Yaşadıklarım kolay değildi. Bu evde hiç kimsenin hayatı masallardaki gibi toz pembe geçmemişti , geçememişti. Rüyamda bile olsa anne ve babamı tekrar görmek beni uzun bir süre etkilemişti. Yiyor , içiyor ara sıra Destina ile dışarı çıkıyor , Demir'den kontrol dersleri alıyordum ama kafam bambaşka bir yerdeydi. Kafam hep ailemdeydi. Düşman bile olsak bu kadar alçakça bir hamle beklememiştim. Haftalardır sadece Talya'dan ailemizin intikamını alabilmeyi düşünüyordum. Yaşadığım bu durum ve bu ev beni ister istemez değişime sürüklüyordu. Eskisi kadar saf değildim artık veya hiçbir şeyden haberi olmayan çekingen bir kız değildim. Bu ev bana özgüvenimi tekrar kazandırmıştı. Ben bir orduyu diriltebilecek güçteydim. Ben bir takımın hayallerini süslerken diğerinin korkulu rüyasıydım. Ben en güçlüsüydüm.
'' Hazır mısın ? ''
Büyük bir spor çantasının fermuarını kapattım ve '' Evet hazırım. '' dedim. Bugün Demir'le biraz bu evden uzaklaşacaktık çünkü hala diğerleri kadar kontrollü ve yeteneklerine tam olarak hakim olabilen biri olamamıştım. Rüyalar demişti Demir , ne kadar güzelse o kadar tehlikelidir.
Çantama kamp için gerekli eşyalarımı koymuştum. Sıcak tutacak bir pijama birkaç kıyafet ve ilaç.. Üstüme kırmızı uzun örgü kazağımı ve siyah taytımı giyip yine aynı renkte olan siyah montumu aldım. Kat kat giyindiğim için şişme montumla tam bir penguene benzemiştim. Demir , Destina'yla ortak olan odamıza girip masanın üstünde duran beyaz atkımı aldı ve boynuma doladı. Siyah ponponlu beremi de başıma taktığında ona göre de hazır olmuş olmalıydım. Çocukluğumdan beri pek kalın giyinmezdim ama Demir belli ki hep üşüyordu çünkü her dışarı çıktığımızda üstüme tekrar kat kat bir şeyler giydirtmeye çalışırdı.
Rüya hapishanesinde kaybolup geri gelmemden sonra Demir'e karşı biraz soğuk davranma kararı almıştım. Onu bar çıkışı gördüğümden beri etkilendiğimi biliyordum ama bunu asla belli etmek istemiyordum çünkü Demir için ben sadece yıllar boyunca aradığı bir anahtardım. Herkesin acılarının intikamı , tekrar eden kötü karmanın bitişi ve şah mat. O beni şah olarak görüyorsa ben de satranca göre oynayacaktım. Tehdit altında olan şah hiçbir hamle yapamazsa mat olur. Bu durumda ben şah olsam da mat olacak olan oydu.
Demir'le onun SUV model arabasına eşyalarımızı yükleyip yerleştik. Dolunay dahil herkes el salladı ve bizi yolcu etti. Yolculuğumuz uzun sürmeyecekti yaklaşık dört saat sonra bungalow camping alanına varacaktık. Tam kafamı cama yaslayıp uyuyacaktım ki hiç beklemediğim anda Demir'in konuşası tuttu. Şaşırmıştım çünkü ben ondan ne kadar uzak durup en ufak hissettiğim heyecan kırıntısını bile saklasam da o bana koruyucu ebeveynim gibi davranıyordu sanki hiçbir şey onun için yok gibiydi.
'' Sen bu Koray'la sevgili falan mısın ? ''
Güldüm. Koray ve ben bu dünyada tüm insanlık bitse ve bir araya gelmemiz gerekse bile gelmezdik hatta gelemezdik. Belki Koray ve Ecem daha yakışıyor olabilirdi ama biz ikimiz asla. Koray lise arkadaşım gibi gözükse de aslında kreşten beri tanıdığım , aynı mahallede oturduğum , Layla'nın bile güvendiği kardeşim gibiydi.
'' Hayır tabiiki de. Senin daha önce hiç kız arkadaşın olmadı herhalde her gördüğün kız ve erkek sevgili diye bir şey yok eski kafalı mısın sen ? '' diye sordum.
'' Yedi yirmi dört konuştuğunuz için öyle zannetmiş olmam kadar doğalı yok. ''
'' Sadece onunla konuşmuyorum üçümüzün olduğu grup sohbetinden konuşuyoruz. ''
Kafasını salladı. Asker desenli kamuflaj mont ve siyah boğazlı kazak giymişti. Parmakları açık siyah eldivenleri direksiyonun üstündeydi. Arabanın klimasını sonuna dek açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEKİNEZİ
FantastikTam 18 yıl önce kızlarının bütün hayatını etkileyeceklerini bildikleri halde bir anne ve bir babanın yapmış olduğu bir seçim.. Nefes yıllardır ölmüş ailesinin en yakın dostu olan büyükanne bildiği bir kadınla yaşıyordu.Yasaklar ve baskı altında ne k...