Sanki tüm hayatım boyunca
yanlış Melodi ile dans etmiş gibiyim.
-Irvin D. YalomBenden bir kaç adım ileride kollarından zincire bağlı duran kadının çığlıkları karanlık zindanın her yerinde dolanıyordu.
Görünürde hiç yarası olmayan kadının canını bu kadar yakan ne olabilirdi? Daha önemlisi bu izbe yerde tanımadığım birisi için değil de kendim için endişelenmem gerekmez mi?
Işık hüzmesinin dahi aydınlatmadığı, benim ise sebebini anlayamadığım bir şekilde etrafımı rahatça görebildiğim bu yer; çatlak duvarlarıyla çok eski duruyor. Ayrıca kendini belli eden nem kokusuna tanımlayamadığım bir çürük kokusu da eşlik ediyordu.
Küçük bir yer olmasına rağmen, karşımda acı inlemeleri devam eden kadına yaklaşmak için adım attığım her seferde ayak bastığım zemin uzadıkça uzuyordu.
Adım atmayı bırakınca ise mesafe olarak hiç yol katedemediğimin farkına varmam ile kaşlarım çatıldı.
Gri renk kapşonundan gördüğüm, solmuş dudakları ve... ve beyaz saçlarıydı.
Sertçe yutkunduğumda bakışlarım saç tutamlarından tekrar dudaklarına kaydı. Dudaklarını zar zor oynatıyordu.
"... et"
Dudaklarını dikkate izliyordum ama ses tellerinin dermanı kalmamış olmalı ki ne dediğini anlayamıyorum.
"...ım et"
Konuşmaya çalıştıkça işkence çektiğini vücudunun kasılmasından, dudağını sertçe ısırmasından anlayabiliyordum.
"Yardım et!"
Kadının çığlığıyla birlikte yıllardır soluksuz kalmış gibi solumaya çalıştığım oksijen göğüs kafesime batıyordu.
Gözlerimi hızlıca geri kapatıp yatağımda yarı oturur pozisyona geldim.Terden enseme ve gözüme yapışan saç tellerimi gelişi güzel iterken etrafıma kısa bir bakış attım.
Castillo malikanesindeydim. Odamdaydım ve... Kâbus görmüştüm. Castillo malikanesinde olduğum için sevineceğimi hiç düşünmemiştim.
Kendimi sakinleştirmeye çalışırken derin derin nefes alıp verdim. Nefesimi verirken ağrıyan kalbim kendini hatırlattı. Gördüğüm kâbus yüzünden böyle olmalı.
Beni bu kadar korkutan, kalbimi sıkıştıran kâbus muydu gerçekten de. Yatağa uzanıp yerimde gerinince üstümde dünkü davetten kalan elbiseyi gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHSIZ GÜNAHKAR
Historical FictionTanrı tarafından bana yeni bir şans verilmişti ama neden tekrar ölmek zorundayım ki! Hayır! Juvelian'ın kaderini kabul etmiyorum kendi hayatımı dilediğim gibi yaşayacağım ölmek istemiyorum! Kartlar yeniden dağıtılırken oturup urganın boynumda yer e...