Bölüm üç

879 69 14
                                    

yorum ve oy lütfenn🥺🥺

💘

Nevra: Bana bak lan dört göz, sensin biliyorum.

Nevra: Canımı sıkma benim, kafanı gözünü patlatırım senin.

Nevra: Sebastian'dan uzak duracaksın.

Nevra: O korkak Nevra yok karşında.

Nevra: Hele bir Sebastian'a karşı en ufak hareketini sezeyim, seni bitiririm oğlum.

Sinirle bir soluk verip arkadaşım Eva'yı aramaya başladım. Eva, bir türlü açmayınca tekrar sinirle solup telefonu masanın üzerine attım.

İhtiyacım olduğu anda en yakınıma ulaşamamak beni ayrı sinir etmişti.

Sebastian'nın üvey abisi olacak dört göz bir anda yeniden bulmuştu beni. Bir sene önce Sebastian'a doping vermekle beni tehdit etmesiyle sevdiğim adamdan ayrılmıştım.

Hayır, beni sevmiyordu Pawel, sadece üvey kardeşinin her şeyinin kusursuz olmasını kıskanıyordu.

Çok güzel bir ilişkimiz vardı, çok güzel bir futbol hayatı vardı.

Hoş hâlâ futbol hayatı çok güzel ilerliyor.

Maşallah.

İlişkimiz ise yeniden eski halini alması için elimden gelenin fazlasını yapacağım.

Kapım çaldığında kafam oraya döndü, derin bir nefes verip gir komutu verdim.

İçeriye giren bedenle ellerim birbirine dolaştı heyecandan.

"Sebastian?" 

Sebastian kapıyı örtüp karşıma kadar geldi, "Uzaktan seni gördüm tedirgin ve korkmuş duruyordun, merak ettim seni." cümleleri ne kadar samimi olsa da sesi buz gibiydi.

Gülümsedim, "Merak ettin demek beni." diyerek konuyu değişmeye çalıştım tabii beni benden iyi tanıyan adam bunu anladı, "Konuyu değişmeye çalışma Nevra, bir sorun yok öyle değil mi?"

"Hayır canım, yok bir sorun iyiyim." dediğimde hitabımla gülümseyecek gibi olsa da tuttu kendini.

"Anladım, sorun olmamasına sevindim. Eğer bir problem olursa buradayım Nevra." dediğinde gülümsedim.

Gözlerim dolacak gibi olduğunda kafamı salladım, "Biliyorum Sebastian, ayrı olsak bile bir sorun olduğunda sen her zaman benim yanımda olursun. Ama ben ayrı olmak istemiyorum." dediğimde boğazını temizleyip kafasını çevirdi.

"Bana sormadan benden ayrıldın şimdide ayrı olmak istemiyorum diyorsun derdin ne Nevra senin?"

"İyi olman, beraber iyi olmak."

Anlamazlıkla kaşlarını çattı o sıra kapım tekrardan çaldı gir komutuyla içeriye Mert Hakan girdi. Mert Hakan gülümseyerek bize bakıp yanımıza doğru geldi.

"Oo Sebom'da buradaymış."

Sebastian gülümseyerek, Mert Hakan'ın omzuna dostça vurduktan sonra tek kaşını kaldırıp, "Ne oldu?" dediğinde Mert Hakan gülümseyerek bana döndü.

"Nevra, tanışma ve kaynaşma yemeği yapalım diyoruz bazı hocalar ve futbolcu arkadaşlarla beraber seni davet etmeye geldim." dediğinde gülümsedim bu fikir çok hoşuma gitmişti.

"Çok güzel bir fikir hemen gidelim!" heyecanla konuşmamla Mert Hakan'la Türkçe konuştuğumuz için bir şey anlamayan Sebastian kaşlarını çatarak bana ve Mert Hakan'a baktı.

Sanki biraz kıskanmış gibiydi.

"Ne konuşuyorsunuz?" diye huysuz bir tonla konuştuğunda dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için.

"Tanışma ve kaynaşma yemeği yapacaklarmış da beni de davet ediyor." diye açıkladığımda kaşlarını çatarak Mert Hakan'a baktı "Ben de geliyorum." dediğinde Mert Hakan anlamazlıkla baksa da sonra gülüp "Gel oğlum, gelme diyen mi oldu?" deyip tekrar bana döndü, "Dışardayız Nevra, sizde konuşmanız bitince gelirsiniz." dedikten sonra Sebastian'nın omzuna dostane bir şekilde vurup kapıya doğru ilerledi.

Sebastian, "Ne ara bu kadar samimi oldunuz? Sana sadece adınla hitap ediyor!" dediğinde güldüm kaşlarımı kaldırdım, "Ne oldu kıskandın mı Szymanski?" bu sefer Sebastian güldü, "Yok ne kıskanıcağım, sordum öylesine." dediğinde kafamı salladım onaylarcasına.

"Sen ne dersen de Sebastian, benden iyi seni tanıyan olamaz. Ve ben bu bakışları," yumruk olan ellerine ellimi değdirdim, "Bu yumruk haline gelen ellerin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Boşuna yalan söyleyerek nefesini tüketme balım." dediğimde bu sefer derince yutkunup, sinirle bir soluk verip beni arkasında bırakarak odadan çıktı.

Kaç bakalım Sebastian bey, daha ne kadar kaçacaksın?

Ciğerimi Deliveren Aşk | Sebastian Szymanski✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin