27.Bölüm

542 50 91
                                    


Merhaba,

Bu fice olan ilgi her geçen gün azalıyor,

Sanırım hayallerimde ki kadar uzatamayacağım..

Keyifli okumalar dilerim..


----

Birkaç gün sonra Kim Taehyung'dan

Hayatımız son günlerce oldukça dingin ve sakin geçiyor ama beni rahatsız eden bir şeyler var. Jungkook son günlerde eve hem geç geliyor hemde nerede olduğu belli değil. Sürekli ofiste işlerinin uzağını söylediği için iş çıkışımda onun ofisine gittim ama orada değildi. Aradığımdaysa ofiste olduğunu söyledi. O gün oraya gittiğimi kanıtlamak için ofisinin fotoğrafını da çektim. Sekreterine sorduğumda o gün ofise hiç uğramadığını, son günlerde de çok az geldiğini söyledi.

Bugünde o yüzden onun ofise gitmek için işten çıktım. Birkaç dakika içinde ofisene gittiğimde ofisinde değildi bu yüzden onu aradım. 

"Bebeğim."

"Ne yapıyorsun Jungkook." 

"Çalışıyorum miniğim." Sesi şimdiden tedirgin gelmeye başladı bile, ne bok yiyorsun Jungkook..

"Nerede çalışıyorsun Jungkook! Hani bakıyorum ofisine bom boş, zaten şirkete gidiyorum diye çıkarken neden inandıysam sana?!" Telefonu yüzüne kapatıp ofisinden çıktım. 

Aracı nereye olduğuna bakmadan sürdüm bir süre, sonrada aklıma sahile gitmek geldiği için çevreme bakınmaya başladım. Telefondan bakamıyordum çünkü ikimizde telefon açıkken birbirimizin konumunu görebiliyoruz. Şu an da onunla konuşmak istemediğim için kapattım direk. 

Bir süre yolculuk yaptıktan sonra sonunda deniz kenarında bir yer bulup arabayı bıraktım. Kilitleyip çıktıktan sonra sahilin kenarında yürümeye başladım. Birkaç saat ağlayıp Jungkook'a sövdükten sonra üşüdüğümü hissettiğim için tekrar aracıma doğru yürüdüm. Beni aldattığını düşünmüyorum, bu konuda ona güvenim her zaman sonsuz ama yalan söylemesi çok rahatsız edici. 

Aracımın kilidi açtığımda zaten açık olduğunu fark ettiğimde kendime bir küfür ettim, kilitlediğime emindim ama kilitlememişim demek ki. Bindiğim arka koltukta bir kaban gördüm. Arkamı dönüp elime aldığımda fark ettim ki bu sabah Jungkook'un giydiği kaban buydu. Araçtan inip etrafıma baktığımda arkada ki ağaçlıkta Jungkook'u gördüm. Elleri cebinde öylece beni izliyordu. Derin bir nefes verip kafamı farklı yöne çevirdiğimde bana doğru yürümeye başladı. 

Yanıma geldiğinde kabanını ona uzattım, elimden alıp benim omuzlarama koydu. 

"Hasta olucaksın güzelim." 

"Bana neden yalan söyledin?" Bakışlarında üzün vardı, ona güvenmediğimi düşünüyor ama ne çevirdiğini merak ediyorum. Ellerini yanaklarıma koyduğunda; "Bana gerçekleri söyleyene kadar temas yasak sana." Geri bir adım attım.

"Geçen gün ofisine geldiğimde de seni aradım ve sen ofiste çalıştığını söyledin ama o gün ofise hiç uğramamıştın bile." Alt dudağını ısırdı endişe ile; 

"Güzelim, nasıl göründüğünü biliyorum ama bana biraz zaman ver. Göstericem her şeyi." Omuzlarımda ki kabanı eline verip olumlu anlamda kafamı salladım. 

"İstediğin kadar zamanın var Jungkook ama o zaman kadar eve gelmiyorum." Hızlıca arabaya bindiğimde kapıyı açmaya çalıştı ama kilitlediğim için açamadı. Yola çıkmak için geri gitmem gerekiyordu ve aracında arkasına geçti. Gözünden yaş aktığını ve yolumu açmamakta ısrarcı olduğunu gördüğümde tekrar araçtan indim.

Sevdiceğim ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin