13.BÖLÜM
Yoongi nedeni bilmiyordu sadece gitmek istememişti. Bıkkın bıkkın etrafı toplarken yanağında bir ıslaklık hissetmişti. Ne olduğunu anlayınca gözleri fal taşı gibi açılmış ve sinirle onun boğazını sıkmıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen!" "..." Yoongi öfkeye sığınmıştı çünkü anın getirdiği şok yüzünden nabzı hızlanmış ve yanakları kızarmıştı. Kimse de aksini iddia edemezdi. Sonra katil olmak istemediğine kanaat getirdi ve gencin boğazını bıraktı. Mosmor olan genç ciğerlerine giren havayla öksürük krizine girmişti. Kendine gelince hırlarcasına Yoongi 'ye bağırdı. "Sen deli misin be adam?! Ölüyordum be!" Yoongi sadece omuz silkerek işine devam etmişti. "Seni bu yüzden terk etmiştim Yoon, bu anlamsız hareketlerin yüzünden." Yoongi hiddetle genç olana döndü. Adeta gözlerinden ateşler çıkıyordu. "Neden geri döndün o zaman? Sen beni bıraktın o da Jungkook'u. Neden yolunuza gitmediniz? Neden ilişkinizi gözümüze sokmayı tercih ettiniz? Neden söylesene? NEDEN ULAN NEDEN! NEDEN!..." Hiddetle bağırırken yumruğunu masaya öyle sert indirdi ki masa sağlamdı ama eli için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. "Yoongi elin!" Diyerek ileri atıldı genç oğlan ama Yoongi onu sinirle itti. "Dokunma!" "Gerizekâlı!" Dedi genç adam mutfağa gidip buzluktan aldı buzu Yoongi'nin eline bastırdı. Yoongi acı ve sinir karışımıyla tısladı. Şimdi ikisi de masada karşılıklı oturuyordu. Ve Hoseok buzu Yoongi'nin eline bastırmaya devam ediyordu. "Bizim bir ilişkimiz yoktu Yoon. Sadece Tae'ye yardım ettim. Jungkook onu unutsun diye oyun oynadık." "Adi herifler! Sırf oyun olsun diye mi girdin onun yatağına!" "Ne? Sen bunu nasıl..?" "Aptal! Jungkook sizin yüzünüzden ölüyordu be!" "Ah! O gün onun geleceğini tahmin etmemiştik. En azından ben etmemiştim Yoon. Ben sadece Jungkook onu ararsa Tae duşta diyecektim o kadar." "Sanki bu daha masum Hope." "Biliyorum affetmeyeceksiniz beni zaten af dilenmeye yüzüm yok. Ve biliyorum Jimin 'den çok hoşlanıyorsun ama o aynı şeyleri hissetmiyor sende bunu çok iyi biliyorsun." "Kaşınıyorsun ve bizden başka kimsenin olmadığını unutuyorsun." "Sadece gerçekleri söylüyorum." "Gerçekten acı çekmem sana zevk veriyor Jung Hoseok." Genç adam acıyla kasıldı. Yoongi bilerek yapmıştı biliyordu. Jung Hoseok ona ailesinin verdiği isimdi ve ailesi onu reddettiğinden beri kullanmadığı isim. Bu ismini sadece en güvendiği insanlara söylemeyi tercih ediyordu. Yoongi de bu sayılı insanlardan biriydi ve ayrıldıklarından beri ona bu isimle seslenmemişti. "Acıdan zevk alabilmeyi senden öğrenmiştim Suga." " Hah! Eski grubumdaki isim daha yaratıcı olman lazım Hoseok." "Belki de artık acıtmak yerine iyileştirmek istiyorumdur." "Geç kaldın Hope." "Her insan ikinci bir şansı hak eder." "Jungkook'un o halinden sonra sen o ihtimali de kaybettin Hope." "Hangi hali?" "Senin doğum gününde... Sahiden bilmiyor musun? Yoksa bilmezden mi geliyorsun?" "Gerçekten bilmiyorum. Sadece Jungkook bizim yüzümüzden hastanelik olmuştu. Gerçekten üzgünüm. Aklım yerinde değilken yaptığım hata bu kadar kötü bir şeye sebep olduğu için üzüldüm size moral olsun diye ve özür dilemek için davet ettim sizi. Ama Tae bozdu her şeyi! Gördüm bayıldığını sonra neler oldu bilmiyorum. Yoon biz neye sebep olduk?" Yoongi ayrıntı vermeden kısa ve öz bir şekilde anlattı olanları. Çünkü Jungkook'un özeli olan bir konu ve onun iznini almadan anlatmaması gereken şeyler var. "Bilmiyordum! Yemin ederim bilmiyordum! Ulu Tanrım! O Tae'yi öldüreceğim! Hafıza olayını Tae duymuş ama Jungkook'un numarası olduğunu düşünmüştü salak! Numara olmadığını anlamıştım buraya ilk geldiğimde Jungkook'un davranışlarından. Ama diğerlerini bilmiyordum." "Af dilemekten bahsettin ya Hope. Jungkook'a bir özür borçlusun. Jungkook seni affederse ve sana bir şans verirse yanımızda dolanmana sesimi çıkarmam. Ama Jungkook seni affetmez ve görmek istemezse bir daha bu kafenin yakınından bile geçmene müsaade etmem bilesin." "Bunu hak ettim." "Buz eridi şapşal, patlatmadan git at şunu!" Hoseok erimiş buz torbasını temizleyip buzluğa atıp geri geldi. "Merak ediyorum Yoon o gece ne hissettin?" "Hangi gece?" "Parti gecesi ben ve Tae..." "Bak sakinleşiyorum beni delirtmek için uğraşıyorsun Hoseok!" "Sadece merak etmiştim ve cevabımı aldım." "Ne?" "Neyse gideyim ben." Dedi çıkışa yönelirken, Yoongi hızlı davranıp önünü kesti. "Demek istediğini açıklamadan gidemezsin!" Hoseok bakışlarını Yoongi'nin bakışlarına sabitledi. "Sen. Beni. Kıskanıyorsun." Yoongi cevap vermedi. Yaptığı tek şey arkasın dönüp gitmek olmuştu. Hoseok kalakalmıştı. "Aissh!" Yoongi kalan sandalyeleri de ters çevirip masaların üzerine dizerken Hoseok 'un gelip onu duvara yapıştırmasını beklemiyordu. "Bırak beni!" "Debelenme!" "Bırak!" "Yoongi dur!" "Hobi bırak!" "..." Evet, doğru anladınız Hoseok Yoongi'nin dudaklarını öptü. Yoongi karşılık vermek yerine Hoseok'u sertçe itti. "Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Dedi hiddetle ağzını koluna silerken. "O kadar mı tiksindin benden? O kadar mı iğrenç bu senin için?" "Değil Hoseok sen... Offf! Hâlâ oyun peşindesin!" "Hayır, yemin ederim oynamıyorum bu defa." Dedi ve Yoongi 'ye bir adım yaklaştı. "Hem seni hâlâ etkiliyor muyum merak ettim." "Sen delisin!" "Kabul et etkilendin." "Git buradan Hoseok!" "Hobi 'ye ne oldu?" "Sabrımı sınama ve git Hope!" "Ya sınamak istiyorsam?" Dedi ve bir adım daha yaklaştı. Yoongi'nin âdemelmasına doğru eğildi ve derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi burnundan, Yoongi'nin âdemelmasından kulağına doğru bir yol çizerek verdi. Yoongi o an nefes almayı kesmişti. Elleri yumruk olmuş ve tüm bedeni kasılmıştı. "Kabul et Yoon sende istiyorsun." Diye fısıltıyla kulağına doğru konuştu Hoseok. Ardından Kulak memesinden başlayarak kulağının arkasını diliyle okşadı. Bu hareket Yoongi'nin beynindeki son mantık hücresinin de icabına bakmış ve Yoongi sertçe Hoseok 'un dudaklarına yapışmıştı. Ve o gece Jungkook'un masum yatağı masum olmayan şeylere şahit oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİ/LOVE JİKOOK
Fanficİki gencin eğlenceli hikâyesi. Not: bu bir mini hikayedir bölümler tadımlıktır! Yan çift: VHope #Vhope #jikook