4 aydır bu şirkette çalışıyordu, koskoca 4 ay geçmiş işini hep güzel yapmıştı. Borcunun yarısından azını bitirmişti. Kalan yarısı için kredi çekip kapatmıştı. Şimdi krediyi ödemeye başlamıştı, kardeşinin en ufak desteği olmamıştı ama sesinide çıkarmamıştı. Kendi azaltmıştı borcu tam olarak bitmemişti.Daha bir yıl çalışması kendinden kısması gerekiyordu. İşini güzel yapmasının yanında alışmıştı buraya, Ayla ve İlknur hanımlarla samimi olmuştu. Yaptığı işleri övdüklerinde mutlu oluyordu. Hatta bir ara eski Çizim kadrosunu aratmıyorsun bile demişlerdi. Eskiden çizim kadrosu varmış bir sebebten dağıtmışlar onu biliyordu.
Yaptığı işler hep önde planda olmuştu, her toplantıdan sonra çizimini baya beğendiler diyen biri elbette olmuştu. Gururluydu, bu yüzden o kadar sene çalışıp okulunu okumuştu. Çağrı'ya sorsan bilgisayar mühendisi olurdu, sebebi ise daha yüksek maaşı olması ama kodlamalara beyni basmamıştı.
Laf sokan igneleyeci sözler söyleyen insanların yanında, Ayla güçlü kalmasını sağlıyordu. Çok iyi ikili olmuşlardı. 4 aydır çalıştığı şirkette patronuyla bir kere muhatap olmamıştı. Muhattap olmak imkansız gibiydi, kendisi patrondu ve çalışanları aracılığıyla iletişim kuruyordu. Özelliklede sinan dingilinin aracılığıyla.
Birebir karşılıklı sohbet etme imkanı olmamıştı, olmamasına da seviniyordu.
Patronu ofisinden çıkıp asansöre gittiğinde adamı izliyordu. Adamın uzaktan duyduğu sesine düşmemek elinde değildi. Bir gün masasının arkasından geçerken burnuna gelen kokusu, narkotik köpeği gibi peşinden kokusunu soluyarak dolanmasına sebeb olacaktı.
Bir yandan adamla muhatap olmamam iyi bir şey diye düşünüyordu. Adamın kendine çeken seksi aurası korkutucuydu, hemen kapılıp beni yatağına al diyebilicek seviyedeydi. Bir yandan da tanışmak istemesi Çağrı'ya yakışan hareketler değildi. Adamın hakkında öğrendiği şey, işinde ciddi olduğu ve işini ciddiyetle yapmayana tahammülü olmadığıydı. Bununda ne kadar önemli olduğunu kavramıştı. Kapalı kutu gibiydi adam, işten başka bir şey için kimseyle muhatap olmayan biriydi. Gaddar biri olduğunu yüzüne baktığında bile anlayabilirdi. Çatık kaşları, gergin yüz hatları, acaba yanlış mı yaptım diye tereddütte sokuyordu insanı.
Ama ne hikmetse bu bile çekici duruyordu adamda. Demiralp'in yağmuruna tutulmak kolaydır ama önemli olan o yağmurdan ıslanmadan çıkmaktır. Demiralp tarafından ilgi gören herkes hep daha fazlasını isterdi, beklediği ilgiyi hiçbir zaman bulamayınca gitmekten başka çareleri kalmazdı. O yüzdendi belkide terkedilmesi.
Çağrı'nın başarılı olması bazı insanların gözüne batmıyor değildi. Kendinden başarılı birini görürseniz ve ondan üstünseniz bu sizi onu ezmeye yönlendirirdi. Çağrı'yada tam olarak bu yapılıyordu.
Bu işe ihtiyacı olduğu için susuyordu. Ve maaşı iyi olduğu için. Aslında en büyük etken maaşının iyi olmasıydı. Günü ve saati geldiğinde yatan maaşı, işini kolaylaştırıyordu. Yaşı küçüktü, başarılıydı ama bu şartlarda iş bulması zordu. Her zamanki gibi işini yapmaya devam etti. Ahmet bey yapacağı işi mail yoluyla gönderiyor, tamamlıyor tekrar mail yoluydu geri gönderiyordu.
İki kere toplantıya katılacaktı bilmediği bir sebebten iptal olmuştu. Biri acil çizim yetiştirmem gerektiği için iptal oldu diğeri neden iptal oldu düşüncelerinin arasındaki tek soru işaretiydi.
Oturduğu çalışma masasının karşısında, 4 aydır burda olmasına rağmen bir kere muhatap olmadığı bir adam oturuyordu Günaydın demek bile zor geliyordu burdaki insanlara, hep bir kendini beğenmiş tavırları vardı.