Hayat; biz planlar yaparken başımızdan gelip geçenlerdir.
John LennonGözlerimi kapatıp açtığım her seferde aynada uzun uzun incelediğim yüz kaybolmuyordu.
Mükemmel bir kul olmadığım için Tanrı'nın cezasını mı çekiyordum gerçekten?
Nihayet ızdırap dolu hayatım son bulmuştu peki neden sevinemiyorum ?
Arkamda bana seslenen hizmetçi kızın sesi artık çok da net gelmemeye başlamıştı.
"Leydi Juvelian! Duke sizi neredeyse yarım saattir bekliyor" ürkek duruşuna zıt olan emrivaki tavrı sinirimi bozmaya başlamıştı.Aniden doğrulduğum için başım dönünce refleks olarak tutunacak yer ararken elim makyaj masasını buldu.
Sımsıkı kapattığım gözlerimi geri açtığımda bu sikik rüyadan uyanmayı umut ettim.Gözlerimi sonsuza dek açamayacağımı düşünürken yeni bir bedende olmak elbette şaşırtıcıydı ama panik içindeki davranışlarımın sebebi, okuduğum romanda "kibirli sürtük" diye anılan yan karakter Juvelian Castillo'nun bedeninde olmamdı.
İdam edilerek öldürülecek olması da cabası.
Asıl bedenimdeki son anlarımı hatırladıkça başımın ağrısı artarak devam ediyordu.
Unutmam ve düşünmemem imkansızdı; sinir havliyle dışarı kendimi attığım günün akşamında birden bire karşıma çıkan arabanın patlayan farlarını, kenara savrulan bedenimi umursamadan kaçan arabayı ve kırık kemiklerimin acısını unutamazdım.
Konuşmaya cesaret edemeyen hizmetçi kız odada durmaya devam ediyordu.
Ne demişti? "Duke sizi bekliyor" değil mi?Eğer duke diye bahsettiği kişi Juvelian'ın babası ise eminim bir süre hatta bir kaç gün daha bekleyebilir.
Kitapta okumaya tenezzül edemediğim karakter ile- sanırım burdaki insanlara artık böyle dememem gerekiyor- yüz yüze gelmeye katlanamazdım.
"Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Yanına uğrayamayacağımı söyle" dedim işaret ve baş parmağım ile başıma hafiften masaj yaparak.
Konuşmaya cesaret edemediği düşünmek benim aptallığım çünkü bu kız susmak bilmiyordu. "Duke Declan'ın kesin emri gelmek zorundasınız" dedi.
Şuan sinirimi tek geçirebilecek olan şey duke Declan'a sağlam bir yumruk atmak.
"Aile yemeği olacakmış o yüzd-" lafını bölen alay dolu gülüşümdü. Kaşlarımı çatıp yarım gülüşüm ile ufak bir nefes verdim.
Ne komik ama "aile ha?" Casttillo soyunun öyle bir bağı hiç olmadı.
Casttillo kardeşler birbirinden haz etmez,duke Declan da çocukları ile pek ilgilenmezdi.Bu yemek mevzusundan kaçışım olmayacağını anladığım için uyum sağladım.
Üstümü kontrol ettiğimde hiç bir sorun olmadığına kanaat getirdikten sonra odadan çıktım. Bir süre bekledim çünkü nereye gideceğimi bilmiyordum.
Yardım almak için bahane ararken yanımda Azrail gibi dikilen uzun boylu adamı yeni fark etmiştim. Anlık olarak irkilsem de duruşumu hemen düzeltmeyi başarmıştım.
Karşımda ifadesiz yüzüyle bana bakan şövalyenin kolunu zarifçe tuttum.
Şövalye kafasını ve vücudunu milim kıpırdatmadan keskin bakışlarıyla kolunda duran elime bir delik açmış gibi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHSIZ GÜNAHKAR
Historical FictionTanrı tarafından bana yeni bir şans verilmişti ama neden tekrar ölmek zorundayım ki! Hayır! Juvelian'ın kaderini kabul etmiyorum kendi hayatımı dilediğim gibi yaşayacağım ölmek istemiyorum! Kartlar yeniden dağıtılırken oturup urganın boynumda yer e...