29~

3K 318 356
                                    

Şoku üzerimden atlatır atlatmaz arkadaşlarımın yanına dönmek için aşağı indim. Umarım üzerimde ki ceketi umursamazlardı. Yoksa onlara nasıl bir açıklamaya yapacağım, bilmiyorum. Tek bildiğim doğruyu söyleyemeyeceğimdi.

Gürültülü alana tekrar geri döndükten sonra Jeongin ve Seumgmin ikilisini gördüm. Dans etmeyi bırakmış, ikisi de oturuyorlardı.

Jeongin'in ceketten şüphelenmesinden korkup tereddüt etsem de yanlarına gidip sordum, "Jisung'u gören oldu mu?"

İkili birbirilerine, sonra da bana bakıp yanıtladılar, "En son Minho'yla görmüştük."

Ulan Jisung, dua et ki aklımdaki bokları yiyor olmayasın. Yoksa seni gebertirim.

"Sakın buradan kaybolmayın. Ben Jisung'u bulduktan sonra eve dönüyoruz." diye uyardım. Fakat beni pek anlamış gibi durmuyorlardı. Yine de buradan kalkmayacaklarını düşündüğüm için Jisung'u aramaya koyuldum.

Etrafta yürürken adını sesleniyordum. Karşıma çıkan tanıdıklara soruyordum. Bu taktik işe yaramayınca bölge bölge aramaya başladım. Önce bahçeye çıktım. Kısaca bakındım. Fakat burada olmadığı kesindi. Aklıma gelen diğer bir fikirle beraber dans pistine doğru yürüdüm. Belki orada olabilirdi.

Kalabalığın arasından sıyrılarak ilerlerken sert bir bedene çarpmamla sarsılmıştım.

"Hey! Önüne baksan-" Üstümü düzeltirken başımı kaldırdığımda çarptığım kişinin Changbin olduğunu fark ettim.

"Asıl sen önüne bak. Bana çarpan sensin!" dedi. Belki o Jisung'un nerde olduğunu biliyordur. Minho'yla arkadaş olduğu için onu Jisung'la görmüş olabilir.

"Boşver şimdi onu. Jisung'u hiç gördün mü?" diye sordum.

Durup biraz düşündü. Ardından dudaklarını araladı, "Sanırım en son tuvalete gitmişti. Minho da yanındaydı."

Yanlış duydum sandım. Minho da mı yanında demişti o? Şimdi belanı siktim Jisung. Ne boklar yiyorsun yine kim bilir.

"Şu tuvalet nerde peki?" dedim.

Eliyle ileriyi işaret edip konuştu, "Şuradan gidip sola dön."

"Tamam, sağ ol." Tam arkamı dönüp gidecekken sesiyle durdum. "O üstünde ki ceket Hyunjin'in değil mi?"

Hasiktir.

Ceketi tamamen unutmuştum.

Yavaşça dönüp boğazımı temizledim. Yalan türet Felix. Yalan türet.

"Ah şey, bunu mu diyorsun? Hayır onun değil. Bir arkadaşım üşümemem için ödünç verdi sadece." deyip gülümsedim. Tanrım, lütfen anlamamış olsun.

"Peki, hadi Jisung'u aramaya git." demesiyle gelen rahatlama hissiyle derin bir nefes verdim. Ardından başımı sallayıp dediğini yapmaya gittim.

Changbin'in tarif etmiş olduğu yoldan ilerlemiştim. Sonunda karşıma çıkan 'WC' yazısıyla tuvalete vardığımı anladım ve kulpu yavaşça aşağı indirdim.

Kapıyı açtığım gibi karşıma çıkan Jisung'la göz göze gelmiştim. Lavaboya yaslanmış, yüzündeyse şaşkın bir ifade vardı. Bir sorun olduğu oldukça barizdi.

Hemen yanına yaklaşıp doğrulmasında yardımcı olmak için belinden tuttum. Sonra sordum, "Noldu sana böyle?"

Belli ki sarhoştu. Bu yüzden kelimleri zar zor toparlayarak yanıt verdi, "B-ben iyiyim."

Tam dudaklarımı aralayacakken sustum. Zaten sarhoş olduğu için anlatacak hali yok gibiydi. Bu yüzden onu darlamak yerine kolundan tutarak bizimkilerin yanına götürdüm. Fakat yarın sabah mutlaka öğrenecektim.

Topunu Sikeyim | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin