**Herkese merhaba, bu hikayede bütün genç çiftler var (AlGon, FitMeh, OrNİl, OrDin, OrMeh, MehDin ...) İyi okumalar :) **
*********************************************************************************************
Uç pazarda kıyamet kopmaktaydı. Gülce'nin hanesi ilk kez bu kadar kalabalıktı. Saadet kendini parçalarcasına bağırıyordu. Mehmet öfkeyle titriyordu. Fitnat ise olacakları önceden sezmişçesine büyük bir kaygıyla bekliyordu.
Saadet: Demek Alâeddin'le buluşur ha! Üstelik bana haber vermeden! Vazife dedik amma bu iş vazifeden çıktı artık. Madem sık sık buluşurlardı da sen bana bunu imdi mi dersin Gülce?
Gülce korkuyla titredi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Gonca'yı ilk kez böylesine mutlu görmüştü. Buna engel olmak istemiyordu. Saadet tekrar bağırdı:
Saadet: Sana nerede buluştular dedim? Söylemezsen kovarım seni. Ananı, babanı, kardeşini de yanına alıp kendine yeni yurt bakarsın!
Fitnat Saadeti sakinleştirmeye çalıştıysa da bunu beceremedi. Mehmet öfkeyle volta atmaya başladı. Mehmet volta attıkça Fitnat kaçacak yer arıyordu. Resmen Mehmet'le daracık yerde kovalamaca oynuyorlardı. Zaten küçük olan hane sayesinde iyice çekilmez bir hal almıştı. Fitnat dışarı çıkıp temiz hava almak istiyordu. Bu sorgu çok uzamıştı. Bir anda Saadet sesini iyice yükseltti.
Saadet: Konuşsana Gülce dilini mi yuttun?
Gülce çaresiz kalmıştı. Ailesini böylesi bir perişanlığın içine sokamazdı. Hiç istemeden Alaeddin ve Gonca'nın gizli buluşma yerini söylemek zorunda kaldı. Saadet bunun son bulmasını istiyordu. Mehmet'ten Goncayı obaya getirmesini istedi. Hiçbir alp bunu bilmemeliydi. Sonra birden Fitnat'ın asla duymak istemeyeceği o cümleyi söyledi.
Saadet: Fitnat sen de peşinden gidesin. Mehmet'in yanlış bir şey yapmasına mâni olasın!
Mehmet ok gibi fırladı. Alpleri peşinden gelmek istese de buna engel oldu. Hemen atına atladı ve yol aldı. Fitnat da hemen arkasından nefes nefese atına bindi ve Mehmet'in peşinden atını sürdü.
O sırada Alaeddin ve Gonca ormanın derinliğinde hoş bir sohbete dalmıştı. Alaeddin Goncaya izdivaç teklifinde bulunmak istiyordu ama söze nasıl başlayacağını bir türlü bilemiyordu. Çoğu zaman tekrar da yapmıştı ama evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Goncası karşısındaydı ve çok güzel gülüyordu. Gonca heyecanla bir şeyler anlatıyor Alaeddin büyülenmiş bir şekilde onu izliyordu. Her şey o kadar uyumluydu ki atları bile birbirleriyle kaynaşmıştı. Sohbet koyuydu, öyle ki çalıların arasında onları bekleyen tehlikeyi bile fark etmemişlerdi. Alaeddin bir anda cesaretini topladı ve Goncasının ellerini tuttu.
Alaeddin: Ben artık seni böyle gizli saklı görmek istemem. Hep yanımda ol isterim. Nereye baksam orada hep sen ol isterim.
Gonca mutluluktan ne diyeceğini bilemedi. Donup kalmıştı. Aklına annesi, ailesi geldi birden. Endişeyle elini kalbine götürdü. Kafasını eğdi.
Çalıların arasında gizlice onları dinleyen Mehmet iyice köpürmüştü. Öfkeden elini ayağını nereye koyacağını bilemiyordu. Elinde arbaleti öylece bekliyordu. Fitnat iyice korkmaya başlamıştı.
Fitnat: Mehmet Bey yanlış bir şey yapmayasın. Hem Gonca'da oradadır. Ya ona gelirse...
Mehmet: Ben bugün Alaeddini öldüreceğim Fitnat! Bacıma göz koymak neymiş görecek!
Mehmet tam Alâeddin'e doğru nişan almıştı ki Fitnat endişeyle Mehmet'in eline sarıldı. Boğuşmaya başladılar. Arbalet ateşledi çalılara takılan Mehmet ve Fitnat yere kapaklandı. Bir kadın çığlığı duyuldu. Atlardan biri acıyla kaçtı, diğer at da peşinden gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Hikayeler (AlGon, FitMeh, OrNil ve diğer çiftler)
RandomKuruluş Osman senaristlerine meydan okumak için buradayım. Her bölüm birbirinden bağımsız konulardan oluşacak. Kitap olmadan okuyunuz, teşekkürler. **İsmini vermek istemediğim bir romancıya demişler ki sen ne biçim yazarsın hep hata hep hata, o da...