Ölmenin bile çözüm olmayacağını anladığım anı düşünüyorum.
Aldığım her nefes ciğerlerime nasıl da batıyordu.
Çok çaresiz ve çok öfkeliydim.
Öfkem bir evi yıkacak kadar güçlüydü ama içim cayır cayır yanarken gülümsemekten başka çarem yoktu.
Her gece kendimi biteceğine inandırıp her sabah aynı kabusa uyandım.
Bütün kemiklerim her sabah yeniden kırıldı.
Her sabah büyük bir yangının ortasına atıldım.
Kül olmaktan başka çarem yoktu.
Kül oldum.
Bir çaresi olsaydı canım bu kadar yanmazdı belki de.
Aynalara da kırık olmazdı o zaman.
Her nefesim yarım kalmazdı ve iliklerimde hissetmezdim acıyı.
Eğer bir çaresi olsaydı karanlık ve terk edilmiş bir sokakta kendimi bulmaktan bu kadar korkmazdım.
Kabus görmeden birkaç saat uyuyabilirdim belki de.
Simsiyah gözaltlarına sahip olmazdım ve ellerim bu kadar titremezdi.
Bir çaresi olsaydı eğer...Bir çaresi yoktu.
Devam edecek...
6 bin okunmaya ve yeni yıla bir "İz" bırakmak için bu paragrafı sizinle paylaşıyorum.
Yeni yıl ile birlikte İz'e belirli aralıklarla yeni bölüm yayımlamak istiyorum.
Hangi aralıklarla bölüm yayımlayacağım kesinleşince Instagram hesabımdan duyurusunu paylaşıyor olurum.
Yeni bölümlerde görüşmek dileğiyle.Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.
Seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Non-Fiction"Bütün her yeri dağıttım. Bana benzesin istedim her yer. Sonra çöktüm aynanın karşısına baktım kendime. Soracağım yüzlerce soru yüzlerce cevap sıktı boğazımı. Çaresizce oturdum o aynanın karşısında. Neden bu hâlde olduğumu sordum kendime. O kadar ço...