18.Bölüm

930 63 11
                                    

Merhaba,

Son günlerde sadece yatıp duvarı izlemek istediğim için bölüm yazmak çokkkk zor..

Umarım keyif alırısınızz.. 

---

Mahkeme günü gelip çatmış ve Kook'un hazırladığı kanıtlar gösterildiğinde babamın avukatının elinden hiçbir şey gelmedi. Annem de bugün boşanmış oldu. Aslında bu kadar kısa sürede olması imkansız ama bağlantıları olan bir sevgilim olduğu için imkansız gerçek oldu. 

Babamın şirketi ve bankada ki parasının tamamı bana geçmiş oldu. Annemle beraber oturduğu ev annemin üzerine geçti ama annem orada oturmak istemedi için yeniden otele döndü. Busanda ki ev ve kullandığı araç dışındaki tüm her şeyde benim olmuş oldu.

Son zamanlarda kartını kullanmadığım için Kook, babamla kavga ettiğimi söylemişti hakime. Normalde vergi kaçakçılığı yaptığı için devlet direk olarak el koyuyormuş ama 3 yıl boyunca şirketin varlıklarının kontrol edilme şartı ile bana geçirilmiş oldu. Her şeyin ayrıntısını düşünmüştü gerçektende. 

Çalışanların çoğuda tazminat ödeyerek yollarımızı ayırmış diğerlerine de şirketin tamamen değişeceğini isterlerse ayrılabileceklerini -tazminatlarını da alacaklarını söyleyerek- iletmiştik. Ne olacağına tam olarak karar vermemiş olsakta babamın kaldığı yerden devam etmek istememiştim. 

Şimdi ise Kook'la beraber eve gelmiş ben üstümde onun tişörtüyle beraber koltukta telefonumla vakit geçirirken onu bekliyordum. Günlerdir düzgün beslenmediğim hakkında söylenerek mutfağa gitmiş ve bir şeyler pişirmeye başlamıştı. 

Kısa süre sonra burnuma yaklaşan koku ile gözlerimi telefonumdan çektim. Elinde iki tabakla gülümseyerek yanıma geldi. Tabakları orta sehpaya koyup yanağıma sulu bir öpücük kondurdu;

"Patronum lütfen tüm yemeğinizi bitirin." Kaşlarımı çatarak yalancı bir sinirle omzuna vurdum;

"Bana patron diyene bak! Kendi şirketini korup büyüttün," Ellerimi kucağıma bakarak oynamaya ve hareket eden parmaklarıma bakmaya başladım; "Zaten napıcam bilmiyorum." Yere oturup benide kucağına çektiğinde kaşlarını çatarak baktığı için anlamadığımı belli eden bakışlar yolladım. Diliyle yanağını yokladıktan sonra elleri bacaklarımı sıkarak kalçalarıma getirdi; "Altına hiçbir şey giymedin mi sen?" 

Kısık sesiyle sorduğunda alt dudağımı dişleyerek ellerinden birini tuttum. Arada bir kısa şortlar giyerdim. Muhtemelen yine kısa şortlarımdan birini giydiğimi ama onun olan uzun tişörtünden dolayı göremediği düşünmüş olmalı. Oysa ki öyle değildi. 

Tuttuğum elini yönlendirerek tangamın ipine dokunmasını sağladım; "Giydimmm." Şirinlik yaparak söylediğimde kafasını geriye doğru atarak derin bir nefes aldığında gülüşüm genişledi. Aklını dağıtmak ister gibi kafasını sağ sola salladıktan sonra sesinin boğuklaştığını fark ettim; 

"Yemeğini ye güzelim yemeğini." Yüzüme bakmadan kucağında dönmemi sağladı, tabağımı önüme getirdiğinde ilk başta yüzüme bakmadığı bozulmuştum. İlk kez tanga giymiştim ve seveceğini sanmıştım. Yanılmamıştım ama bunu altımda hissettiğim aletinden anlamıştım. Kıkırdamama engel olamadım. 

"Neye gülüyorsun?" Kucağında hafifçe sürtüğümde saniyesinde kasıklarımdan tutup beni yerime sabitledi; "Bunaaa." Omuzum üstünden ona bakarak gülerek söylediğimde; 

"Sana da eğlence çıktı. Yemeğini ye göstercem ben sana eğlenceyi." 

Tekrardan içimde hissetmek istesemde yemeğimi bitirmeden karşısında soyunup sürtünsem bile dokunmayacağını bildiğim için itiraz etmeden tavuklu makarnamı yemeğe başladım(birazdan yapacağım için aklımda dolanıyor namussuz). 

Sevdiceğim ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin