KISIM 2 AŞKIN OLAYIM

694 29 41
                                    


Merhaba :)

İkinci kısım sizlerle... Neden bu ad diyecekseniz bilmiyorum içimden geldi.


******

"Var mısın bir oyunda biz kuralım."

"İkimizin de kazanacağı bir oyun olsun ama."

***

İki atlı tozu dumana katarak ilerliyordu. Aceleleri de yoktu ama ne olacaksa olmalıydı artık. Geç bile kalmışlardı. Birden atlılardan biri hızını yavaşlattı. Sonrada durdu. Attan indi. Kaygıyla derin derin nefes almaya çalıştı. Aldığı nefesin battığını hissetti. Gözleri dolmuştu.

"Gonca eyi misin?"

"Bilmem, seninle olduğum için eyiyim amma aileme ne derim bilmiyorum Alaeddin? Çok korkarım! Sana kavuşurken ya ailemi sonsuza kadar kaybedersem! Ya biz kaçtık diye birileri zarar görürse, ailelerimiz iyice düşman olursa..."

"Korkmayasın Gonca! Her karanlığın bir sabahı vardır elbet. Ailen seni çok sever, ben onların bakışlarında gördüm bunu! Alışacaklar. (Başını eğip tatlı bir bakışla) Hem bilirsin atan bana kayıtsız kalamaz! Neredeyse ağabeyini verip beni alacak!"

Gonca duydukları karşısında kahkahasını tutamadı. Gerçekten de atası Alâeddin'i pek severdi.

"Heh işte Hileci hep böyle gülesin! Pek severim gülüşünü!"

"(Yapmacık bir öfkeyle) Güldüğüme bakma medreseli! Bir daha ağabeyime öyle laflar etmeyesin!"

"Ağabeyinin her bahsi geçtiğinde böyle güzel güleceksen söz veremem."

"(Gonca kıpkırmızı olmuştu) Alaeddin beni utandırırsın bak. Sürekli böyle konuşmayasın!

"Yunus Emre'nin bir sözü var bilir misin Nazlı Hatun? "Sevdiğimi söylemezsem, sevmek derdi beni boğar." O yüzdendir ki sevdiğimi söylemeden duramam. Sende buna alışasın!"

"Öyle mi dersin Medreseli? Hayde o vakit madem bir oyun kurduk, sonuna kadar gidelim!"

Alaeddin Gonca'ya elini uzattı. Atlarına bindiler. Yenişehir Sarayına doğru yol aldılar. Sarayın kapıları açıldı. İçeriye girdiler. Atlardan indiler. İşte oyunun en zor kısmı gelmişti. Ama tereddüt etmek yoktu.

"GELMİŞSİNİZ!"

Gaziydi bu. Kollarını iki yana açmış onlara doğru koşuyordu. Alaeddin içinden ne sevgi dolu çocuk bu Gazi diye düşündü. O da kollarını açıp ileriye atıldı. Çocuk hızlıca yanından geçti. Alaeddin'in kolları boş kalmıştı. Kafasını arkaya çevirdi. Gonca yere çökmüş, Gazi'ye kocaman sarılmıştı. Birden onları ayırmak istedi sonra kendisine şaşırdı. Şuncacık çocuğu kıskanacak hali de yoktu ya!

"GAZİİİİ!"

Alaeddin bu sesi duyunca rahatlamıştı. Ta ki Ülgen'in pabucunu kafasına yiyene kadar...

"Hiii şehzadem kusura bakmayasın! Fark etmedim sizi! Gazi kaçma! Gel buraya! Bu çocuk beni öldürecek! Pabucumu da alayım. Çok mahcubum size şehzadem! (Soğuk bir bakışla) Gonca Hatun sen de hoş gelmişsin! Kaçma çocuk!"

Gazi önde Ülgen arkada koşmaya başladılar. Alaeddin rahatlamıştı. Çünkü en küçük engel ortadan kalkmıştı.

"Alâeddin'im hayırdır birlikte gelmişsiniz. Bir sorun mu var oğlum?"

Alaeddin anasının sesini duyunca derin bir oh çekmişti. Hemen yanına gidip ellerini öptü. Bala meraklı gözlerle ona bakıyordu. Kalabalık toplanmadan ilk anama söyleyeyim diye düşündü. Çünkü onu en iyi anası anlardı. Kısa ve net olmalıydı.

Tek Bölümlük Hikayeler  (AlGon, FitMeh, OrNil ve diğer çiftler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin