Anıl Emre Daldal & M
Bakışlarım yere sabitlenmiş sadece düşünüyordum. Kirpiklerim usul usul kırpılırken nefes alışverişlerim çok sakindi. Dışarıdan her şey yolunda gibi görünüyordu. Lakin kalbim her attığında içimde tarifsiz bir sızı peyda oluyordu.
Bir kez daha anlamıştım. En acı şekilde. Bu sefer bir yabancı, gerçeği tokat gibi savurmuştu yüzüme. Ben hiçbir yere ait değildim. Dalından savrulmuş bir yaprak misali bir oraya bir buraya sürüklenip duruyordum. Ne bir ağacın dalına ne de nemli toprağa hiçbir yere ait değildim. Her nefes alışverişimde bu gerçek bir bıçak gibi batıyordu içime. İnsanın kendini bir yere ait hissedememesi çok acı verici bir şeydi.
İçimdeki yangını dışarıya göstermemek için dudaklarımı sıktım. Daha fazlasını yapmam gerekiyordu. İçimde ki ağrı çok kuvvetliydi. Bu yüzden bütün bedenim kasılıyordu.
Adamın bana olan sert tepkisinden dolayı donakalmıştım. Elimde buz gibi olan kahve fincanını sehpaya bıraktım. Bakışlarım hala çözülmemiş yerde sabitti. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyordum.
Kısa bir an düşünerek tekrar gitmek istedim. Şu an onu da yapamazdım. İnsanalar sürekli gideceğim, demek istemiyordum. Feride hanımın gerçekten üzüleceğim inanıyordum. Kadın beni bir yakınına benzettiği için olsa gerek yıllardır tanışıyormuşuz gibi davranıyordu. Hatta benimle hasret gideriyordu.
"Bade," İki elini önünde birleştirerek alt dudağını dişledi. Çekingen adımlarla koltukta yanıma oturdu. Kadının az önceki olaydan sonra mahcup olduğu ortadaydı. Doğrudan gözlerime bakamıyor, ellerini oynayıp duruyordu. "Çok özür dilerim." Tam karşısına bakarken gözlerinin dolduğunu gördüm. "O hiç böyle bir insan değildi. Daha önce ne alkol aldığını görmüştüm ne de bu kadar rahat davrandığını. Ben artık oğlumu tanıyamıyorum. Bir anda ne değişti bilmiyorum. Lütfen onun kusuruna bakma, sarhoş olunca bambaşka bir insan oluyor. Çekinmeden insanların kalbini kırıyor." Tekrar özür dilemeye yeltenecekti ki durdurdum.
"Onun hatası karşısında mahcup olmanıza gerek yok. Sizi çok iyi anlıyorum çünkü aynı şeyi az önce bende yaşadım. Keşke insanlar hatalarının bedelini başkalarına ödetmese." bakışlarım yere doğru eğdim. Annemden bahsettiğimi biliyordu. Bende en az Feride Hanım kadar mahcuptum.
"Sorun şu ki onlar bunu bir hata değil, çözüm olarak görüyorlar." Elini kucağımdaki ellerimin üzerine koyarak sulu gözleriyle bakıp gülümsedi. Gittikçe Feride hanıma ısınıyordum. O gerçek bir anne şefkatiyle yaklaşıyordu bana.
"Kraliçem," Salona büyük bir heyecanla giren Murat Bey koşar adımlarla yanımıza geldi. "Bade'yi ilk günden çiçek polenleri arasında boğmadın değil mi?" Bu sırada annesinin yanaklarını öpücüklerle dolduruyordu.
"Aşk olsun Murat, ben öyle bir insan mıyım?" Alıngan bakışlar atarken şaka yaptığı bariz ortadaydı. Belli ki oğlu tarafından şımartılmak onun hoşuna gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERKESTE ONU ARAMAK
Fiksi RemajaBir kelebeğin ömrü kadar kısaydı geçirdikleri vakit. Peki ya unutmaları, o ne kadar sürecekti? Adam sevecek kadın bilmeyecek, adam her bedende kadını arayacak kadın hissetmeyecekti. Herkeste onu arayacaktı. Sevdiği kadınla her gün karşılaştığı hald...