Gözlerinin içinin bakmayı sürdürürken bütün duygularıma inat gülümsedim. Bu onu şaşırtmıştı. Yere düşen çiçeğe bakarak kahkaha atmaya başladım. İki elimle Yağız ve Sıla'yı işaret ederek gülmeye devam ettim. "Bu manzara beni o kadar heyecanlandırdı ki çiçek öldü." Feride Hanım benim bu halime inanmış gibi görünmüyordu. Kolumdan tutarak gülümsedi. "Ölmedi Bade'ciğim ben onu yeni bir saksıya alırım çok daha iyi olur.""Bence bırakalım ölsün."
"Olmaz öyle şey." Elimdeki pastayı alarak yardımcıya uzattı. Ve beni tıpkı bir robot gibi Yağız'ın olduğu tarafa doğru sürükledi. Yüzümdeki gülümseme hiç silinmemişti. "Hoş geldiniz," dedim. İkisi de fısıltı halinde karşılık verirken tekli koltuğa geçerek bacağımı çelip oturdum. Yağız şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Delirdiğimi falan düşünüyordu herhalde.
"Bade, sizi tanıştırayım arkadaşım Sıla." Yağız onu tanıdığımı biliyor olmalıydı.
"Memnun oldum," dedim çokta umursamayarak.
"Nasılsın Bade iyi misin?" Yağız sabrımı sınıyordu. Bir yerde benim patlamamı bekliyordu ama çok beklerdi.
"Çok iyiyim, teşekkür ederim." Ona nasıl olduğunu sormadım. Bunu fark edip bozulmuştu, beter olsun.
Feride Hanım mutfakta yemeklerle ilgilendiğini biliyordum. Ayağa kalkarak doğrudan Yağız'a baktım. "Ben Feride Hanımın yanına gideceğim onunla vakit geçirmeyi çok özledim." Yağız'ın yüzündeki afallama beni çok iyi hissettirmişti. Onu özlememiş olduğumu düşünmesi keyif vermişti.
Yanlarından ayrılıp mutfağa geçtiğim sırada Feride Hanımı koştururken gördüm. Her şeyle tek tek ilgileniyordu.
"Yardım etmemi ister misiniz?"
"Bade..." bana tekrar sarıldı. "O kız Yağız'ın rol arkadaşı, buralarda çekimleri varmış öyle olunca o da davet etmiş."
"Bana böyle bir açıklama yapmanıza gerek yok."
"Gözlerindeki hayal kırıklığını görünce açıklamak istedim."
"Siz yanlış görmüşsünüz, beni hiç ilgilendirmiyor."
İkna olamamıştı ama yine de sesini çıkarmadı. Hep bir elden sofrayı hazırlarken Feride Hanım pastaya bayılmıştı. Onu da başköşeye koymuştu.
Neşemi hiç kaybetmeden tabağımdaki yemeği yemeye başladım. Bu rol nereye kadar sürerdi bilmiyorum. Sahte bir tebessüm çengel misali takılmıştı dudaklarıma. Yer yer sohbete katılsam da çoğunlukla sessiz kaldım. Dudaklarımı aralarsam içimdeki volkan dışarıya sızar diye korkuyordum.
Tekrar koltuklara geçtiğimiz sırada içerideki hava artık katlanılmaz bir hal almıştı benim için. Feride hanım ve Sıla koyu bir muhabbete dalmış Yağız ise telefonuyla oynuyordu. Fırsatı değerlendirerek sessizce ayrıldım salondan. Dış kapıyı güçlükle açarak derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERKESTE ONU ARAMAK
Teen FictionBir kelebeğin ömrü kadar kısaydı geçirdikleri vakit. Peki ya unutmaları, o ne kadar sürecekti? Adam sevecek kadın bilmeyecek, adam her bedende kadını arayacak kadın hissetmeyecekti. Herkeste onu arayacaktı. Sevdiği kadınla her gün karşılaştığı hald...