenin babaları farklı. Mete'nin kızkardeşi İstanbul'a geldi çünkü Beyrut'lu aşiret tehdit ediyor, hala efserin peşindeler. Bu bölüm bol bol Asu ve Çakır olacak, uzun bir bölüm olacak eğer yolda okuyacaksınız daha müsiat bir zamanda okuyun. Bölüm sonunda Kurban Bayramına özel kısa sahne var, tüm olaylardan bağımsız. Diğer bölüm Murat, Zafer, Irak operasyonlarına ve Mete ve Efsere değineceğiz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır...
GÜLÜN DİKENİ♧
1988- Gaziantep/ 7.Komando Hudut Tugayı
Yıllar yıllar önce Füsun ve Kubilay'ın aşk ilanları...
Bazı adamların varlığı bir diken dolu gülden ibarettir, Kubilay'ın varlığı; Gül ve vatanında geçiyordu.
"Gideceksin kızım, delirtme adamı!'' diye bağırdı Kubilay, aynı zamanda ellerini Füsun'un koluna sarmıştı ama sıkmamaya özen gösteriyordu. Bu kız buraya adım attığı anda beri yumuşak bir adam olmuştu zaten, tüm karakolun diline düşmüştü.
Füsun ona sinirlenmemeyi, küfür etmemeyi ve şiddetten kaçınmayı öğretiyordu. Ama ta ki karakola saldırı düzenlenip sayısız asker yaralana kadar. Ağır makineli silahların karakol duvarlarında bıraktığı hasarlar hala duruyordu, er askerler hasar gören yerleri onarırken aynı zamanda mahalle ablası gibi Kubilay ve Füsun'u dinliyorlardı.
