ŞAVALAK KUŞ

858 21 10
                                    

Merhaba, bu bölümde herkesin merak ettiği o soruya yanıt veriyorum! 

Genç Saadet ve Yakup nasıl tanıştı? Evet şu ana kadar merak etmesen de artık ediyorsun :) 

#SaKup 

**En sevdiğim çift kumasız, endgame ve çocuklu çifttir. Diğerleri üzüyor :(   ** 

**************************************************************************************************

Yakup atını dört nala sürüyordu. Öyleki Alpleri ona yetişemiyordu. Kanı deli kaynıyordu, keşke kuş olsaydım diye düşündü. Kuş olsaydım da uçarak gitseydim yanına. Çok heyecanlıydı sanki kalbi yerinden fırlayacaktı. Sonunda gelmişti. Hızlıca atından indi. Yürümeye başladı. Biraz ilerledikten sonra durdu. Nehir kenarında ağaç dibinde oturan o güzel hatunu gördü. Bu hatun haftalardır aklından çıkmıyordu. Onu ilk kez av yolunda görmüştü. Yakup avı sevmezdi, ona pusatıyla karşılık vermeyen hiçbir canlıyı incitmek istemezdi. Hele o masum hayvanları... Ama atasının gözüne de girmesi gerekiyordu. Yiğit gözü kara bir şehzade olmalıydı, babasının onun için istediği ne varsa hepsini olmalıydı. Birden gülümsedi. Çünkü bu sefer avcı değildi, avdı. Avcısı ise biraz uzağında kırmızı elbisesiyle, bir ağaç dibinde oturan güzeller güzeli hatundan başkası değildi. O kadar yakışmıştı doğaya sanki hep onun parçası gibiydi. Kalbinde bir şeylerin hareket ettiğini hissetti. Sevda böyle bir şeydi demek ki. Çok mutluydu. Gerçi hatunun henüz ondan haberi bile yoktu, onu her gün bu ağacın altında oturmuş bir şeylerle uğraşırken görüyordu.  Cesaretini topladı. Bugün tanışacaktı bu hatunla. Adını da öğrenecekti. İleriye doğru hamle yaptı. Alpleri de peşi sıra onunla hareket etti. Kayyumaz hemen arkasındaydı. O kadar yakındı ki nefesini bile hissediyordu. Bir hışım arkasına döndü;

— Kayyumaz!

— Buyur beyim.

— Sen bana sevdalı mısın? Hep dibimdesin!

Kayyumaz duyduklarıyla kıpkırmızı olmuştu;

— O nasıl söz beyim, atanızın emridir.

— Bende gitmeni emrediyorum o vakit!

— Beyim sizi yalnız bırakamam!

Yakup öfkeyle Kayyumaz ve diğer alpleri sürüklemeye başladı. Hepsini atlarına bindirdi. Atların sırtına hafifçe vurdu. Arkalarından;

— Bakma öyle, git! Hızlı git, kime derim ben!

Alpleri gittikten sonra derin bir nefes aldı. Artık hazırdı. Nefesini kontrol altına aldıktan sonra hatuna doğru döndü. Ama hatun yoktu. İçinde bir yerlerde kocaman bir boşluk hissetti. İleri atıldı yokuş aşağı koşmaya başladı. Kocaman bir taşa takıldı. Az önce hatunun oturduğu ağacın dibine kadar yuvarlandı. Hayal kırıklığıyla ayağa kalktı. Üstünü çırptıktan sonra ağaca yumruk atmak istedi. Ama yapamadı. Havaya yumruklar savurdu.

— Ulan Kayyumaz, ulan Kayyumaz!

Birden biraz daha ileride kırmızılar içinde o hatunu gördü. Gözleri mutlulukla parladı. Bulmuştu onu. Hemen takip etmeye başladı. Bir yandan da hatunun vereceği tepkiden çok korkuyordu. Ya onu azarlarsa ya konuşmak istemezse. Ya sevdiği varsa... Tam o anda hatunu tekrar kaybetti. Adımlarını hızlandırdı her yere baktı. Kafayı yiyecekti. Hiçbir yerde yoktu. Birden hatun elinde hançeriyle Yakup'a saldırdı. Yakup neye uğradığını şaşırmıştı. Hatunla boğuşmaya başladı. Ona zarar vermekten çok korkuyordu. En nihayetinde hatunun elindeki hançeri aldı. Fırlattı. Hatun korkuyla geri adım attı. Yakup;

— Korkmayasın. Ben Germiyanoğlu beyliğinden Alişir Bey oğlu Yakup Bey!

