Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yanımda içicek rafı karşımda duran iki mafya adamı . Ne yapabilirim? Nasıl kaçabilirim? Dur bir dakika ben niye kaçıyorum ki? Hiç bir şey yapmadım. Geri adım attmadım.
Üç kişiydik. Kısa saç bir şey söylemek üzereyken içeri bir çocuk girdi. Yuvarlak gözlükleri, hafif dağılmış siyah saçları ve hafif çekik uzun kirpikleri olan köyü yeşil gözlü çocuğa baktım. Çok şirindi üstüne üstlük bilmiyorum ama sanki şey gibi hissediyorum. Tanımlayamadığım bir his ve bu hissin adı "şimdi sıçtın Niri! " hissiydi.
O çocuğu tanıyordum. Sevimli şirin çocuk Akira'ydı çocukluk arkadaşımdı ve kendisinden nefret ederdim. Gözlerimi içkilerin olduğu rafa doğru çevirdim. Ne yapacaktım? Üst üste bir sürü sorun geliyordu.
Mor saç arkasına baktı ve Akira'yı süzdü. Sonra tch dedi cebinden sigara çıkarıp ağzına koyup yaktı. Ve bana doğru tekrar döndü. Deniz anası memnun olmayan bir şekilde içkilerin olduğu yere gözlerini daldırmış izliyordu.
"Gerçkten bu sikik mi? " diye mırıldandı deniz anası.
"Ha? " dedim ve onun gözlerine bakmakla çekmek bir oldu.
Adam beni mezara gömecek gibi bakıyor...
Ardından Akira bana baktı, yeşil gözleri gördüğüm an umursamadan herhangi bir rafa ilerledim. Bakışları hala üzerimde hissettim.
O ikisinin.
Neden bilmiyorum alacağım şeye odaklanamıyorum arkama dönüp onlarla konuşasım vardı. Ama Akira varken olmazdı bunu yapamazdım. Beyaz mermer zemine baktım. Dur bir dakika adamlar beni pijamalı görmüştü.
Rezilliğim harikaydı. Mükemmel bir şekilde gecenin yarısında pjima ile dolaşıyordum.
Çantamdaki telefonun anime müziği çalınca çantamdan çıkardım. Kocaman harflerle Nami(enayi Japon) diye kayıtlı olan telefonuma baktım. İstemeyerek açtım.
"Efendim? "
"Himari neredesin? "
"Öldün mü sandın? "
"Hayır yani bel- Neyse! Çok önemli hemen eve gel..! "
"Noldu? Evi mi yaktın ? Vallahi öyle olsaydı seni yakardım çünkü evi daha yeni aldım. Hemde kendi paramla! "
"Konu o değil... Senin gittiğin yer! Yani yol. "
"İnan dediğin marketi bulamadım ama başka bir marketteyim. Ayrıca sakin ol ben iyiyim. "
" Hangi market..? "
Endişeli sesine karşı bir of çektim ne sinir bozucuydu. Beni kendisi göndermiş şimdi ise endişeleniyordu. Telefonumu kulağıma koydum ve rafta duran bir kaç paket chips, marşmelov ve dört maket sakız aldım. Kapının oraya elimdekiler ile yürüdüm ve bir market sepetine koydum.
