11.Bölüm

1.6K 105 14
                                    


Merhaba,

Muhtemelen ben bu bölümü tamamlayana kadar 1k olucak.. Gözüm yaşlı..

Keyifli okumalar diliyorum..

----

Miniğim kucağımda uyurken biraz daha sohbet etmeye devam ettik. Hava serinlediğinde küçüğümün hasta olmasını istemediğim için eve gitmeye karar verdim. Tabi ki de kendi evime götürecektim. Ayaklandığımda dikkat etsem bile hareket ettiğim için küçüğüm uyanmıştı; 

"Seni uyandırdım mı? Üzgünüm miniğim." Saçını okşayıp öptüğümde Namjoon kıkırdamaya başladı; "Ulan senin gibi birinin bile aşk karşısında boynu kıldan ince." 

"Ne olacağını sanıyordun?" Bizim gülüşmelerimizde miniğim kafasını boynumdan kaldırdı; "Gidiyor muyuz?" Uykudan yeni uyandığı sesinden belliydi, gülümseyerek yanağını öptüm; "Evet gidiyoruz, ama bugün bende kalıcaksın. İstersen uyumaya devam edebilirsin? " Kafasını olumsuzca salladı; "Evde uyurum, şimdi indir beni Kook." "Nasıl istersen?" Gülerek dikkatlice ayaklarının yerle temas etmesini sağladım. 

Yeni uyandığı için dengesinin bozulacağını tahmin ettiğimden belinden çekmedim elimi. Kendine geldiğinde eğilip yerdeki çantalarımızı aldım. Namjoon sevgilisini alıp önden kendi aracına doğru gitmeye başlamıştı bile. Çocukluktan yaptığımız bir anlaşma vardı. Gerçek sona kadar veda etmek yasaktı. 

Arabaya yaklaştığımızda kapının kilidini açıp bagaja çantaları yerleştirdim. Miniğim çoktan ön koltuktaki yerini almıştı. Muhtemelen üşüdüğü için hızlıca gitmişti. Bende sürücü kısmında ki yerimi aldığımda direk ısıtıcı çalıştırdım. Etrafına bakındığını fark ettim; 

"Neyi arıyorsun miniğim?" 

"Telefonumu gördün mü Kook?" Güzel gözleriyle bana baktığında gülümsemeden asla yapamıyordum.. Cebimden telefonunu çıkarıp uzattığımda gülümseyip teşekkür etti ve mesaj uygulamasına girdi.

"Uyanır uyanmaz kime yazacaksın?" Arabaya çalıştırırken bastıramadığım kıskançlığımla sorumu yönelttim. İlk günden hatta ilk saatlerden bi bok yememem lazım.

"Anneme yazıcam Kook. Evine gideceğimizi söyledin. Haberi olsun." Ben kafamı olumluca sallarken o mesaj atıp telefonu aramızda ki konsola bıraktı. 

"Kook." Bana doğru dönerek sol omzunu yasladı koltuğun sırt kısmına; 

"Efendim biriciğim." Aracı hareket ettirerek kendi evime doğru sürmeye başladım; 

"Yarın sabah dersim var, senin evinde hangi kıyafetlerim vardı?" 

"En son geldiğine giydiklerini yıkadım, önceden bıraktıkların ve yeni aldıklarımızda var. Benim kıyafetlerimdende giyebilirsin tabi ki de. Yarın dersinden sonra planın var mı?"

"Sınavlar yaklaştığı için onlara çalışmak istiyorum ama aklında bir şey varsa sonrada çalışabilirim. Birde stajım seneye olduğu için bir yerlere şimdiden baksam iyi olur."

"Bir yerlere bakmana gerek yok güzelim. Boşuna mı şirketim var benim?" Anlık ona bakıp tekrar yola döndüğümde gülme sesi kulaklarımı doldurdu. Kemer çözme sesini duyduğum için kafamı ona çevirdiğim anda dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu ve çenemden tutarak hızlıca yola bakmamı sağladı.

"Yola odaklan." Yol boyuna gülmemi sağlayacak anlaşılan..

"Sen böyle bıcır bıcır olursan o biraz zor miniğim." Tekrar güldüğünde bende gülümseyerek ona baktım. Tekrar eski pozisyonuna döndüğün de elimi bacağına atmak istedim ama rahatsız olur mu emin olamadığım için sağ elimi kendi bacağımın üzerinde bıraktım. 

Sevdiceğim ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin