Merhaba,
Bugün ki bölümümüzde yeni maceralara atılıyoruz..
Umarım keyifle okursunuz.
----
Abim ve sevgilisi ile eğlenceli bir kahvaltı yaptıktan sonra sahilin kenarına doğru geçip kuma bir örtü sermiştik. Abim eğlencenin dozunu arttırmak için her birimize iki shot doldurup vermişti. Her birimiz içerken Kook benim içmemem için uğraşsada başarılı olamamıştı.
Kolay sarhoş olan biri olarak içtiğim iki shot kanımın kaynamasına yetmişti. Gömleğimi çıkarıp denize doğru adımlamaya başladım. Restorandan çıkmadan önce tuvalette şortumu değiştirmiştim zaten.
Savsak adımlarla denize adımladığımdan Kook hemen ayaklanıp gülerek bana eşlik etmişti. Hemen peşimizdede abim ve sevgilisi de vardı. Onlar sadece ayaklarını suya sokmak isterken ben suyu tekmeleyerek ıslanmalarına sebep oldum. Kanım kaynıyordu yapacak bir şeyim yok.
Abim elini tuttuğu sevgilisine baktığında ikiside kıkırdamaya başlamıştı çünkü üstlerini çıkarmadıkları için ıslanmışlardı.
Biraz ileride bir adam gördüm, bizi izliyordu. Ama takmadan Kook'a su atmaya başladım. Muhtemelen o da o adamı görmüştü ve gülüşü solmuştu. Ona su attığımda bana baktı ve dizlerine kadar gelen suda adımlayıp yanıma gelip adamın olduğu tarafa bakarak belimden tutup kendine çekti.
"Biraz oturalım, sonra gireriz miniğim." Daha çok oynamak istiyordum ama itiraz etmeden peşimden gelirken bir an da çıkalım diyorsa bir şey olmuş demektir. Her zaman ki gibi ona ayak uydurarak kıyıya doğru adımladım.
"Ulan şerefsiz! Ben senin abinim! Benim sözümü böyle dinlemezsin!" Abim kaşlarını çatarak bağırdığında Kook gülmeye başladı; "Kıskanma," Gözleriyle Jin'i işaret etti; "O da seni dinliyor."
Tekrar örtünün üstüne oturduğumuzda Kook gömleğimi giydirip önünü ilikledi.
"Güneş kremi getirdin mi?" Kafamı olumluca salladığımda uzanıp çantamı kucağına aldı ve güneş kremimi çıkartıp yüzüm, boynum ve açıkta kalan her yerime sürdü. Üstüne bir şey giymediği için üzerini işaret ettim;
"Kendine sür, beyazsın sen." Dediğim ile gülerek kremi elime verip sırtını bana döndü. Konuşmak için ağzını araladığını gördüm ama kremi sırtına sürmeye başlamam ile konuşmadan geri kapattı. Sırtına ve geniş omuzlarına kremi sürdüğümde omzuna pat patladım ve tekrar az önce ki gibi oturdu. Kremi eline verip; "Her yerine sür." Tek kaşı havalandı; "Her?" Gözlerimi kocaman açıp istemeden sesimi yükselttim; "Açıkta olan her yerine ya işte!"
Karşımda iki gülme sesi geldiğimde varlıklarını unuttuğum abimlere doğru döndüm.
"Ay bazen benle kardeş olduğunu unutuyorum. Çok tatlısınız." Abim gülerek konuştuğunda Kook çatık kaşları ve sinir kokan sesi havaya karıştı; "Sen abisisin düzgün dur." Kaş göz yaparak birbirlerine baktıklarında içtiklerimin etkisi ile daha fazla gülmeye başladım. Kesinlikle fazla içmek bana göre değil.
Kook'un gömleğine uzanıp üstüne attığım da tek kaşını kaldırdı ve giymesini ima ettiğide kafasını olumluca sallayıp itiraz etmeden kollarını geçirdi. Düğmelerini kapatmadan öne eğildiğinde oflayıp yakalarından çektim ve bana dönmesini salladım. Düğmelerini kapattıktan sonra ayağa kalktım;
"Yakala şimdi yalayabilirsen!" Çığlık atar gibi konuştuktan sonra gerçekten çığlık atarak koşmaya başladım. Kook'un adım sesleri ve abimle sevgilisinin gülme sesleri kulaklarımı dolduruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdiceğim ✔️
FanfictionAnnesinin yakın arkadaşı Bayan Jeon'un 28 yaşında ki oğlu Jungkook ve ona aşık 20 yaşında ki Taehyung.. semekook