4 bölüm

77 8 0
                                    



Günler çalışmakla geçerken her gün bir birinin aynısıydı, Çağrı'da kendince iş kovalıyor, verilen işleri güzel yapmaya, kimseden laf yememeye dikkat ediyordu, iğneleyici sözlerden sakınarak yoluna devam etmeye çalışıyordu, ama çok zordu.

Sinan Bey, denilen mahlukat yarattığı huzursuz ortam ve gerginlik seviyesi insanı yoracak şekildeydi. Tam güleceği zaman,  sağdan veya soldan kaşları çatık bir şekilde çıkabiliyordu. Sinan mahlukatı hiçbir şey yapmadan masasının önünden geçse yine geriliyordu, bizim oğlan.

2 ay olmuştu şirkette çalışmaya başlayalı,Sinan mahlukatı ve laf sokmalarının dışında, Ayla'nın varlığı güzeldi. Bu kız olmasa burası katlanılmaz olur diye düşünüyordu.
Aslında, Düşünmesine gerek yoktu aynen öyle olurdu.

Borcuna gelince, adamlar experi iptal edip arabayı tamire vermişlerdi, araba yapılmıştı, eskisinden bile iyi işçilik çıkarmıştı sanayideki adam. İki aylık maaşını oraya yatırıp kendine yol parası, sigara parası, ve  faturalar için bir miktar bırakmıştı sadece, dışarı çıcağı zaman Emir çıkarıyor hesap ödemesine izin vermiyordu.

Ama tamircinin 2 hafta önceden ödemeyi unutma diye sıkıştırması canını sıkıyordu, kredi çekicekti o yüzden. Kredi çekerken evi ve arabayı ipotek olarak kullanmak zorunda kalacaktı, ama çalışıyorum öderim diye düşünüyordu.

2 aylık çalışma süresinde, Sinan mahlukatı o kadar nefretle bakıyordu ki çocuğa, dışardan gören biri, önceki hayatında Çağrı'nın bir şey yaptığını düşünürdü, önceki hayatından kalan nefretini kusuyor sanardı.

Çağrı önceki hayatında bile böyle bir insanı tanısa yine koşarak uzaklaşırdı.

Tek söylediği kelime okulu birincilikle bitirmişsin halledersin, ya bu adamın okul birincilerine fobisi vardı. Ya da Çağrı'ya garezi vardı. Hem bitirmişse bitirmişti bunu yüzüne vurunca ne oluyor anlamıyordu Çağrı.

Büyüğü diyerek seste çıkarmıyordu ama dur demesi gerekiyordu yoksa işinden edeceklerdi,  bu işe ihtiyacı vardı. Saygı hakedene verilirdi lakin, Çağrı büyüklerine saygısızlık yapmak istemiyordu.

Kimse keyfinden gelmiyordu buraya, herkesin bir yaşam mücadelesi vardı işte. Çağrı'nında sigorta şirketiyle mücadelesi vardı. Sigortayı yaparken 3 dakikada işlemleri halleden şirketler, iş kendi ceplerinden para çıkmaya gelince küçükken yaptığın bisiklet kazasına kadar araştırıyordu. Arabayı aldıkları güne lanet ediyordu.

Yine bir lanet etme faslında, yemeğini yemiş karnını doyurmuş işine başlamadan önce lavaboya gelmişti, musluktan akan soğuk su ellerine temas edince soğuğu iliklerine kadar hissetti.

Ellerini yıkarken aynada kendine baktı, saçlarının düzgün olduğunu görünce düzeltme ihtiyacı hissettmedi, soğuk sudan üşümüş olan elleriyle çeşmeyi kapatıp hareket edecekti ki, içeriye giren adamı gördü, çeşmeyi kapatmayıp hala elini yıkıyormuş gibi davrandı.

Ayla'nın Patronumuz diye söylediği  adam içeriye girmişti, ve Çağrı adamı izleyecekti. Çağrı gibi ellerini yıkamaya gelen adam, etrafına bakmayıp ellerini suyun altına tuttu,  Çağrı'yı görmezden gelmişti.
Ya da görmemişti, görmekte istememiş olabilir, genelde etrafında olan şeyleri pek görmezdi Demiralp.
Çağrı görünmez değildi ama adam çok umursamazdı, buradaki herkes bir birini görmezden geliyordu. Etrafında olana bakmaz işine gelene bakardı. Patronunu çok havalı bulduğu için görmemiş olabileceğini düşündü.

Çok yakışıklı diye geçirdi içinden, yakışıklı ve seksi, ellerini yıkarken bile belli olan vücuduna aynadan bakmaya çalıştı. Kafasını çevirip bakamazdı. Adam ellerini yıkıyor başka bir şey yapmıyordu, ama Çağrı izlemekten kendini alamıyordu.

CeruleanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin