Herkese merhaba :)
BU BÖLÜM KURULUŞ OSMAN EVRENİNDE GEÇMEMEKTEDİR! METONYA KRALLIĞINDA GEÇMEKTEDİR SHGJSHGJKSHHDGJKHGK
NOT: BU HİKAYEDE HİÇ KİMSE (YAZAR DAHİL) ŞEYH TORUNU DEĞİLDİR! RAHATSIZ OLAN OKUMASIN!!!! YA DA GİZLİCE OKUSUN :)
******
Osman Bey Alaeddin'i tezgahlarını son kez kontrol etmesi için Uç Pazara göndermişti. Hevessiz görünmeye çalışsa da içinde kelebekler uçuşuyordu. Goncayı hem çok özlemiş hem de çok merak etmişti. Kim bilir görüşmeyeli zalim anası ona neler etmişti. Hemen atına bindi, pazarın yolunu tuttu. Bir yandan tezgahları kontrol ediyor bir yandan da etrafa bakınıyordu. Ama Gonca bir türlü görünmezdi. Tam umudunu kestiğinde bey otağının kapısının açıldığını gördü. İşte gelen Goncaydı. Şu soğuk havada içinin ısındığını hissetti. Hemen en tenhadaki boş tezgahın arka tarafına geçti. Heyecanla beklemeye başladı. Bir anda perdelerin arasından tutup hatunu kendisine doğru çekti. Gonca çok korkmuştu hemen hançerine sarıldı. Boğuşma sırasında onu oraya çekenin Alaeddin olduğunu anlayınca hançerini kınına yerleştirmedi. Şehzadenin boynuna iyice yaklaştırdı. Rahatlamıştı ama belli etmedi. Sert bir bakış attı ona. Şehzade ise bundan keyif alır görünürdü. Ne güzel bakıyor bu adam diye düşündü. O sırada Alaeddin birden Goncanın elindeki hançeri kavrayıp yere attı. Kocaman sarıldı Goncaya. Bu soğukta onu ısıtacak tek şey bu güzel hatundu işte. Ama hatun onu itip sessizce söylenmeye başladı;
"Alaeddin naparsın sen? Ya biri görürse bizi! (Üzüntüyle) Bak ben şimdi giderim bir daha benle konuşma, buraya da uğrama!"
"Anan mı istedi bunları bana söylemeni!"
"Hayır Alaeddin! Seninle ben görüşmek istemem! (Tam gidecekken geri döndü) Madem geldin buraya benle konuşmak istedin. O vakit ben bugün burada sana her şeyi anlatıcam. Biz anamla sana bir oyun kurduk. Seni kendime aşık edip Germiyan için kullanacaktım. Ama yakalandım işte. Ülgen tehdit etti beni! Anamda yakalanmama kızdı, ondan öyle davrandı! (İç çekerek) Kendine iyi bakasın Alaeddin Bey! Benim artık seninle bir hesabım kalmadı!"
Gonca tam gidecekken Alaeddin onu yakaladı. Tezgahlardan birine yasladı. Kendisi de ona iyice yaklaşıp hatuna kaçacak yer bırakmadı.
"Alaeddin bırak! Bağırırım bak bırak!"
"Keşke bağırsan, herkes bizi görse!"
"Görünce ne olacak?"
"(kafasını kendisinden emin bir şekilde salladıktan sonra) Önce ağabeyin dövecek beni bir güzel. Sana söz direnme niyetinde değilim, alsın hırsını! Sonra da toyumuz kurulacak! Ben bu oyun işinin seninle alakası olduğuna da hiç inanmam bilesin! Beni sevdiğini bilirim! Ben kendimden de senden de eminim! Artık bırakmam seni! Bırakamam!"
"Hı!"
Gonca gözyaşlarının düşmesine engel olamamıştı. Karşısında duran adamı o kadar çok özlemişti ki! Alaeddin keşke onu böyle görmeseydi. Birden ciddi bir ifade takındı. Tam konuşacakken Alaeddin buna izin vermedi. Hatunu öptü. Kısa bir andı bu hemen kendisini geri çekti, hatunun tepkisini bekledi. Gonca bu his karşısında ne tepki vereceğini bilemedi. Kıpkırmızı olmuştu işte. Belli belirsiz bir gülümseme takındı. Alaeddin hatunun verdiği tepkiden memnundu. Rahatsız olduğunu hissetse hemen buna bir son verirdi. Ama hatun halinden memnun görünürdü. Birden Goncanın başlığını çıkardı, saçlarını çözdü. Kokladı. Bu koku onu iyice kendisinden geçirmişti. Üstelik onu durduran da yoktu. İkisi de halinden memnundu. Bir kez daha öptü hatunu, bu sefer uzun sürmüştü. Gonca da dudaklarını aralayıp karşılık verdi. Alaeddin iyice kendisini kaybetti. Goncanın boynuna sokuldu. Öpücüklere boğdu onu. Bir yandan da saçlarını okşuyordu. Goncanın inlemesini duyunca geri çekildi. Onu kucaklayıp tezgaha yatırdı. Kıyafetinin zırh kısmını çözdükten sonra kendiside hatunun üzerine doğru eğildi. Onu önce yumuşak bir şekilde öpmeye başladı. Baktı ki Goncası da karşılık veriyor, öpücüklerini biraz daha sertleştirdi. İkisi de nefes nefese kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Hikayeler (AlGon, FitMeh, OrNil ve diğer çiftler)
De TodoKuruluş Osman senaristlerine meydan okumak için buradayım. Her bölüm birbirinden bağımsız konulardan oluşacak. Kitap olmadan okuyunuz, teşekkürler. **İsmini vermek istemediğim bir romancıya demişler ki sen ne biçim yazarsın hep hata hep hata, o da...