Düşmana Davet

43 10 37
                                    

Evrende doğum, olgunluk ve yeniden doğuş gelir. En azından yaşamayı arzulayan insanlar böyle düşünür.
İnsanlar sesli düşünmese de zihinlerinin bir köşesinde "yeni hayat" diye adlandırdıkları yaşamı beklerler.

Öleceği günü bilenler bile o günü beklemezler bende sağlıklı bir insan olarak öleceğimi en azından bu kadar çabuk öleceğimi hiç düşünmemiştim.
Zaten kim gerçekten ölümünü bekler ki.

Önceki hayatımda okuduğum romanda doğdum. Aslında "doğdum" diyemem çünkü varolan -romanda varolan- bir karakterin bedeninde gözlerimi açtım.

Peki bu bedenin asıl sahibi Juvelian, o nerede?

Bu soru gözlerimi açtığımdan beri ilk defa aklıma gelmişti. Daha öncesinde ise kendimle meşguldüm. Öldükten sonra gözlerimi burada açmam, okuduğum romandaki karakterler ile kanlı canlı bir araya gelmem, Duke Declan'ın insanı geren bakışları, Kratos ile olan konuşmam, birinci prensin doğum günü haberi derken ne yapacağımı bilemez halde dört dönüyordum.

Gece yatarken düşündüğüm süre boyunca ise, Jeffrey Castillo'yu kavalyem olması için ikna etmeye karar verdim. Şuan ki hedefim ne kadar zor olsa da vazgeçemem. Yapmak ve başarmak zorundayım.

Doğum günü haberinden sonra iki gün geçmişti. Odam ve bahçe arasında gidip gelmiştim

Bu süre içinde Jeffrey ile konuşma fırsatı yakalayamamış olsam da kararlılığımdan taviz vermeyeceğim.

Yavaş yavaş kabullendiğim bu durum yani bu evren normal gelmeye başlamıştı.
Başımda bu dertler olmasa "cennet" diye adlandırabileceğim bir hayatım olabilirdi ama ne yazık ki sürünmem gerekiyor.

Hizmetçilerden öğrendiğim kadarıyla Jeffrey her gün erkenden işinin başına geçiyormuş.

Şövalye birliğinin komutanı olarak şehrin merkezindeki binaya gidiyormuş. Romandan bildiğim kadarıyla sade renklere sahip olan bina kapladığı geniş alanla birlikte"ben buradayım" diye bağırıyormuş. Binanın her bir bölümünde krallık için çalışan görevliler var.

Jeffrey giriş katta kendine ait odada evraklarıyla uğraşırken şövalyelerde binanın bahçesinde onlara özel antrenman yerlerinde çalışıyorlar.

Evdeyken Jeffrey ile konuşabilmek için fırsat kolladığım her seferinde "Efendi Jeffrey çok yoğun şuan kimseyle görüşmek istemiyor" lafını duyuyorum.

Ne kadar, bir leydinin şövalyelerin arasında olması pek uygun karşılanmasa da şövalye birliği binasına gideceğim yoksa bu gidişle Jeffrey ile asla konuşamayacağım.

Hizmetçilere haber verip hazırlık yapmalarını istedim. Alice ismindeki genç hizmetçi elbisemi giymeme korsemi bağlayarak son noktayı kattı.

Karşındaki aynaya bakarken ellerimi belime kattım "bu zarif vücuda en uygun bu elbise olabilirdi" diye düşündüm.

Üst kısmı korse olan göğüs ve korsenin eteklerinin de dantelden olduğu krem rengi elbise ne abartılı ne de sönük kabarık etek kısmıyla bitiyor oluşu elbiseyi günlük kılıyordu.
Bütünen bakınca ise iyi bir izlenim veriyordu.

Son olarak saçlarımı arkadan hafif topuz yapan hizmetçiye baktım. İşini düzgünce yapıp bir an önce gitmek istiyormuş gibi bakıyordu.

Kapı arkasından gelen "Leydim araç hazır" lafıyla birlikte ayaklandım. At arabasının önüne gelince ihtişamlı görünen vagon kısmı, siyah rengi üstüne gri detaylarla beni karşıladı.

GÜNAHSIZ GÜNAHKAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin