Gözümü açtım.
Bambaşka bir evde bambaşka bir tavana bakıyordum. Tanıdık ama uzak ve yalnız bir his kapladı içimi. Büyükannemin evinden ayrıldığımda hissettiğim hislerin başka bir hali
gibiydi. Yataktan kalktığımda ayağımı bir oyuncak bebeğe basmamla zıpladım. Nerede olduğumu bile bilmezken ses çıkartmak beni ürkütmüştü. İçinde bulunduğum oda kendi odama benziyordu sadece başka bir evde gibiydi. Her şey olması gerektiği gibi duruyordu. Odayı biraz dolaştıktan sonra kapımı açtım ve merdivenlerden inmeye başladım.
Tanıdık bir koku beynimi kaplıyordu sanki..
Annemin yaptığı bariz o kakaolu kek kokusu..Sakin adımlarla merdivenlerden indiğimde geniş bir oturma odası ve amerikan mutfak beni karşıladı. Ve de 2 çift göz.
Cehennemimde miyim? Yoksa cennetimde mi?
''Anne.''
Hızlıca döndü ve o sarı bukleleri etrafında uçuştu. Ah annem o kadar güzelsin ki ve ben senin tüm yüz hatlarını ,sesini ,kokunu ,gülüşünü o kadar unutmuşum ki...
''Günaydın güzeller güzelim yumurta yaptım hem de sevdiğin gibi oldu içi hem yumuşak hem sert tupturuncu.''
Yumurta sevmezdim ama yiyecektim annemin elinden ne olsa yerdim 14 yıldır yaşadığım bu özlem duygusu göğsümde ağrı gözlerimde yangın olarak dönmüştü bana. Dönüp baktığımda babamın televizyondan haberleri açtığını gördüm. Tarih 2010'u gösteriyordu.
''Bugün baya yağmur yağacak belli ki ha gökyüzü kasvetli duruyor. Dışarı çıkarken dikkat et prenses şekerler yağmurda erirler biliyorsun ki.'' Babamın tatlı ama bir o kadar karizmatik ses tonu.. Sanırım ilk kez duyuyordum onu sesini çünkü öldüklerinde 4 yaşındaydım onları hatırlamıyordum bile.
''Anne'' dedim. Her anne deyişimde kalbimin en derin yerlerinde bir yer sızlıyordu sanki. Ne kadar çok anne dersem o kadar ferahlayacakmışım gibi hissettim.
Annem sofrayı güzelce kurdu. Domatesler ,peynirler ,pankek ,yumurta her şey vardı tıpkı hayalimdeki gibi. Babam tabağımı tepeleme doldururken annem gülerek ''Kızımı şişmanlatma.'' dedi.İşte hayalimdeki pazar kahvaltısı dedim.
''Anne ben yumurta sevmem ama sen yaptığın için yiyeceğim.'' dedim.
''Unutmuşum anneciğim.'' Anneler de unutabilirdi onlar da insandı. Babama baktım. Her şey o kadar güzeldi ki.
''Sonsuza dek böyle kalalım anne baba söz verin.'' dedim gözlerim dolu doluyken.
''Kızım biz senin hep yanındayız ne oldu sana böyle sabah sabah sanki bizi yeni görüyorsun?''Gülümsedim. 14 yıllık yalnızlığımı kafa karışıklığımı hüzünlerimi hayallerimi 2 dudağımın arasındaki bir gülüşe sığdırdım.
Tabağımdakileri yemeye başlarken çok şiddetli bir fırtına koptu. Dolunay ve Demir mi ayarlıyor diye düşünmeden edemedim ama 2010'daydık. Onları tanımıyordum bile ayrıca ailemleydim yani sorun yoktu.
''Uyan.''
''Efendim baba?'' diye sordum. Babam anlamamış gibi yüzüme baktı. Halbuki o seslenmemiş miydi?
''Uyan.''
İrkildim. Annemle babam endişeli gözlerle bana bakıyordu. İyi olup olmadığımı soruyorlardı ama zihnimden gelen sesler soğuk soğuk terlememe sebep olmuştu. İyiyim diyebildim sadece bir elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEKİNEZİ
FantasyTam 18 yıl önce kızlarının bütün hayatını etkileyeceklerini bildikleri halde bir anne ve bir babanın yapmış olduğu bir seçim.. Nefes yıllardır ölmüş ailesinin en yakın dostu olan büyükanne bildiği bir kadınla yaşıyordu.Yasaklar ve baskı altında ne k...