Hatun alay eder bir ifadeyle dudak büktü.

— Adının önünde beyliğin ve atan olmadan kendini tanıtamaz mısın?

Yakup duydukları karşısında soğuk soğuk terledi. Ama bozuntuya vermedi. Bugün o da hatunun adını öğrenecekti. Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.

— Bilmem. Kendini tanıtarak bana doğrusunu gösterebilirsin.

Hatun hiçbir şey demedi. Yürümeye devam etti. Yakup kararsız kalsada o da en sonunda hatunun peşinden yola düştü. Bir süre yürüdüler. Hatun rahatsız görünmezdi. Yakup rahatladı. Sonunda ormanın açık bir yerinde durdular. Uzun bir salıncak vardı. Hatun hiçbir şey demeden salıncağın bir ucuna çıktı. Ayaklarından destek alarak sallanmaya başladı. Tarif edilemeyen bir şey vardı hatunda. Yakup'u resmen deli divane etmişti. Yakup da cesaretini toplayıp salıncağa çıktı, hatunun hemen karşısında ayaktaydı. İkisi de sallanmaya başladı. Yakup gözlerini hatundan hiç ayırmıyordu. Hatun öfkeyle;

— Alişir Bey'in oğlu aşağı inesin! Yalnız bırakasın beni!

— Adını söylemeden inmem. Hem fena mı işte arkadaş olurum sana bak.

Yakup hatunun ondan epey kısa olduğunu fark etmişti. Bu hoşuna gitmişti. Zaten bu aralar aklından da hiç çıkmazdı, hatunu tanımadan her şeyini sever olmuştu . Sonra birden;

— Adım Saadet.

Adı da kendisi gibi güzelmiş diye düşündü. Sallanmaya bir süre devam ettiler. Gözünü Saadet'ten ayırmıyordu hiç. Saadet;

— Sıkıldım inelim.

Yakup hemen salıncağı durdurdu. İndiler. Saadet gitti bir ağacın dibine oturdu. Yakup peşinden gitti. Yanına oturdu. Uzun bir süre konuştular. Yakup Saadetin siyasi bilgisinden çok etkilenmişti. Belli ki görklü bir hatun olacaktı. O kadar çok ortak yönleri vardı ki konuştukça fark ettiler. Yakup içinden evleneceği hatunu bulduğunu düşündü. Aralarındaki güven arttıkça birbirleriyle daha rahat konuşur olmuşlardı. Hatta laf arasında hatunun sevdiği birinin olmadığını bile öğrenmişti. Saadet;

— Benim gitmem gerek. Anam merak eder.

— Bırakayım seni gideceğin yere kadar.

— Alplerim ilerde, istersen sen de gel amma onları görürsen az uzakta durasın!

Yakup ve Saadet yan yana yürümeye başladı. İkisi de çok heyecanlıydı. Alpler göründü. Yakup araya mesafe koydu;

— Saadet Hatun yine gelecek misin?

— Geleyim mi?

— Gelesin. Ben beklerim. Hep beklerim.

Saadetin yüzünde sıcacık bir gülümseme belirdi. Yakup bu gülüşe hapsolmayı diledi.

— Hatunum! Dönmüşsünüz.

Gelen Saadetinin yardımcısıydı. Yakup hemen kendisini toparladı. Saadete baktı. İkisi de birbirlerine kafa salladı. Yakup geri döndü. Atının yanına yürümeye başladı. Bir yandan da dönüp içini sımsıcak eden hatuna bakıyordu. Saadet de arkasından ona bakıyordu. Yakup gözden kaybolana kadar bekledi.  Ardından Saadetin yüzündeki sıcak gülümseme kayboldu. Yerini soğuk bir bakış almıştı. Saadet yardımcısına;

— Kuş kafese girdi artık. Bir sonraki görüşmemiz için yeni bilgiler toplayasın! Bakalım Yakup başka nelerden hoşlanırmış? Sessizce hallet ama. Ruhu bile duymasın.

Her şey istediği gibiydi. Hava sıcaktı, hafif de bir rüzgar esiyordu. Birden ağaçların üzerindeki kuşlara baktı. Birini Yakup'a benzetti. Ormanda korkunç bir kahkaha sesi yankılandı.

Tek Bölümlük Hikayeler  (AlGon, FitMeh, OrNil ve diğer çiftler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin