Tek Bölümlük Hikayeler (AlGon, FitMeh, OrNil ve diğer çiftler)

KAÇIRMALAR KOMEDYASI

Merhaba :) bu bölüm biraz aceleye geldi. Artık olduğu kadar... İyi okumalar :) 

*******

Alaeddin'in Uç Pazara girişinin yasaklanmasının üzerinden bir hafta geçmişti. Ancak hikâye o ya Uç Pazar ahalisinin bir türlü geçmek bilmeyen soğuk algınlığı, işinin ehli bir şifacıya ihtiyaç doğurmuştu. Hazır Saadet ve Yakup da Germiyan sarayındayken mecbur kalıp çağırdılar şehzadeyi. Bu sebepten Alaeddin ve Germiyanoğlu alpı Gökmen Uç Pazarın girişinde hararetli bir pazarlığa daldı.

"Alaeddin Bey şimdi bu şişelerdeki karışımı içince düzelecek miyiz ha ne dersin! Hastalıktan kırıldık bu kış, yaşlılarımızdan ölenler oldu."

"Merak etmeyesin Gökmen! Bu karışım çok güçlüdür. İyileştirecektir sizi. Ancak..."

"Bir sorun mu vardır?"

"Ancak fazlası zarardır. Unutmayasın ilacı zehirden ayıran dozudur. Sadece bir kaşık içilecek! Fazlası zarar verir!"

"Nasıl bir zarar verir?"

"Zarar verir işte, bunu bilmen kafidir!"

"Nasıl dersen öyle olsun Alaeddin Bey! Sağ olasın, bedeli neyse ödeyeceğiz!"

Alaeddin ilaçları verdikten sonra pazara şöyle bir göz attı. Kim bilir Goncası ne haldeydi? Onu çok merak ederdi ama yasağı delip de göremezdi. Anası kesin bir dille uyarmıştı onu. Çaresizlikle atını Yenişehir'e doğru sürdü. Mehmet telaşla Gökmen'in yanına gitti.

"Gökmen getirdi mi ilaçları?"

"Getirdi beyim."

"Sen ahaliye dağıtasın, ben kendi haneme ve misafirlere dağıtırım!"

"Beyim Alaeddin Bey dedi ki..."

"Bana Alaeddin deme!"

"Beyim dedi ki..."

"Gökmen sana ne dediysem onu yapasın! Haydi! Koşsana oğlum bakmasana avel avel!"

Mehmet önce Gonca'nın otağına gitti, otağın kapısından bacısına seslendi;

"Bacım müsait misin?"

"(Öksürerek) Müsaitim ağabey, gelesin."

"Gonca şifacı ilaçları getirdi. İçecekmişsin bacım! Eyi gelir dedi!"

"Ağabey ne kadar içecekmişiz dedi mi?"

Mehmet işte bu soruda tıkanmıştı. Alaeddin'in eline düştüğü için çok rahatsız olduğundan konuyu hemen kapatmak istemişti. Gökmen'in lafını bile tamamen dinlememişti. En sonunda;

"Bütün şişeyi içesin bacım!"

"Emin misin ağabey?"

"Eminim, Holofira'ya da götüresin, bacılara dağıtasın!"

"Tamamdır ağabey!"

Mehmet dışarı çıktıktan sonra Gonca hemen hazırlandı. Zaten sürekli yatmaktan canı sıkılmıştı. Yolda Fitnat'ı gördü, onu da yanına alıp Holofira'nın çadırına gittiler. Üç hatun da çok hastaydı. Hemen şişeleri ellerine tutuşturdu;

"Şifacı demiş ki bu şişenin hepsini içmek gerekir! İyileşelim artık bu hastalık çok uzadı!"

Holofira anlamlı anlamlı başını salladı. Üç hatun da aynı anda karışımın tadına baktı. Fena sayılmazdı. Hatta güzel bile denebilirdi. Hemen bütün şişeyi içtiler. Şimdiden aşırı rahatlamışlardı. İlacın bu kadar kısa sürede etki etmesi onlara cesaret vermişti. Birer şişe daha içmek istediler. Ne yazık ki içtiler de. Her yudumda daha da gevşediler, keyiflendiler. Ayağa kalktılar çılgınlar gibi dans ettiler. En sonunda Gonca iki hatunu da ciddiyetle durdurdu;