Bölüm altı

747 56 13
                                    

oy ve yorum lütfen 🥺

💘

"Pawel?"

"Selam, güzel Nevra."

Üzerimdeki şaşkınlığın yerini sinir aldı. "Senin ne işin var burada?!" diye adeta bağırdım.

Korkmuş gibi yapıp geri adım attı, "Oo, sakin ol Nevra. Korkutuyorsun beni." diye alay ettiğinde kaşlarım daha çok çatıldı.

"Niye burada olduğuma gelirsek, sizi özledim." deyip gülümsedi "Seni ve sevgili kardeşim Sebastian'ı." işaret parmağımı tehdit eder gibi salladım, "Ona sakın yaklaşayım deme!" 

"Neden ama kardeşimi görmek benim de hakkım." dediğinde nefretle baktım ona, "O senin kardeşin falan değil. Uzak dur Sebastian'dan. Ona yaklaşayım dersen seni bitiririm Pawel. Anladın mı? Bitiririm seni."

Bir şey demesine izin vermeden yanından sıyrılıp kapıyı açtığım gibi dışarıya çıktım, hızlı adımlarla arabama doğru ilerlerken arkamdan seslendi. "Boş tehditlerin bana fayda etmez, Nevra."

Sinirle arabama bindiğimde arabamın önünde durdu hiç düşünmeden üzerine sürdüğümde gülüp kaçtı.

Sinirle çığlık atıp kulübe doğru arabayı sürmeye başladım.

///////

Sinirden derin nefesler alıp veriyordum hâlâ kulübe geleli birkaç saat olmuştu sakat olan futbolcularla ilgilenip odama geri dönmüştüm.

Pawel, her zaman Sebastian'ı kıskanırdı. Onun mutlu olmasını, başarılı olmasını istemezdi. Çünkü babası her zaman Sebastian'la gurur duyardı. 

Kendisiyle hiç gurur duymazdı.

Küçüklükten beri öz babasının Sebastian'a olan düşkünlüğüyle Sebastian'dan nefret ediyordu. Sebastian bunun farkındaydı. Bana bunları zaten o anlatmıştı. 

Bu yüzden Sebastian'ın mutluluğunu ve başarılı olmasını kıskanıp bizi ayırmayı başarmıştı. Onun yüzünden Sebastian'ı onu terk etmiş öylece çekip gitmiştim.

Sırf Sebastian'ı rahat bıraksın, futbol hayatını bitirmesin diye.

Çünkü biliyordum Sebastian'ın futbol hayatı biterse mahvolurdu.

Onun mahvolmasına dayanamazdım.

Ama artık o güçsüz Nevra değildim. Sevdiğim adama bir zarar veremezdi, yanındayım her zaman.

Sebastian'ın kalbini tekrar kazandığım an onu bir an bile yalnız bırakmayacak ve koruyacaktım tüm kötülüklerden.

Çalınan kapıyla düşüncelerimden arındım, gir komutu vermemle içeriye aşık olduğum adam girdi.

"Sebastian." diyerek oturduğum yerden kalktığımda elindeki kupayla bana doğru geldi önümde durup masamın üzerine bıraktı.

"Sana papatya çayı getirdim, sabahtan beri çok gergin duruyorsun kaşın sürekli seğirip duruyor." ensesini ovuşturdu, "Belki papatya çayı iyi gelir diye düşündüm."

Gülümsedim, sabahtan beri burhanlı olan içim aydınlandı.

"Beni mi izledin sen?" dediğimde dudakları aralandı gözlerini kaçırdı fazla utanmasın diye konuyu değiştim gülerek. "Çok teşekkür ederim, çok iyi düşünmüşsün." ardından sırıttım "Aslında bana papatya adamımın sarılması daha iyi gelirdi ama neyse." dediğimde boğazını temizledi.

"Rica ederim, ben gideyim." deyip kapıya doğru ilerlediğinde tekrar seslendim.

"Sebastian."

Arkasını dönüp bana baktı "Efendim." gözlerim buğlanırken gülümsemeye çalıştım "Sana bir kerecik sarılabilir miyim?" dudaklarını araladığında yanına yaklaştım, "Söz veriyorum sadece bir kere sarılacağım, lütfen çok ihtiyacım var." diye titrekçe konuştuğumda ensesini kaşıyıp kafasını olumlu anlamda salladı ve ardından kollarını iki yana doğru açtı.

Gözümden bir damla yaş akarken gülerek kollarına koştum ve sımsıkı sarıldım. Başımı boynuna gömüp güzel kokusunu solarken o hâlâ eller havada bir şekilde duruyordu.

"Çok özledim Sebastian, yemin ederim çok özledim seni."

Derince yutkundu kollarını indirdi belime dokundu. Elleri öyle hafif duruyordu ki belimde ağzımdan bir hıçkırık kaçtı, normalde sımsıkı sarılırdı Sebastian bana.

"Seni çok seviyorum," dedim ardından durdum kafamı iki yana salladım "Hayır, sana çok aşığım ve söz veriyorum kalbindeki kırıkları onaracağım oralara yeniden papatyalar ekeceğim sevgilim söz veriyorum."

Benden yavaşça ayrıldı, gözlerine baktığımda kızarmışlardı benim gibi o da ağlamıştı.

"Ben," sesi pürüzlü çıkınca yutkundu "Ben gideyim, sen de çayını iç soğutmadan." deyip odadan çıktı ve gitti.

///////

Eve geldiğimde kendimi biraz daha iyi hissediyordum.

Sebastian sayesinde.

Ona sarılmak, kokusunu solmak bana ilaç gibi gelmişti.

O benim ilacımdı.

Gülümsedim, ne güzel sarılmama izin vermişti öyle.

Çalan kapıyla derin bir nefes verip üzerimdeki beyaz tişörtümü düzeltip kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm bedenle yeniden sinirle bir soluk verdim.

"Pawel yeter artık ne istiyorsun?"

"Ne istediğim açık Nevra. Sebastian'dan uzak duracaksın."

"Sana ne lan durmayacağım oğlum, Sebastian'dan uzak falan durmayacağım ve sen de hiçbir şey yapamayacaksın."

"Öyle mi dersin Nevra?"

Tam cevap verecekken duyduğum sesle kaskatı kesildim.

"Pawel? Senin Nevra'nın evinde ne işin var?"

"Sebastian."

💘

nasıl buldunuuz

Ciğerimi Deliveren Aşk | Sebastian Szymanski✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin