*Bölüm 7*

6.9K 376 29
                                    

multimedya Doruk


Yine bir Perşembe sabahı uyanmak... Neyse ki yarında gidiyoruz da ertesi gün tatil. O günden bu yana ne oldu derseniz 2 gün çok sorunsuz geçti. Doruk ile göz teması kurmamaya çalıştım. Sadece çalıştım. Başarılı olduğum pek söylenemez. Kendimi bir anda ona bakarken buluyordum. İşin garip tarafı ona her baktığımda oda bana bakıyordu. Her seferinde gözünü ilk çeken ben olduğum için yüzünü görmem kısa sürüyordu. Hem bizden uzak durun diyor beyefendi hem de her baktığımda bana bakıyor. Yine sınıfa girdiğimde bu anlardan birini yaşadık. Her zamanki gibi gözlerimi çektim ve sırama oturdum. Edebiyat hocamızda gelince testlerimizi alıp çözmeye başladık. Konuları erken bitirdiğimiz için test çözüyorduk. Hocanın konuşması üzerine hepimiz ona döndük.

-Arkadaşlar performans ödevi konularınızı hazırladım. Herkese konu dağıtımını ben yapacağım. Her sene olduğu gibi bu senede grup şeklinde yapacaksınız. Ben grupları ayarladım. Şunu belirtmek istiyorum itiraz yok! Her zaman istediğiniz arkadaşınız gelmeyebilir... Neyse... Grupları açıklıyorum... Ve son 5 grup kaldı.

Ø Güneş-Beste

Ø Gizem-Hande

Ø Ecem-Demir

Ø Utku-Cem

Ø Arya-Doruk

Arya-Doruk, Arya-Doruk, Arya-Doruk... Dakikalardır hocanın söylediği son grup beynimde tekrarlanıyordu. Arya-Doruk! Yanlış duymadım değil mi? Ben ve Doruk, Bay ukala, sinir bozucu kişi, arka dörtlünün elemanı, en önemlisi uzak durmam gereken kişi. Ördü kader ağlarını kırdı yine yollarımıııı......

Ne diyorum ben ya! Şoka girmenin etkisiyle... Cidden kaderin oyununa bak sen. Ecem'e döndüğümde oda şok olmuştu. Oda arka dörtlüye düştü. Ay o ne be öyle kötü yola düştü gibi... Yok yok ben iyi değilim. Güneş'in yanında da oturunca böyle olması normal tabi. Neyse ki düşüncelerimden zilin sesini duymamla sıyrıldık. Ecem ve Güneş'i de alıp bahçeye her zaman oturduğumuz yere oturdum. Okulun arka tarafında ağaçların arasında bir yeri çok beğenip orayı kendi mekanımız olarak adlandırmıştık. Fazla sessiz, kafa dinlemek için süper bir yer. Kimse seni görmüyor da... Gelip yerimize oturduğumuzda Güneş konuşmaya başladı.

-Oh be... Allah'tan başka bir şey isteseymişim. Beste gibi çalışkan kızla grup olmak. Beste bana hiçbir şey bırakmaz. Kaptım yine çalışkan kızı.

Güneş'e ölümcül bakışlar atıp Ecem'e döndüm.

-Ben gidip hocayla konuşacağım. Bu böyle olmaz. Uzak durmam gereken kişi ile ödev yapamam. Zaten başına bela oluyormuşum beyefendinin daha fazlasına hiç gerek yok.

-Sakin ol canım. Bende Demir ile aynı gruptayım. Sen o gıcık çocuğa nasıl katlanacağım onu düşün. Sinir şey... Geçen gün söylediklerinin hiçbirini unutmadım.

-Of Ecem of nasıl şansızız biz.

-Aynen Arya ya bizde ki şans kimsede yok.

-Kızlarrrrrrrrrrrrrrrr! Depresyon havanızı bozuyorum ama söylemek istediğim bir şey var.

-Lütfen Güneş dalga geçmenin hiç zamanı değil.

-Aaa benim güzel ikizim neden dalga geçeyim. Ciddi ciddi bir şey söyleyecektim.

-Eee hadi söyle bakalım.

-Kızlar unuttuğunuz bir şey var. Bu çocuklar grup ödevlerine katılmıyorlar. Bunca yıl katıldıklarını görmedim. Bireysel takılıyorlar anladınız mı? Gerçi hoca bunu bilmesine rağmen niye hala onları başkalarıyla grup yapıyor ki!

-Güneşşşşşşşşşşşşşş! Sen harikasın. Bu nasıl aklımıza gelmedi ki. Ödevi tek yapacağım. Böylece Doruk ile karşılaşmayacağım ve bay ukalanın başına da bela olmayacağım.

-Biliyorum Aryacım ben harikayım!

Güneş içime o kadar rahatlatmıştı ki. Doruk beni görmek istemiyordu zaten. Ondan uzak durmamı da söylemişti. Aynı grup olmamız bir şey değiştirmeyecek çünkü o benimle ödev yapmayacak. Ecem'de kurtuldu. Rahat bir nefes alıp derse geri döndük. Çıkışta her zaman olduğu gibi kızlara kütüphaneye gideceğimi söyledim ve oranın yolunu tuttum.


Kütüphane çok farklı... İçeriye girmemle burnuma dolan kitap kokuları, güzel manzarası ve keşfettiğim gizli yerim. Keşfettiğim gizli yerim diyorum çünkü bence burayı kimse bilmiyor. Zaten kütüphaneye çok az kişi geliyor. Benim yerim ise rafların arkasında kalıyor. Orayı tesadüfen buldum. Bir gün yine kendimi kaybetmiş bir şekilde kitap ararken yere düşürdüm. Ve o zaman rafın hemen arkasında kalan küçük yeri gördüm. Oraya girdiğimde buranın harika bir yere çevirebileceğimi anladım. Öyle de oldu. Kendi zevkime göre birkaç eşya ekledim. Vakit buldukça mekanımı! ziyaret ediyorum. Evet, burası mekanım. Öyle içkili, sarhoş dans edenlerle dolu bir yer değil. Rahat salaş bir yer. Oturmak için kullandığım yumuşacık tüylerle dolu bir koltuktan oluşuyor. Eğer burayı biri görseydi çoktan darmadağın ederdi.

Neyse kütüphaneye gelmişken performans konumu araştırmak istedim. Konum milli edebiyat dönemi yazarlarıydı. Bir sürü yazar var şimdi ben hangi birini yazacaktım. Bu konuyla ilgili kitapların olduğu rafa gidip kitapları aldım. Masaya doğru ilerlerken onu gördüm...

Onun burada ne işi vardı?


ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin