Karşımda duran iki adam vardı. Onları tanıyordum bunu hiç istemesemde tanıyordum. Üzerine onlara yardım etmiştim. Uykulu gözlerle hocaya baktım. Sarıya boyamış saçlarını kulağın arkasına sıkıştırdı ve ardından bana öfkeli bakışlar attı. Öğretmen masanın üstündeki ajandasını bakarken sert bir ses tonu ile konuştu.
"Ran, Rindou Niri'nin yanındak iki boş sıraya oturun. " dedi . Demesi ile içimden küfür ettim. Onca kişi arasında neden bendim? Hani herkes normal bir hayat çekerken benim farkım neydi?
Kastettiği sıraların ortasındaydım kafamı masamın üzerine koydum. Bir kaç kez vurdum. "Neden ben..? " dedim türkçe konuşarak cılız sessim aslında olduğum duruma lanet okuyordu. Tekrar kafamı vurdum ve çenemi masaya yaslayarak kocaman beyaz tahtaya baktım. En azından diye düşünürken devamı gelmiyordu.
Olmayan şansın nesinden söz edebilirdim ki? Bu ancak sağıra seni seviyorum demek olurdu. Derin bir nefes aldım ve pozisyonumu değiştirdim. Dirsemi masanın üzerine koydum ve kafamı elimin üstüne yatırdım. Tek yaptığım boş gözlerle hocanın kombini eleştirmek oldu.
Ran ve Rindou denilen şahıslar iki yanıma oturmuştu. Solumda kısa mor saçlı 1.80li boylarda olan menekşe rengi gözlerle sahip şahıs oturdu. Saçlarının arasından siyah tuttamlar vardı vücudu yapılıydı sıkıntılı bir şekilde nefes verdim. Ve tekrar.
Sağıma ise aynı kısa saç ile aynı göz ve saç rengine sâhip ama saçları daha uzun be deniz anasına benzeyen çocuk oturdu. Boyu sanırım bir 1.79 civarı falandı çünkü kısa saçtan bir iki santimetre kısa duruyordu.
Ah hadi ama! Neden onlar? Neden o ikisi? Neden... Neden ben..?
Derin bir nefes aldım. Fizik hocasının anlattığı şeyler pek umurumda değildi sınıfı geçsem bana yeterdi. Geçen sene gördüğüm konuları yine görürken bir of çektim.
Fizik hocası tahtadan bana doğru döndü ve sinirli gözleri bana doğru baktı. Durduğum pozisyon aniden dik bir konuma geldi. Herkes bir anda bana baktı o ikisi dışında gözler benim üzerimdeydi.
Hoca derin bir nefes aldı tahta kalemini masanın üstüne koydu ve kollarını sıvayıp göğüsünde birleştirdi.
"Niri Himari dersi dinlememenin ve umursamazlığın sebebini öğrenebilir miyim? Çünkü sen hariç, " işaret parmağı ile bütün sınıfı işaret ederek gezdirdi ve sonra beni gösterdi.
"Herkes dersi dinliyor ve ciddiye alıyor. Çok tuhaf kii koskoca sınıfta derste uyuyan kişi sensin okulu asan kişi sensin ve umursamayan kişi de sensin. Madem bu kadar iddalı bir şekilde gerek duymuyorsun kapıyı açıp çıkabilirsin. " dedi her zaman tipik hoca konuşması ile.
Bir gerçek vardı ki bu sınıfta en iyi ortlamaya sahip tek kişi bendim ve bu aynısı diğer sınıflar içinde geçerli bir sebepti.
Derin bir nefes aldım . Yanındaki deniz anasını sırıtırken görmek benim sinirlerimi bozmuştu. Birden birinin eli havaya kalktı ve o el Akira'nın eliydi.
ÅÄ°MDÄ° OKUDUÄUN
ðððð ððð ð¯ðððððð ð²ððð ðð̧ððð ð¿ ð¹ððð ðð BONTENX
Fanfictionðð¢ÌððððŠð'ððð ððððð ððð ðız ððððððð ðð¢Ìð ððð ððð ðððð ððıð. "ðððð ð ððð ð ððð§ð¢ð§ð ððððð ð ðð£ððððÌðð§" "ððÌð§ ðð¢Ì? " "ððÌð§." Y̶a̶n̶d̶e̶r̶e̶ A̶n̶g̶s̶t̶(̶h̶a̶f̶i̶f̶)̶ L̶o̶v̶e̶ T̶...