Multi: Handan GÖKSOY
Handan'ı nasıl buluyorsunuz. Yorumlarınızı bekliyorum :)
İnanmak istemiyordu. Bu olanların bir şaka olmasını istiyor, bir mektupla hayatının değişmesini istemiyor, bunu kabul edemiyordu. Bu kadar kolay mıydı?
Diğerleri de böyle bir durum karşısında ne yapacaklarını bilmiyordu. Çünkü daha önce böyle bir şey yaşamamışlardı. Ne deselerdi ne tepki verselerdi? Kendileri bile bu gerçeğe inanmak istememişlerdi. Arya için zor olduğunun farkındaydılar. Yardım etmek istiyorlar fakat ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Öylece durup Arya'ya bakmaya devam ettiler.
Arya hepsine tek tek baktı. Birinin bir şey söylemesini bekledi. Annesi ağlıyor, babası bir köşede sessizce oturuyordu. Babasının bir şeyler düşündüğünü anladı. Diyecek bir şeyleri yoktu çünkü her şey doğruydu. Şuan gördüğü manzara her şeyi açıklıyordu. Hızla çantasını alıp çıktı. Peşinden gelen Güneş ve Ecem'e aldırmadan ilk gördüğü taksiye bindi. Gitmek istediği konuşmak istediği kişiye gitti.
Birkaç saat sonra yurdun önüne gelmiş öylece beklemeye devam ediyordu. Aklından ne diyeceklerini düşünüyordu. Gidip ne demeliydi? Benim annem sen misin? Beni neden terk ettin? Neden beni bırakıp gittin? Şimdi neden buradasın? Neden şimdi? Neden?
Sakin kalmaya çalıştı. Ağlamayacaktı. Durmadan çalan telefonunu umursamadı. Sürekli ya arama ya da mesaj sesleri geliyordu. Telefonunu kapadı. Hiçbirinin buraya geleceğini tahmin edeceğini sanmıyordu. Mantıklı düşünmeye çalıştı. Önce gidip o mektupta yazanların doğru olup olmadığını soracaktı. Sonra ne yapacağı konusunda onunda bir fikri yoktu. Derin bir nefes alarak Handan'ın odasına çıktı. Kapıyı çalmadan odaya girdi. Onu gören Handan'ın şaşkın bakışlarıyla karşılaştı.
-Arya, hoş geldin canım. Geç otur.
-Ben böyle iyiyim. Size...Size bir şey sormak istiyorum.
Birkaç dakika öylece durdu. Tam olarak nasıl sorması gerektiğini bilmiyordu. Zorlanıyordu. Handan'ın meraklı bakışlarını görünce daha da panik oldu.
-Arya, bir sorun mu var?
-Evet, bir sorun var.
-Nedir? Ben elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Bu yüzden elinden yol boyunca hiç bırakmadığı mektubu Handan'a uzattı. Handan bir şeyler olduğunu anlamıştı. Her zaman neşeli olan kızı karşısında durmuyordu. Ona farklı bakıyordu. Uzattığı mektubu aldı ve okumaya başladı. Şimdi ne söyleyeceğini bilmeme zamanı ondaydı. Arya'ya her şeyi söylemeyi istiyordu ama bu şekilde değil. Sakin kalmaya çalışarak aklından mantıklı birkaç cümle geçirdi.
-Doğru mu?
-Ben.. bunu sana nasıl söyleyeceğimi şaşırdım. Arya-
-Doğru mu?
-Evet. Ben sana söylemeyi çok istedim. Yemin ederim kızım. Ben defalarca kez söylemeyi denedim. Savaş ve Esra her zaman engel oldu bana. Beni buradan göndermekle tehdit ettiler. Seni başka okula aldırmakla bir daha seni görememekle tehdit ettiler. Ben gerçekten söyleyecektim. Gerçekten...
-Neden beni bıraktın?
Bu soruyu sorarken sesinin zar zor çıktığını fark etti. Kendisini şuan yıkılmış bir bina gibi hissediyordu. Tüm katları yıkılmıştı. Tüm duvarları kum gibi dağılmıştı. Geriye bir tek enkaz kalmıştı. Arya şuan o enkazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKA DÖRTLÜ
Novela JuvenilGizemli bir grup... Onları merak eden bir topluluk... Güzel kızlar... Yakışıklı erkekler... Bilinmeyen gerçekler... Hayat her zaman sıradan değildir. Hiç beklemediğimiz bir anda neler yaşayacağımızı bilemeyiz. Biz bu hikayede sıradanlığın içindeki...