Okuyan 5 kişi için yazıyorum sizi seviyorum❤️ iyi okumalar❤️
Yavaş adımlarla büyük ahşap kapıya iki kere tıkladı. Heyecandan avuç içleri terlemeye başlamıştı bile.
"Gel" sesinden sonra yavaşça içeri girdi.
Patronla tanışmayı hiç düşünmemişti rüzgar gibi esip geçen bir adamdı. Kokusunu bırakıp usulca geçip gidiyordu yanından şimdi direk yüz yüze bakıcaklardı. Ama içindeki sıkıntı bir şey olmuş diye sayıklıyordu. Şikayet edildin bence diyen aynı sayıklamaydı.Her gün gördüğü seksinin de seksisi olduğu düşündüğü adamla tanışmak, umarım heycanlanmadan konuşabilirdi. Hem patronla neden tanışıcaktı ki, arkasından kapıyı kapatarak adamın masasına doğru iki adım attı. Karşısında sinirli bakan adama çekingen bir şekilde "beni çağırmışsınız, Demiralp bey" dedi.
Çağrı Karşındaki adamın gözleri hariç her yerine baktı, kendinden uzun bir adam vardı karşında kendinden kalıplı, kahve rengi gözleri, takım elbisesi içindeki görüntüsü, Yakışıklı olduğunu düşündü, karizmatik, seksi.
Yutkununca adem elması çarptı gözüne, farklı bir seksilik katmıştı adama. Gözlerini adem elmasından alıp, adamın gözlerine çıkarması gerektiğinin bilincindeydi ama yapamadı. Adam o masanın başında olmak için yaratılmış gibiydi, kafasını eğip masanın üzerinde yazan isime baktı, Demiralp Öztürk patronunun ismini biliyordu ama bakmak istedi.
4 ay önce olsa Hoş geldin partisinde öğrenmek isterdi adını, ama hoş geldin partisi içinde 4 ay geç kalmışlardı. Adamın gözleri hiçte hoş gelmediğini gösterir gibiydi. Gözlerine bakabilse anlayabilirdi ama bakamadı konuşamamaktan korktu.
İçindeki ses, Sorun ne? benim mi konuşmam gerekiyor? bir şey söylemeli miyim? diye düşünürken, düşüncelerinden adamın sesiyle kendine geldi. Gözlerini adem elmasından almak zorunda kaldı.
"Evet seni çağırttım!"
"Nasıl yardımcı olabilirim"
"Bana değil, kendine yardımcı ol!"
"Anlamadım Efendim"
Ters bir şekilde söylediği sözün ne demek olduğunu anlamamıştı. Kendime nasıl yardımcı olabilirim diye düşünmeye başladı bu sefer, ne cevap vereceğinide bilememişti. Karşısındaki adamın çatık kaşları hiçte iyiye çağırmadığının göstergesiydi. Demiralp'in siniri gözlerinden dışarıya taşıyor gibiydi adeta. Çağrı hariç masadaki kalem bile adamın üzerindeki sinirli enerjiyi alabilirdi. Çağrı'da gözlerine baksa anlayabilirdi.
Çağrı'nın çekingen bakışları, adamın etrafında her yerin geziyordu da gözlerine çıkamıyordu.
Masasın arkasında dikilmiş adam çocuğu beklerken, kendini bilmez küçük velete haddini bildirmeyi hedefliyordu. Mavi gözlerle göz göze geldi.
Çağrı'nın mavi irisleri adamın gözlerine çıktığında, Demiralp'in göz bebekleri titredi, baktığı gözler hayatında gördüğü en keskin maviydi. Oğlanın göz bebeğinin siyahlığı, içine çeker gibiydi. Baktığı kahverengi gözleri etkisi altına alabilecek etkideydi.
İlk defa tanıştığınız birine bu sinirle bakmazdınız mesela o yüzden çekinerek yaklaştı adama ve korkarak.
" hakkında şikayet var!"
"Doğrudur Efendim" derken içinden tahmin etmiştim diye geçirdi.
"4 aydır bu şirkettesin?"
"Evet, Demiralp Bey"
"Sinan bey, verilen işleri beğenmediğini söyledi"
"Evet Efendim çünkü-" Demiralp tarafından sözü kesildi.