Çağrının elleri titriyordu, nasıl bu duruma gelmişti bu konuşmalarda neydi, adam akıllı konuşamamış kendini ifade edememişti. ne demek ayak işleri, severek okumuştu okulunu sevdiğim işi yapıcam hayalleriyle gelmişti buraya, çantasını alıp gitmesi gerekiyordu. Gitmeliydi ayak işleri için gelmedi buraya, çantasını alıp gitmeli ve arkasına bakmamalıydı, öylede yapıcaktı. Çantasını bilgisayarını almaya giderken titreten telefonu cebinden çıkardı. Gelen mesaja baktı.Yaşamsigorta: 11/19033091 nolu Red yiyen poliçenizin detaylarını incelemek için https://ysmsgrt11.com tıklayın B002
Mesajı görünce durdurdu adımlarını, bu sigorta yüzünden kredi çekmişti, mesajı defalarca okudu mesaj değişmedi, red yadan yazı onaylandı, çektiği kredi hiç çekilmemiş gibi olmadı.
Olmadı ama bakmaya devam etti, gözleri doldu. Lavaboya gitmeliydi kimseye zayıf yönünü göstermemeliydi. Kendisine merakla bakan Ayla'ya bile bakmadan adımlarını lavaboya atmaya başladı. Bu haksızlık zoruna gidiyordu. Sinirden görmeyen gözlerle yürüyordu tam lavabo için dönecekti ki çarptığı bedenle geriye sendeledi.
"Canın yanındı mı?" Çarptığı kayaya baktı, canı yanıyordu "Hayır, kusura bakmayın" dedi.
"Özür dilerim görmedim seni"
"Önemli değil, Efendim" diyerek tekrar lavabonun yolunu tuttu arkasından "iyi misin?" Diye seslenen adamı duymadı.
Kumral adam, çarptığı oğlanın canının yanıp yanmadığını merak etti, ne güzel gözleri var diye geçirdi içinden, o yüzden peşinden lavaboya gitti canı yanmış söylemiyor olabilirdi.
Çağrı lavaboya gidip kendini bir tane kabine attı, klozetin kapağını kapatıp üstüne oturdu ağlamayacaktı naif kalbine bunlar fazlaydı ama bu iş hayatında yeri olsun istiyorsa ağlamayacak kendine bunları yapanlara iki mislini yapacaktı.
Borcu bitince patrona gösterecekti. Bir dakika durmayacaktı burda. En başında yapması gereken kardeşine kızmaktı şu zamana kadar kızmamıştı bir ay iş arayıp yine kızmamıştı ama şimdi kızıyordu, ne hallere soktun bizi diyordu.
Kapısına vurulmasıyla düşüncelerinden koptu "dolu"
"Biliyorum az önce çarpıştık iyi misin bakmaya geldim"
"İyiyim teşekkür ederim"
"Çıkta gözümle göreyim iyi misin? değil misin?"
"Gerçekten iyiyim"
"Çıkar mısın? kapıyı mı kırayım" adamın sesiyle kapıya baktı, kırar mıydı? Gerçekten, ben nereye düştüm diye düşündü. Kabinden çıkmak için yavaşça kapıyı açtı, kapıda kendisini bekleyen adama bak iyiyim gördün mü der gibi baktı.
"Aynen iyiymişsin önüne bakmadan yürümen iyi bir şey değil" konuşan adama baktı "dalmışım kusura bakmayın" dedi.
"Baktım, bu kadar dalgın olmak da iyi bir şey değil" diyen adama baktı tekrar.
"Kusura bakmayın iyiyim ben" dedi. Ama az önceki patronun sözleri geldi aklına ağzıma sıçıldı diyemedi.
"Gerçekten İyi misin? Sorun mu var?"
"Önemli bir şey değil"
"Öyle diyorsan, nasılsın alıştın mı şirkete?" diyen adama baktı tanıyormuş gibiydi.
"Alıştım teşekkür ederim"
"Patron çok huysuzdur onun dışında iyidir" adama gülümsedi, tanımıştı patronunu birinci dereceden görmüştü sinirini huysuzluğunu ama patronunu kötüleyemezdi belkide oyuna getiriyorlardı daha fazla üzerine gitmek için.