16. Artık Bizim Olmayan Rumeli

13.2K 764 2.7K
                                    

İyi okumalar! 💛🎭🍋

16. Artık Bizim Olmayan Rumeli

*Erdal Güney - Şafaktakiler*

"Hakiki aşıklar, candan geçip canana talip olanlardır."
Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar.

Anneannem piknik sepetinin içine doldurduğu yollukları ve Jülide Hanımlarda yenmek üzere hazırlanmış hamurişlerini kapının önüne, koridora dizmişti. Beste'yse salondaki aynanın önünde kaşlarını alıyordu.

Sabahtan pılını pırtını toplayıp anneannemlere gelmişti. Teyzemlerle değil, bizimle yolculuk edecekti Adana'ya kadar.

E haklı, dedim içimden, sözlüsünü yalnız bırakmak istemiyor tabii, kaparlar belki.

O sırada aşağıdan korna çalınca, "Hadi yavrum," diye seslendi anneannem. "Alperen oğlum geldi!"

Ben geceden hazırladığım çantayı sırtıma, kendi çantamı da omzuma asmıştım. Anneannemin yaptığı birkaç hamurişi poşetini de aldığım gibi aşağı indim sallana sallana.

Alperen kapının önündeydi. Kırmızı arabasının önünde kaputa yaslanmış, sokağın başını izleyerek sigara içiyordu. Yandan bakınca gözaltları kızarık gibi göründü gözüme.

Ben mışıl mışıl uyumuştum, oh olsun, dedim içimden. Timsah gözlü terörist seni.

"Ülkücüm," dedi o sırada, fark etmediğim Timuralp, neşeyle ön koltuktan sarkmıştı. Hemen indi aşağı çok geçmeden. Bu sayede Alperen'in bakışları da bana döndü. "Günaydın, sen de geliyorsun ha?"

"Günaydın," dedim gülümserken. "Evet, başınıza kaldım bu hafta sonu."

"İşte şimdi keyfim yerine geldi," derken sırıtıyordu. "Yoksa canım çok sıkılacaktı," dediğinde Beste'yi kasteder gibi arkamdaki eve baktı.

"Günaydın," dedi Alperen, sigarasını atmıştı. "Çantanı ver istersen," derken dolanıp yanımıza doğru yaklaşıyordu. Nitekim geldiğinde bagajı açtı.

"Günaydın," dedim ona da.

Kısa bir bakışma geçti aramızda. Çantamı bagaja yerleştirirken Timuralp'e çaktırmadan gözlerini bana doğru çevirmişti.

"Ee, ne kadar sürer yol," dedim, öylesine.

"Bir saate alır abim o yolu," diye atıldı Timuralp.

"Acelemiz var mı," diye sordu Alperen, sorusu banaydı, gözlerini de açıkça bana çevirmişti zaten. Çantamı yerleştirdikten sonra bagajı kapatıp sırtını arabaya yaslamıştı anneannemleri beklerken.

"Yoo," derken omuz silktim. "Öylesine sordum."

Başını salladı.

Bakışmamızı kesmek ve sessizliğin içinde huzursuz huzursuz kıpraşmak zorunda kalmamak için, "Ee Timuralp, n'aber," dedim sevecen bir tavırla.

Çocuk bunu bekliyormuş gibi yanıma geldi, "Valla seni gördüm, daha iyi oldum," dedi gülerek.

"Allah'ım sen sabır ver," diye mırıldandı o sırada Alperen, yüzünü ovalarken. Başını kaldırdı, eğilip bana doğru baktı. "İyi uyumuş gibi bir halin var Ülkü," dedi, imalı ve sitemli bir tonla fakat bunu sadece ben hissetmiştim. Gülümsüyordu bir yandan. Koyu yeşil gözleri yine de, tüm uykusuz kalışına rağmen, çok güzeldi, aksini söyleyemezdim, bu iftira olurdu, kendimi kandırmak hatta. Gözlerini kırpıştırıp benden bir cevap beklerken dün gece olan herhangi bir şeye bozulmuş gibiydi.

Gençlik Kumpanyasının Hatıra DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin