YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ LÜTFEN.
GECE
Korkuyla telefona bakmaya devam ettim. Çünkü koca askeriye de ve lojmanda tanıdığım bir kaç insan var. Aslan yüzbaşı da bunların başın da yer alıyor resmen. Tamam kötü anlaşmıyoruz Aslan ile ama iyide değiliz ve şu çenem ona karşı hiç susmuyor. Tamam başka tanıdıklarımda var ama işim gereği insanları tanıyorum . Yaşadığımız şehirde hastanenin acil doktoruyum ve ister istemez insanları tanıyorsunuz.
Düşüncelerime ara vererek kendimi telkin etmeye başladım. Sakin ol ve aç telefonu kızım diyerek telefon kapanmak üzere iken açtım ve hafif bir gülümseme ekleyerek yüzüme konuşmaya başladım.
"Efendim Aslan yüzbaşım. Bir şey mi isteyecektin?
Aslan "Minik eğer 1 dakika içinde gözümün önünden ve askerlerimin önünden kaybolmazsan akşam evini basarım haberin olsun." diye kükreyince gülerek arşıma baktım.
Ama sinir olmadan da duramadım Aslan'a çünkü bir diğer huyu da bu sırığın benim boyumla uğraşması ve dalga geçmesi. Bende isterdim 1.80 boyunda manken gibi olmayı ama olan malzeme 1.60 ise benim suçum ne kısa olmayı ben istemedim.
"Bana bak yüzbaşı bana bir daha minik dersen her nöbet çıkışı gelirim buraya başını belaya sokarım vallahi görürsün." sinirle çıkışıp saçlarımı geriye doğru attım.
Aslan "minik beni sinirlendirme basarım evini kızım senin. Başka işin mi yok da iki de bir buraya geliyorsun?" bak hala damarıma basıyor.
"Gel lan bas bas da gör ebeninkini sırık dev yüzbaşı." diye hakaret etmek istedim ama ağzımdan çıkan en kötü küfür bu oldu ona karşı. Dua etsin yakışıklı bir yüzü var yoksa daha güzel küfürlerim vardı ona karşı.
Aslan " Bekle minik beni sakın oradan bir yere gitme SAKINNN." diye sonlara doğru bağırdığında.
Oldu o zaman diyerek telefonu yüzüne kapatıp en acilinden buradan kaçmam lazım çünkü yakalarsa sıçtım. Aracıma atlayıp uzaklaşmaya başladım. Bir yandan araba kullanıp bir yandan da arkamdan geliyor mu diye bakarken gelmediğini gördüm. Neyse ki tatlıcıya geldim ve benimkine hem tiriliçe hem de tiramisu aldım paketler hazır olunca evin yolunu tuttum ama akşam için simgeyi evden çıkarıp evden uzaklaşmam lazım. Kaçmam lazım yoksa bu yüzbaşı beni parçalar akşam kavga ederiz. Ve ben onu delirtmekten geri durmam.
Eve vardığımda şeftalim çayı demlemiş her şeyi hazırlamış beni bekliyordu salonda . Bende tatlıları servis edip çayları da getirince yanıma gelerek karşıma oturdu.
Simge bana neden geç geldiğimi sorunca olan bitene anlattım 1 saat gülmesini çekip bir ton dil dökmemle simgeyi ikna edip hazırlanmaya gönderdim neyse havalar ısınmaya başlamış nisan ayına gelmiştik. Yoksa simgeyi kışın hayatta çıkaramazdım dışarı. Bende hafif bir makyaj yapıp hazırdım.